“YAFTASI ZEMZEM, ŞARAP DOLU NİCE ŞİŞELER GÖRDÜK?..”
Eklenme: 2/21/2020 12:00:00 AM

Evet sevgili okurlar..!

Laiklik Maskesi ve Kemalistlerin Oyunları başlıklı üç günlük yazı serimizi burada noktalıyoruz...

Hiç kuşkusuz ki, sizinle hasbi hal içerisinde olduğumuz üç yazımızda da, gerek tarihi, gerekse de günümüzde yaşanan siyasi ve yönetimsel bir çok derin mevzuları aktardık...

Ve hep şunu ifade ettik; son yüzyılımızı iyi irdelememiz gerekir.. Ki; yarınlarımız aydınlık olsun..

Ülke ve millet olarak; huzur ve istikrarı yakalayabilelim..

Aksı taktirde, Batılaşma adı altındaki batılın bataklığına saplanma halimizden bizi kimse kurtaramaz...

Velhasıl, tarihimizi iyi okumalıyız..

****

Gelelim, dahil olacağımız yeni mevzuya dair açacağımız sayfaya!!.. Özellikle, güncelliğini koruyan bazı konular var..

Ki bu sayfayı, bize intikal eden önemli bir meselenin olması hasebiyle açıyorum!...

çünkü, tazeliğini yitirmeden, irdelemek gerekir... Elbette ki gazeteciliğin görevi de budur.

Gündemdeki olayları yakalayıp, güncelliğini yitirmeden kamuoyuyla paylaşmaktır.

***

Sevgili okurlar...

Yaşanan ve yaşatılan bazı memleket meseleleri, ne hazindir ki kirli niyetli insanlar tarafından istismar edilmeye devam ediliyor...

Kendilerini bir yerlere getirme hevesi peşinde olup, makam ve mevki sarhoşluğu içerisinde koşan nice maskeli yüzleri burada deşifre ettiğimizi, biliyorsunuzdur...

Köşemizin müdavimleri de buna şahittir...

Gerek siyaset kulvarında olsun, gerek ekonomi alanında olsun, gerek içtimai hayat faktörleri içerisinde olsun, insanlarımız nezdinde, toplumun çok önem verdiği bazı değerli meseleleri istismar eden, kirli yüzler hep olmuştur..

Dün olduğu gibi bugün de vardırlar!

İşte bugünkü yazımıza başlık olarak kullandığımız ifadenin amacı; kirli ve sinsi maskeleri kullanıp iyi niyetle değil, kötü niyetle bir yerlere gelen ve gelmeye çalışan zümrelerin bir kez daha; maskelerini düşürmektir...

Yazının başlığı, meşhur bir şaire aittir..

İnanıyorum ki, mana değeri yüksek vecizeli söz ve irdeleyeceğimiz, mevzudan sizler de kendinize göre bir ders-i ibret noktasında bakış ortaya koyarsınız!...

***

Evet meşhur ve merhum şairimizin dediği gibi;

Yaftası zemzem, şarap dolu ne şişeler gördük;

Özü hicran olan, ne sahteler gördük;

Adına bakıp ta, aldanma dostum;

Biz adı `İFFET` olan, ne `KAHPELER` gördük...

***

Toplum olarak öylesine dejenere olmuş bir haldeyiz ki, denir ya kime neyi söyleyeceksin?..

Halka mal olmuş bir deyim var

Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, deve de nerem doğru ki demiş!?..

İşte, Türkiyenin içine düşmüş olduğu hal, devedeki fiziki hal gibi..

Dört bir tarafı yamuk

Günlük yaşanmakta olan önemli bazı konuları duyunca, görünce, şahit olunca insan der demez nedamet getiriyor

Ve diyor ki..

Eyvah..! Nasıl aldandık, neye inandık, neyi gördük?.. Meğer ki, her şey tam tersine imiş?.. Bu nasıl iki yüzlülük?

Hilenin enva-i türlüsü var..

Aldatma mı, kandırmaca mı, sapkınlık mı, edepsizlik mi, şuursuzluk mu, denir ya hangi iğrençlikten bahsederseniz edin; hepsi bilaistisna mevcut, yaşanılıyor?

