FUAD KÖPRÜLÜ VE E. İHSANOĞLU’NUN MUHTEMEL AKİBETİ
Eklenme: 6/30/2014 12:00:00 AM

Köklü bir Osmanlı ailesi olan Köprülü Ailesiden gelen Fuat Köprülü, Ayasofya Rüştiyesi ve Mercan İdadisinden sonra İstanbul Hukuk Fakültesinde okudu. Ancak 1909da burayı yarıda bırakarak edebiyat, felsefe ve tarih alanlarına kaymış ve 1925 yılında Türk Tarih Encümeni başkanlığına seçildi. 1929da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı olduktan sonra da 1934de politikaya girer ve Kars milletvekili seçilir.

Fuat Köprülü, Birinci Türk Tarih Kongresinde önemli bir muhalif olmuş ve tek parti iktidarının kurbanı olmuştur. Ancak Köprülü politikada değil bilim hayatında beynelmilel bir isimdi. Ziya Gökalpın yetiştirdiği gençlerin en başarılısı idi. Yabancı ülkelerde kürsüsü olan bir ordinaryüs profesördü. Atatürk, kendisini Halk Partisi listesinden meclise sokmuştu.

çok partili döneme geçiş sırasında CHPden ayrılıp Dörtler den biri olarak Demokrat Partinin (DP) ilk kurucuları arasında yerini alan Köprülü, bizzat Adnan Menderes tarafından, Cumhurbaşkanı Celal Bayara başbakan olması önerilirken; tecrübesi Menderesten daha fazla olduğu bilinen Galip Hoca (Celal Bayar) Menderese, Başvekil sizsiniz Adnan Bey der.

Köprülü ise Birinci Adnan Menderes hükümetinde önce Dışişleri Bakanı olur. Ancak başta 6-7 Eylül olaylarındaki yanlış politikaları olmak üzere, 1956da tenzili rütbe olarak Devlet Bakanlığı görevine atandıktan bir yıl sonra DPden istifa edip Menderesin karşısında Hürriyet Partisini kurar. 27 Mayıs 1960tan sonra ise Yeni Demokrat Partiyi kurdu. Ancak parti pek ilgi görmedi. Amblem olarak seçtiği "Kırat"ı Adalet Partisine bırakarak siyas yaşamdan ayrıldı. Yassıadada idamla yargılanan Menderese son sözü, iyi ki bunlardan ayrıldım olmuştur.

İlmi hayat hikyesi de az çok Köprülüye benzeyen, Mısır doğumlu Türk-İslam bilim edebiyatçısı İhsanoğlunun, siyasi hayatı ise adeta amelinden ayrılan ilmine benziyor. Anayasanın değiştirilemez ilkelerini bize hatırlatması, milliyetçi, sol ve batılı söylemler ve tüm batılı devrimlerin başta sykes-picot sınırları olmak üzere bir bir devrildiği Ortadoğunun yeni ruhuna aykırı söylemler. İnsana sadece yazık dedirtiyor. İslam Dünyasının dirildiği bir zamanda bu zihniyet Örneğin, Mısırda ancak %10 halk desteğine sahip, İsrail oğullarından Sisinin darbesine darbe bile diyememesi ve tıpkı yıllarca görev yaptığı İslam Konferansı

Örgütünde, Halepçe Kürtlerine bir Fatiha bir bile okutmaması, onun kimlik ve kişiliği hakkında bize fikir vermesi açısından ilginçtir. (Ne Ocak ne de 21 Mart 1988 İKÖ Dışişleri Bakanları Amman toplantısında öldürülen Kürtlerle ilgili bir şey göremedim ama Antarktikanın çevre sorunu konuşulmuş.) Bu nedenle İhsanoğlunun akıbeti, halka dayanmayan bir temel üzerine kurulan çatıdan dolayı Fuat Köprülüye benzeyeceğinden adım gibi eminim.

Tarih bize Menderesin, Köprülüden neden daha büyük olduğunu göstermiştir. 1960 darbesine darbe demeyen Köprülü ile önce hak ve halk diyenler, akademik ve akli kaygı taşıyanlardan daha çok destek toplamıştır. Erdoğan da, one minute ve paralel yapının inlerine gireceğiz gibi ezber bozan söylemlerle en çok buradan kazanıyor. Yoksa ulan öküz Anadolulu! Size komünizm lazımsa onu da biz getiririz diyen CHPnin kudretli Ankara Valisi Nevzat Tandoğan gibi, şimdi de size İslamcı lazımsa onu da biz getiririz diyerek, Mısır pazarından kullanılmış BM personeli Baradey ve Galinin islamcı versiyonunu piyasaya sunması, CHPnin ne kadar değiştiğini göstermesi açısından manidardır. Buna DPden kopan ve MHPnin anası olan Millet Partisi lideri Fevzi çakmak dhildir. Bayarın çakmaka dediği gibi apoletler insanlığın ve siyasette başarının ölçütü olamaz.

Menderes, Özal ve Türkiyenin son 50 yıldaki karizmatik lideri Erdoğana olan halk desteği, son yerel seçimlerde de görüldüğü gibi Menderes gibi heyecan uyandırıyor ve son barış süreci çalışmaları da takdire şayandır. Karizmatik liderlik tam da bu değil mi? Ezber bozmak, yerli ve orijinal olmak, risk almak ve tarihin akışını değiştirmeye yönelmek.

Bu nedenle sağ ve sol omuzlara alınan İhsanoğlunun, Erdoğan karşısında Cumhurbaşkanlığının kazanma şansı yoktur ki; Köprülü, çakmak, tarih, akıl, basiret ve gerçekler bunun en büyük şahididir.

Yard. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü