“SİZLERİN NE DENLİ AŞAĞILIK OLDUĞUNUZU BİLİYORUZ!”
Eklenme: 5/10/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar...

Bir önceki günkü yazı başlığımız; FRANSADA KURAN DÜŞMANLIĞI idi.

Bugün ise çok saygıdeğer devlet büyüğümüz, ümmetin lideri durumunda olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Fransadaki sözde aydın kişi ve eski Cumhurbaşkanı kazuratlı, şehvani arzularına düşkün Sarkozynin hezeyanlarına karşı nefret dili kullanarak onların bu Kuran hakkındakini alçalışlarını dile getirmişti...

Biz birkaç başlığı sizinle paylaşmak üzere sohbetimize devam edeceğiz.

Evet, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğanın Kurana dil uzatanlara sert tepkisi şöyle;

AŞAĞILIKSINIZ...

AK Parti TBMM Grup Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan;

Ey batı bak!

Bizim kutsal kitabımıza saldırdıkça bunu bilesiniz ki biz sizin kutsallarınıza saldırmayacağız.

Biz, sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz, biz sizler gibi aşağılık değiliz.

Bunu her yerde yaptınız, yapıyorsunuz, sizi yeni tanımadık.

Her ne kadar siz bunu yapsanız da, biz sizlere saldırmayacağız.

çünkü biz sizler gibi aşağılık değiliz.

Bizim bir duruşumuz, karakterimiz var.

Biz kime nerede hangi dille konuşulacağını çok iyi biliriz.

Biz hakikatleri haykırmayı sürdüreceğiz dedi.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Allah aşkına!

Hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım.

Derinden derine düşünelim.

Nerdeyse yüz yıllık bir Cumhuriyet süreci geçirdik.

Bunun çeyrek asrını tek parti şeflik ve dipçik zorbalığıyla geçirdik.

O da CHP adını taşıyan bir ceberut-i anlayıştı.

Ve CHP halka Atatürk partisi olarak lanse edilmişti...

O süreçten sonra nerdeyse 68-70 yıl gibi bir cumhuriyet dönemi geçirdik..

Ve bu geçen zaman dilimi içerisinde en çok Türkiyeyi yöneten, milletin milli iradesini temsil eden hep muhafazakr partiler olmuştur.

Oldu da ne oldu?

Elbette ki malumunuz.

Bilmeyen yok!

Önceki ceberut-i partinin ceberut-i yasalarıyla ve anayasayla, zerre kadar hiçbir şey değiştirmeden bunlar da aynısını uygulayarak, ülkeyi yönettiler.

Oy toplamak için zaman zaman halkın diliyle konuşmalar yapılıyordu, dini inançları paralelinde görüntüler veriliyordu.

Parti liderleri, Başbakanlar ve Cumhurbaşkanları, muhafazakr görünümlü oldukları halde, özellikle bunların başını çeken de Demireldi.

Ama heyhat!..

Millete tek bir şey veremediler.

Yine tek parti döneminin ceberut-i havasını biraz yumuşatarak süslediler ve millete uyguladılar...

Ta ki, AK Parti iktidara gelinceye kadar...

AK Parti iktidara geldi..

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 15 yıllık bir Başbakanlık dönemi geçirdi.

Başbakanlık döneminin ilk günlerinde, ilk aylarında bazı sıkıntılarla karşılaştı.

çünkü Cumhurbaşkanı, tam inançsız bir kişiydi.

AK Partili değildi, hiçbir partiye mensup değildi tabii.

Ama açık ve net olarak da İslam düşmanlığı yapa gelmiş birisiydi.

Yani Ahmet Necdet Sezerdi.

İktidar partisi olan AK Parti ve Başbakan durumunda olan Recep Tayyip Erdoğan, ne götürüyorsa imzalamıyordu.

Sıkıntılı dönemler geçti...

2014e kadar Başbakanlığı devam etti, daha sonra Cumhurbaşkanlığı sürecine başladı.

Fakat bu süreçler içerisinde özellikle 2003ten 2014e kadar halk, JİTEMin çeteleri yüzünden bir türlü rahat nefes alamıyordu.

Tabii Taksim Gezi Parkı olaylarını geçirdi

17-25 Aralık operasyonlarını gördü ve nihayetinde 15 Temmuz kirli darbe teşebbüünü yaşadı..

İnanın, sevgili okurlar.

Bunlar rasgele olaylar değildir.

Tümüyle dış düşmanların içimizdeki münafıkları kışkırtarak iktidarı yok etme planıydı.

