IRAK GENEL SEÇİM SONUÇLARININ ULUSAL VE BÖLGESEL SONUÇLARI
Eklenme: 5/22/2014 12:00:00 AM

Irakta yedi yıllık ABD işgalinin resmen bitmesinden sonra ilk kez, 30 Nisan 2014 yılında yapılan genel seçimler ancak 20 gün sonra açıklanabildi. Öncelikle 34 milyondan oluşan Irak nüfusunun yaklaşık %75inin Arap, %20 Kürt ve %5i Türkmen ve diğer azınlıklardan oluştuğu; yine bu nüfusun ortalama olarak %60i Şii ve %30u Sünni ve kalan kısmının da Hristiyan ve yezidi gibi azınlıklardan oluştuğunu hatırlatalım.

21.5 milyonluk seçmenin katıldığı seçimlere katılım oran geçen seçimlere göre, Sünni El-Anbar bölgesindeki aşiret hükümet ve IŞİDle süren iç çatışmalardan, Suriye ve iç göçten dolayı %62den %60a düşmüştür.

Seçmenler açısından anlaşılması oldukça zor olduğu görülen, 42 siyasi partili listeden 9032 adayın katıldığı seçimlerde, adayların 6425i erkek, 2607sinin de kadın olduğu gözlemlenmiş ve Irak Anayasasına göre Meclisin %25i kadın olmak zorunda olduğundan, 82 koltuğu kadınlar kazanmıştır.

18 seçim belgesinden seçilen 328 sandalyeli Mecliste, 5i Hıristiyan, 1i şebek, 1i yezidi,1i saben olan 8 kişilik azınlık kotası bulunmaktadır. Seçimleri 1249 uluslararası gözlemci ve 278 yabancı gazeteci yerinde gözlemiştir.

Bu makalede Irak seçimlerinin Kürtler, Şiiler ve Sünniler ile ulusal alanda; Suriye, Türkiye ve İran arasında yol açacağı muhtemel etkiler itibariyle de bölgesel olarak analiz edilecektir.

Kürtler Açısından

Osmanlı sonrası Ortadoğuya sömürgecilerin çıkarlarına göre şekil veren 1917 yılındaki Sykes-Pico anlaşmasına göre dörde bölünen Kürtler, Irak Devleti ile Barzanilerin bayraktarlığında girdiği uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra ABDnin Irakı işgaliyle değişen Ortadoğu dengelerinde son yüzyılın en güçlü konumuna kavuşmuştur.

Saddamın 2003 yılında devrilmesinde etkin rol oynayan Kürtler, bu tarihten itibaren gerek Bağdatta gerekse IKYBnin başkenti Erbilde ana aktör konumuna yükselmişlerdir. Bağdatla yaşanan son petrol krizinde de görüldüğü gibi, Irak içinde hatta dışında da kısmen bağımsız bir konuma kavuşan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKYB) Irakın Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi önemli koltukları da elinde tutmaktadır.

Kürtler, bu seçimde 2010 yılındaki seçimlere oranla %20lik bir oy artışıyla, 328 milletvekilinin yer aldığı Irak parlamentosunda 62 sandalye kazanırken, Irakın ikinci siyasi gücü konumuna yükselmiştir. ( 2010 seçimlerinde 57 idi.)

Kürt seçmenler arasında 25 vekil kazanan KDP birinci olurken; 21 vekille KYB ikinci sırada ve 21 Eylül 2013 bölgesel seçimlerin ikincisi Norşivan Mustafa liderliğindeki Gorran

(Değişim) burada 9 vekille üçüncü sıraya gerilemiştir. Ancak aynı zamanda yapılan yerel seçimlerde ise Gorran, KYBnin kalesi Süleymaniye valiliğini kazanmıştır. Kürtlerin Kerkükte bile 8 vekillik kazanması, Mesut Barzaninin ifade ettiği gibi gerçekten Kürtlerin tarihi zaferi olarak görülmektedir.

Bu seçimlerde İslamcı Kürt partileri olan Yekgirto (4) ve Komela (3) sandalye kazanmış ve azınlıkların da yarısını (4) Kürt bölgesinden, dolayısıyla Kürtler kazanmıştır. Böylece toplamda Kürtlerin, meclisteki sandalye sayısı 66ya ulaşmaktadır.

Şiiler Açısından

Sünni Saddam Hüseyin sonrası dönemde ABDnin ve İranın desteğiyle iktidara gelen Şiiler, Irakın son on yılına damgasını vurmuşlardır. Liderliğini mevcut Başbakan Şii Nuri El Malikinin yaptığı 12 Şii partinin koalisyonu olan Kanun Devleti Koalisyonu bu seçimlerde zaferle çıkmıştır. Basra, Kerbela ve Babil bölgeleri Malikinin kalesi haline gelmiştir.

92 vekil kazanan Maliki ve Şiilerin diğer güçlü liderlerinden olan Mukteda El Sadr (%13 ile 28 vekil) ve El Hekimin (% 9 ile 29 vekil) başarıyla çıktığı bu seçimlerde, Sadr ve El Hekim Grubu Malikiye karşı bir duruş sergilemektedirler.

El Sadr Grubu (Ahrar), Irak İslam Yüksek Konseyi (Muvvattın) ve Irak Ulusal Reform Hareketi (İbrahim Caferi) kazandıkları milletvekili sayıları ile toplamda bile, Kanun Devleti Koalisyonu kadar milletvekili sayısına sahip olamamıştır. Ancak bu üç Şii grubunun ittifak yapması halinde, ki bu durum Kürtleri ve Sünniler dışlayacağından tehlikeli görülmektedir, Şiileri tek başına iktidar yapacak sayıya hemen hemen ulaştıkları görülmektedir. Bu sonuçlara göre Irakın Güney ve Doğu bölgesi neredeyse tamamen Şii kuşağı olarak fiilen bölünmüştür.

