"KÜRESEL SİSTEMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK TEHDİT İSLAM'DIR (!)" (II)
Eklenme: 3/6/2019 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

İki günden beri yazımıza başlık olarak kullandığımız KÜRESEL SİSTEMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK TEHDİT İSLAMDIR (!) ifadesi gerçekten köklü bir ifadedir.

Güncel bir ifadedir.

Tarihi bir ifadedir.

çünkü günümüzdeki dünya şeytanları birer tane küresel fitne unsurları olarak çalışıyorlar...

Tek hedef olarak gördükleri İslama karşı büyük kin ve nefret besleyerek, çalışıyorlar.

İslam dünyasını habire içten vuruyorlar

Tabiri caizse kaleyi içten fethetme meselesi gibi; organizasyonlar icra ediyorlar....

Kimyasal silahla, nükleer silahla ve konvansiyonel silahları kullanmadan; İslam dünyasını çökertmeye çalışıyorlar..

İçimizdeki deneyimsiz, tecrübesiz, kültürsüz, ilim ve irfandan mahrum kimlikleri; piyon olarak kullanıyorlar..

Onları görevlendiriyorlar.

Ve İslam devletlerinin ve toplumlarının başına bela ediyorlar.

Bunları büyük bir gizlilik içerisinde kurdukları mason localarında; tertipliyorlar..

Artık onlar uzaktan uzağa, İslam ülkelerindeki tahribatı iştahlı, iştahlı seyrediyorlar.

İçteki masonik kafalar, gh Kemalizmle, Atatürkçülükle, seküler anlayışla, laikçilikle, gh demokrasi, İnsan hakları, hukuk, eşitlik, kimlik gibi kavramlarla yola çıkarak toplumu politize etmeye çalışıyorlar

Aldatıyorlar.

Devletin çok önemli kurum ve kuruluşlarını ellerine geçirmek kaydıyla, bu çalışmalarına devam ediyorlar

Onların tek hedefleri; yüce İslamın yok edilmesidir.

İslamdan çok korkuyorlar, endişe ediyorlar.

İslamın istediğinin tam tersini yaptırıyorlar.

Müslüman geçinen toplumların ise böyle bir derdi yok.

Yani düşmanın istediğinin tam tersini yapması gerekirken, kemal-i inkıyatla, büyük bir itaatkarlıkla istediklerini yerine getiriyorlar.

Ve buna demokrasi diyorlar, çağın gereği diyorlar.

Böylelikle toplumsal içtimai hayat faktörleri zehrüzeber oluyor.

Özellikle eğitim sistemi

Yapılan tahribatlar yetmiyormuş gibi, Milli Eğitim Bakanlığı Hindistana ait Yogayı ülkemizdeki gençliğe enjekte etmeye çalışanlara prim veriyor

Bunların hepsi büyük bir derttir.

Ama unutmayalım ki bir İslam ülkesi olarak Türkiye, bugün İslam dünyasının başı olma gerçeğini yaşıyor.

Tüm İslam dünyası gözünü, kulağını, ağzını açmış Türkiyeye odaklanmıştır..

Neden?

Zira Türkiyenin başında lider olarak Başkan Recep Tayyip Erdoğan bulunuyor da ondan.

Tek umut onu görüyorlar...

Tüm İslam dünyası, gerçekten Başkan Erdoğandan çok şeyler bekliyor.

Öyle ümit ediyoruz ki Sayın Başkan, bunların idrakindedir ve biliyordur.

Zira Recep Tayyip Erdoğan, Osmanlı tarihini çok iyi biliyor.

Osmanlı padişahlarının, halife ve sultanlarının yaptıklarını harfi harfine didik didik araştırmış, ezberlemiş, kimin ne yaptığını çok iyi biliyor.

Bu itibarla da Osmanlının uzun ömür yaşamasının sebebinin de, bazı tarihi gerçeklerinin de bilincindedir.

Onun için halk, yıllardır ana muhalefet partisi olsun, diğer muhalefet partiler olsun, söylediklerine kulak asmıyor.

Hep gözü kulağı AK Partide.