Nitekim hal-i lem meydanda.

Ama Erdoğan dimdik ayaktadır.

Başı dik, alnı açıktır.

Yumruğunu kahramanca sallayarak, inişli-çıkışlı virajları geçirdi.

Ve Diyarbakırda konuşmuştu.

Bugün gibi hatırlıyorum.

Ben Diyarbakırlı insanlara söz veriyorum.

Herkesi benim hemşerim olarak telakki ediyorum ve manevi hemşerinizim.. dedi.

Ama terör odaklarıyla mücadelesi de devam etti.

Özellikle darbeci, kendini aydın ve kurtarıcı olarak gören nice darbeci generaller.

İçteki yapılan mezalim

Elbette ki dış mihraklara kiralanmış içimizdeki münafıklar ve sözde Müslamanım deyip de Müslümanlığın semtinden geçemeyen nice putçu keferelerle mücadelesi oldu Sayın Erdoğanın.

Üç gün önce Fransada Sarkozynin de aralarında bulunduğu 300 kişilik sözde aydın bir heyet İslama saldırmaya çalıştılar.

Kuranı hedef alarak küçük düşürmeye uğraştılar.

İsrail aleyhinde açıklanan ayetlerin kaldırılması hezeyanında bulundular..

İnanın, bu küfrün hezeyanlarına karşı hiçbir İslam ülkelerinden bir itiraz gelmedi, herhangi bir ses yükselmedi.

Ancak ki Recep Tayyip Erdoğan hariç

Sayın Erdoğan, yukarıda yazdığımız gibi tüm batıya meydan okudu, aşağıladı, iman diliyle; kendilerine cevap verdi..

Ve adeta kahraman bedir aslanları gibi konuştu.

İşte başta söyledim.

Bismillah deyip elimizi vicdanımıza koyalım.

Yukarıdan buraya kadar bahse konu olan hangi siyasi lider, İslama yapılan hücumlara karşı bırakın onlara hakaret ve meydan okumayı, hiçbir eleştirileri bile söz konusu olmadı.

Keza bugünkü İslam dünyasından da hiçbir ses seda çıkmıyor..

İşte Mısır, işte Suriye, işte Irak, işte Suudi Arabistan, işte Birleşik Arap Emirlikleri ve tüm İslam dünyası ülkelerinin hepsinin gözü Erdoğana takıldı.

Erdoğan dan, Allah ebediyen razı olsun.

Allah onu münafıkların, müşriklerin şerrinden korusun diye dua ediyoruz.

Daima başı dik olsun.

Yüreği yürek olsun, eli İslam kılıcından çekilmesin...

Bu kahraman İslam savunucusu, bulunduğu makamda olduğu halde, bunca küfür sistemlerine meydan okuması, onu apayrı bir yerde oturtturuyor.

* * *

Bakınız, Bediüzzaman Hazretleri de bu Avrupanın kirli emellerine karşı Lemalar isimli kitabında ta bundan yüzyıl önce neleri söylemiş?..

Avrupayı aşağılarken ki, aşağılamaya da zaten müstahaktırlar...

Bediüzzaman Hazretleri şöyle diyor;

Ey sefahet ve dalalet ve sapıklık içinde bozulmuş ve İsevi dininden uzaklaşmış Avrupa!

Deccal gibi birtek gözü taşıyan kör dehn ile ruh-u beşere bu cehennem hleti hediye ettin.

Sonra anladın ki, bu öyle ilçsız bir illettir ki, insanı l-yı illiyynden esfel-i sfilne atar, hayvntın en bedbaht derecesine indirir.

Bu illete karşı bulduğun ilç, muvakkaten iptal-i his hizmeti gören cazibedar oyuncakların ve uyutucu hevesat ve fantaziyelerindir.

Senin bu ilcın, senin başını yesin ve inşallah yiyecek!

İşte insanoğluna açtığın yol ve sefahet bu misale benzerdir...

Kurn-ı Hakm hidayetiyle beşere hediye etmiştir, şöyledir:

Görüyoruz ki, o yolun her menzilinde, her meknında, her şehrinde bir sultan-ı dilin müstakim askerleri her tarafta bulunuyorlar, geziyorlar.

O da İslam ordularıdır.

Erdoğan gibi, İslam devletinin başındaki kahraman liderlerdir.

Evet, Akifin dediği gibi biz de şöyle diyoruz;

Doğrudan doğruya Kurandan alıp ilhamı,

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslmı..

En derin saygı ve sevgilerimle.