"KULA KUL OLMAYIZ, BİZİM İRADEMİZ ALLAH’IN ELİNDEDİR!" (II)
Eklenme: 9/5/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten dert çok büyük!

Hani demişler ya;

Dağların büyüklüğüne göre, sıkleti de (ağırlığı) o kadar büyüktür

Ama günü gelince, yani kışın ağır kar yükünü o dağlar taşıyorsa, ilkbaharlarda eriyen o karlar yerine, sular fışkırmaya başlar, yeryüzüne bereket dağılır, her taraf neşvünema bulur.

Dünya çapında bir lider durumunda olan Başkan Recep Tayyip Erdoğanın da konumu aynen böyle

Her platformda kullandığı KULA KUL OLMAYIZ, BİZİM İRADEMİZ ALLAHIN ELİNDEDİR cümlesi oldukça kapsamlıdır, derin anlam taşımaktadır...

Bir kulun ağzından çıkan bu ifade, o kulu bir o kadar da Rabbine yaklaştırır.

Allah onu daima korumaya alır.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın...

Hani; Tevekkeltü al-Allah diyorlar ya...

Allaha güvenmek, dayanmak, tüm maddi güçlerden daha üstündür...

Onun için diyoruz ki;

Hasbunallah ve nimel vekil...

Rabbimiz bize kfidir ve en güzel yöneticimiz, vekilimiz de odur...

Tüm bunlara rağmen, gerek Başbakanlığı zamanında olsun, gerek Cumhurbaşkanlığı zamanında olsun, devleti yöneten bir lider vasfını taşıyan Başkan Erdoğanı elbette ki dünya devletleri çekemiyor.

Hele ki Kendine dost görüntüsü veren düşmanlar

Yıllar yılı müttefik olarak görünen ABD ve NATO

İnancımız bizim onlara inanmamamızı emrediyor...

Ama ne yapacaksın devlet politikası olarak illa ki bunların yanında görünmek gerekiyor muş?

Omuz omuza vermek, bazı devletlere karşı rakip olarak görünmek de, devletin bilinmeyen sırrı ve hikmeti olsa gerek.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Tüm bunlarla beraber, Türkiyede gelen-giden iktidar partilerinin tarihi manzaralarını da göz önüne alalım.

İktidara gelen her bir siyasi parti ve onu yöneten lideri mutlaka ya yıpranmıştır veya yıpratılmak istenilmiştir

Hiç kuşkusuz ki...

Yanlışları görmeyip, hep doğruyu görmek isteyen, her şeyi doğru telakki eden, nice liderleri gördük.

Nice, partileri gördük.

Ama bugün ne yazık ki hiçbirinin esamisi okunmuyor

Devlet ihalelerinden nemalanan yanlarındaki müteahhitlerin de hiç birisinin esamisi bugün okunmuyor..

Nereden başlarsan başla

Demirelden tutun da Özala kadar, Özaldan tutun da Mesut Yılmaza kadar

Ve daha neler neler?

Her zaman burada söylüyoruz.

Devlet büyükleri, ki Erdoğan başta olmak üzere, olaylara at bakışıyla değil, görüş açısını geniş tutması gerekir

Yakın çevresine hkim olması lazım...

İşte bu hakikatleri, yıllar yılıdır devleti yöneten siyasilere, liderlere ve parti temsilcilerine hep tavsiye ettik..

Önerilerde bulunduk

Bugün de bulunuyoruz, yarın da bulunacağız.

Gazete ve medyamızın, ki yakın çevrelerin takip ettiği bazı olayların ne kadar yıpratıcı olduğunu, ne kadar çirkin olduğunu, ne kadar yanlış olduğunu, inanın hepimiz biliyoruz

Tüm bunlar da AK Parti bünyesinde yapılıyor.

Elbette ki Erdoğanı tenzih ediyoruz.

Erdoğan, bunlara muttali değil ve olamaz da.

Duyduğumuz ve gördüğümüz Erdoğan ise kendisine yakın insanların günü gelmiş foyalarını yakalamış ve kendisinden uzaklaştırmıştır.

Ancak bunu da siz değerli okurlarımızla paylaşmadan geçmek istemiyoruz.

Başkentimiz Ankara, devlet erknının bulunduğu yer...

Açık ve net olarak ihale mafyaları kol geziyor.

Devlet ihaleleri birilerine pul denilen komisyon karşılığında büyük meblağlarla satılıyor

O müteşebbis heyet hiç de müteahhit olmamakla beraber, aracı sıfatıyla adres, unvan, siyaset ve bürokrasiyi kullanarak bu işleri yapabiliyor

Büyük meblağlarla sermayedar oluyor..

Ki piyasaya para satıyorlar.

Ve sanki devletin istihbaratı yokmuş, devletin polisi yokmuş, bakanlıkları yokmuş gibi her şey boşlukta görülüyor

Rahatlıkla çok büyük meblağlarla o ihale mafyası tarafından kayıt dışı para kazanılıyor.

Bunu günü gelince siz değerli okurlarımızla paylaşmak üzere isim ve adres vererek deşifre edecek kadar bilgi ve bulguları ele alacağız...

Tüm bunlar AK Partiye zarar verdiği gibi

Erdoğanın yıllardan beri inancıyla, imanıyla, misyonuyla omuzlarına taşıdığı devlet sorumluluğuna da halel getirmektedir

Korkarız ki günü gelir, çok büyük yıpranma unsuru söz konusu olabilir.

Peki, yalnız bu mudur?

Dün de aynı köşemizde eski Bursa Belediye Başkanı Recep Altepenin itirafıyla, yıllarını devlet bürokrasisinde ve bakanlıklarda geçiren bazı zevatların, Bursa Belediyesinden arsa istediğini yazmıştık.

Kendisine ve yakınlarına köy tahsis etmiş.

Ve o köyün içinde büyük çaplı bir çiftlik kurmuş...

* * *

Diyarbakırımıza gelelim.

Büyükşehir Belediyesi

İnanın sevgili dostlar

HDPnin belediyeleri ne kadar bu millete zarar vermiş, kendilerine ve yakın çevrelerine belediye imknlarını ne kadar peşkeş etmişse, şu andaki Büyükşehir Belediyesindeki kadro hiç de onlardan geri kalır yanı yoktur

Eski tas, eski hamam misali.

Bu halk yıllar yılı siyaset alanlarındaki gelen-giden siyasi partileri, gerektiğinde iktidara getirmiş, gerektiğinde alaşağı etmiş, gerektiğinde de hiç iktidar yüzü göstermemiştir.

Başta ana muhalefet partisi olmak üzere diğer partilerin de varlığı söz konusu olmuştur.

Bu millet aziz bir millettir, necip bir millettir.

Ferasetini ve zeksını kullanan bir millettir.

Hani demişler ya;

çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncü de yakalanır.

Rantiyeci, kişisel menfaat peşinde koşan ve siyasi hayatında bir baltaya sap olmayan insanlar, eğer iktidar partisi olan AK Partinin imknlarını kendine kullanarak nemalanan varsa ki vardır.

Cumhurbaşkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğanın, bunları kesinlikle görmeli ve müdahele etmelidir

Devlet gücünü kullanarak, bunların önüne geçmesi lazım

Yoksa, yarın telafisi mümkün olmaz...

En derin saygı ve sevgilerimle