Ama AK Parti de ne yazık ki özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, halkla iç içe olmayıp, partinin önemli yetkilerini gerçek manada AK Partililer değil, boyanmış kalıpla ve kalıbını değiştirmiş, büyük bir makyaj ve boyayla boyanmış kimliklere teslim etmiştir..

Nitekim, PKK yandaşları nerdeyse partiyi ele geçirmişler.

Ve sömürdükçe sömürüyorlar.

Belki sandığa gittiklerinde oylarını dahi AK Partiye vermeyecek kadar aşırı derecede HDPliler partinin kilit mevkiinde bulunuyor

Hükümetimizin, iktidarımızın yapması gereken siyaset, Osmanlı imparatorluğunun siyasetini bu memlekete icra etmesidir

Eğer o siyaset gerçekleşmezse, Allah korusun endişeliyiz.

Her an için dış mihrakların, küresel sistemin canavarları Türkiyeyi de Afganistana, Suriyeye, Iraka dönüştürebilirler..

Ki bu minvalde hazırlıklar içinde olduklarından da hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Onun için hazırlıklı olmamız gerekir.

Özellikle, millet eşittir ümmet, ümmet eşittir din manasıyla yola çıkmamız gerekir.

Zira ümmet deyince din, din deyince ümmet ve millet akla gelir.

Milli Eğitim camiasındaki tüm ders müfredatlarını mutlaka tarihi kültürümüzle ve tarihimizle donatmamız gerekir..

çocuklarımızı da bu şekilde yetiştirmemiz gerekir.

***

Bakınız

Fatih Sultan Mehmet oğluna şu vasiyette bulunuyor

Evladım!

Toplumun himayesi ve içindeki hukuk ve adaletin sağlanması, korunması, İslama inanan devletin temel hedeflerinden olmalıdır.

Vasiyetnamesinde devamla şöyle diyor;

Ey evlat!

Diyorum ki yüce İslam dininin tüm gerçeklerinin devletin himayesinde yayılması ve büyük bir bütçenin harcanması gerekir.

Bu yeryüzündeki adil davranan bir devlet adamının olmazsa olmazıdır.

Gerek Fatihten önce ve gerek sonraki gelip giden Osmanlı padişahlarının yaşam şartları; yüce İslam dininin bağlılığıyla biçimlendirilmiştir.

Derin iman gerçekleriyle kendilerini donatmışlardır.

Sağlam akideye kendilerini bağlamışlardır.

Ve onların devlet otoritesindeki temel ilkeleri şu olmuştur

İslam dinine inanmayan ve yüce İslam dininin gerçeklerine önem vermeyen insanlar devlet yönetiminde yer alamaz

Barındırılamaz..

Büyük kebair günahları işleyen insanlar kesinlikle, devletin temel felsefesine yaklaştırılamaz

Hep uzak tutulmuştur..

Fatih Sultan Mehmet vasiyetinin bir bölümünde ise oğluna şöyle seslenmektedir..

Evladım!

Sakın ha!

Beyt-ül Malı koruma altına al!

Devlet hazinesinde israfla harcamaya girme!

Devletin ana felsefe ve başlıca işi şeri hükümleri toplumun her kesimine ulaştırması ve yaşatmasıdır.

Devletin varlığı, sadece emniyet ve savunmadan ibaret değildir.

Aynı zamanda barış gerçeğini topluma kazandırmaktır..

çünkü, huzur, can ve mal muhafazasıyla ekonomik hayat toplumun vazgeçilmez gerçeklerindendir.

Toplumun gerçek manada varlığı ve huzuru, sağlam bir ekonomiye dayandırıp devlet malını sağa sola çarçur etmeme ilkesini yaşıyordu Osmanlı.

Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar Fatih Sultan Mehmetin vasiyetleri doğrultusunda yola çıkılsaydı, bugün ne kargaşa, ne terör, ne de CHP gibi kirli bir muhalefet karşımıza çıkmayacaktı.

Ve aynı zamanda müteselsilen rantiyeci, çıkarcı, ruhen ve hükmen PKKya hizmet eden bir partinin birer yandaşı olmasına rağmen, AK Partinin bünyesine yerleşip kandırmacalarlarla devleti sömürenler olmayacaktı

Bizden dostça uyarı

En derin saygı ve sevgilerimle.