Bu seçim sonuçlarına göre bile Sünniler, Şiiler ve Kürtlerden hiç kimse Malikiyi istemese de; Maliki bizde, ANAPın 1999 yılındaki konumu gibi iktidara giden yolda, tüm partilerin kavşak noktasında bulunmaktadır.

Ancak ABD işgalinin bitmesine rağmen, bitmeyen alt yapı, ekonomik, sosyal sorunlar ve gerek IŞİD ve gerekse Sünni aşiretlerle yaşanan yoğun iç çatışmalar, Malikinin otoritesini sarsmıştır. Bu nedenle Sadr ve El Hekim grubu Malikiyi kerhen desteklemektedir.

Sünniler Açısından

çoğunlukla Irakın orta bölgesinde (El-Anbar) yaşayan ve Saddam döneminin mutlu azınlıkları olan Sünniler, liderliğini eski Meclis Başkanı Usame El Nuceyfinin yaptığı 13 partinin koalisyonu olan Birleşik (Muttahhidun) Koalisyon partisiyle seçimlere katılmıştır. El Anbar bölgesindeki operasyonlara sert tepki göstererek 50 vekille istifa eden Nuceyfinin, 23 sandalye kazanması onu, Türkiyede sürgünde bulunan eski Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık Haşimiden sonra Sünnilerin liderliğine taşımıştır.

2005lerde Irakın güneşi Allavinin batmasıyla doğacak denilerek Başbakanlıktan indirilen İyad Allavinin Vataniye ve Salih El- Mutlakın Arabiye partileri de sırasıyla 21 ve 10ar sandalye kazanmışlardır. Böylece Sünni Arapların toplam sandalye sayısı 54 olarak görülmektedir.

Bu grupta Erşat Salihinin liderliğini yaptığı Irak Türkmen Cephesi de yer almaktadır. Türkmenler Kerkükte, Kerkük Türkmen Cephesi adıyla seçimlere katılmış ve 2 sandalye

kazanırken; Selahattinde 3 vekil kazanmıştır. Beş ayrı listeyle seçimlere katılan Türkmenler toplamda 2010 seçimleri gibi toplamda on vekil kazanmış durumdadırlar.

Sonuç

30 Nisan 2014te yapılıp 19 Mayıs 2014te açıklanan Irak genel seçim sonuçlarının, ulusal ve bölgesel sonuçları aşağıda maddeler halinde sunulmuştur.

1. Bu seçimlerde Maliki % 26yla 92 sandalye kazanmış, 2010a göre gücünü artırmış ve birinci parti olarak çıkmıştır. Ancak burada Nuri El-Maliki, tek başına hükümet kuramamaktadır. çünkü en az 165 vekile ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hükümet kurma çalışmaları, siyasi krizlerle dolu ve zor günlerin beklendiği, çoğunluk ve Ulusal Birleşik Hareketi arasında geçecektir.

2. Kürtler %18le 62 sandalye kazanarak Irak genelinde ikinci grup olmuşlardır. Iu sonuç Irakta kurumsal yapısı beş yıl öncesine göre hayli güçlenmiş olan Kürtlerin elini, Bağdatta güçlendirecektir.

3. 15 gün sonra yapılması zorunlu olan Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de siyasi sıkıntıların olacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanı Celal Talabaninin sağlık durumu ve ABDnin baskısının hafiflemesinden sonra Arapların bir Kürt Cumhurbaşkanını tekrar görmek istemeyecekleri düşünülmekte ve bunun ciddi sıkıntılara yol açacağı ön görülmektedir.

4. Ancak mezhep ve ırk farkı gözetilmeksizin Araplar, Kürtler, Türkmenler, azınlıklar ve mezheplerden seçilecek vekillerin, oy gücü oranında oluşacak bir yapının Irakı bu kaostan kurtarabileceği düşünülmektedir. Tıpkı II. Dünya savaşı sonrası Adenaur veya herhangi bir kurucu meclis hükümeti gibi

5. Bu seçim sonuçlarına göre Kürtlerin liderliğine Barzani, Şiilerin liderliğine Maliki yükselirken; Sünnilerin liderliğine de uzun bir uğraştan sonra Usame El- Nuceyfinin çıktığı görülmektedir.

6. 21 Eylül 2013ten bu yana kurulamayan Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi (IKBY) bütün siyasi tarafların yer aldığı geniş katılımlı bir hükümetle, Neçirvan Barzaninin başkanlığında kurulmaktadır. Bu IKYB için önemli bir başarı olduğu gibi, Bağdatta örnek olabilir.

7. Ancak seçimlerden hemen sonra tüm Şii grupların İrana gitmeleri bölgede İranın artacak olan nüfuzunu göstermesi açısından manidardır. Bizce bu konuda Türkiye, Diyarbakırda Barış Sürecinde destek alarak birlikte hareket ettiği, IKYBye desteğini sürdürmekle beraber; 1517den beş asır sonra tekrar eden İran-Türkiye rekabeti yerine, Suriyeden ders alarak bölgesel işbirliği yapmalıdır.

8. Böylece Türkiyenin desteğiyle Kürtlerle birlikte hareket edecek Türkmenler hem Türkmenlerin geleceğini hem de Kürtlerin bölgede Türkiyeye olan desteğini artıracaktır.

Bağdat ve Erbilin sağlayacağı iç siyasi istikrar, İran ve Türkiyenin desteğiyle bölgesel ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik ortak çalışmalara yol açması dileğiyle, bu seçim sonuçlarının, Iraka ve Ortadoğuya hayırlı olmasını diliyoruz.