Şairin dediği gibi; Yaftası zemzem, şarap dolu ne şişeler gördük gerçeğiyle biz de; nice aşağılık şahsiyetleri gördük..

***

Bakınız, sevgili dostlar

Dün, bir cemaate mensup, benim de yakından tanıdığım ve bildiğim bir din adamı, ziyaretime geldi.. Ziyaretinin amacı, kendilerine ekonomik yönde yardım etmemiz yönündeydi.. Kendisiyle aramda geçen, sohbeti sizlere aktarmak istiyorum..

***

Dedi ki..

-Sayın hocam Sizden öğrencilerimiz için, ekonomik yönden yardımda, bulunmanızı istiyoruz

Cevabım şu oldu

Elbette ki hocam.. Hay hay Yardımda bulunayım.. Zaten çok defalarca önemli din çevrelerinin, İslamiyete hizmet etme aşkıyla yola çıkanların yardımına acizane, imkanlarımız ölçüsünde koştuk.. Koşmaya da devam ediyoruz

Sadece iyi niyetle çocuklarımızı yetiştiren, hafızlık gibi, diğer dini meselelerde eğitim veren ve öğrenen, öğrenmek isteyen çocuklarımızın her daim yanlarındayız. Destekliyoruz

Tabi bunları aktarırken, gördüğüm, birebir şahit olduğum, ki şairin ifadesinde geçtiği gibi, nice karaktersiz, şuursuzların varlığı açısından da; bir çok çevreleri hayal kırıklığına uğratan sözde din adamı geçinenlerin düşen maskeleri karşısında, ben de hayal kırıklığına uğrayanlardanım dedim

Onlar da benim bu serzenişime hak verdiler Ki, bugün yer küresinde, özellikle ülkemizde Müslümanlar nerdeyse, hayatın her alanında sınıfta kalmışlardır

***

çünkü öylesine bir hal-i durumun içerisine girmişiz ki, düne kadar sokakta, işyerinde insanlar hasbi hal ederken kötü karaktere sahip birini gördüklerinde, şu uyarıyı yaparlardı.. Aman ha dikkat et; bu adam fazık diye.. Peki bugün, fazıklar öylesine çoğaldı ki artık insanlar birbirlerine bu adam var ya bu adam çok dürüst, sağlam, Müslüman biri diyor

Yani dün neydik, bugün ne hale geldik

Din kisvesi altında kendini maskeleyen, kişisel rant ve geleceğini temin etme adına yola çıkan, enva-i şekle bürünen nice insanlarla yüz yüze geldiğimiz gibi; medya da da görüp, okuyoruz!

Şarlatanların nasıl cirit attığını?

Sahtecilik ve sapkınlık bunların ruhlarına işlemiş

****

Adam, din kisvesi altında, hafızlık kisvesi altında, imamlık kisvesi altında veyahut herhangi bir cemaat mensubu olarak kendini gösterip, envai türlü rezillikleri, pervasızca yapıyor

Ve hiç bir şekilde de yüzü kızarmıyor

Bu karaktere sahip insan veya insanlar, her nedense gah siyasete, gah ticarete, gah tedrisata, pozisyondan pozisyona girip münafıkça tavır sergiliyor

İşte böylesi çükür ahlaka sahip şahsiyetler, bir din adamı olarak, bir kalem sahibi olarak, yazıp-çizen bir gazeteci olarak, doğrusu gayretime dokunuyor..

İnanıyorum ki, duruma vakıf olan siz değerli okurlarım da, aynı hissiyatla tepki gösteriyorsunuz!

***

Ziyaretime gelenlerin, aktardıklarıyla böylesi karaktere sahip şahsiyetler açısından, bir kez daha irkildim?..

Bir hatırlatmada bulundular, dediler ki uzun bir süre önce bir baş imamdan söz ediliyordu, ki günlerce gazetelerde konu edildi

Hatırladım, mevzuyu..

Öyle ya, Diyarbakırımızın tarihi Ulu Cami gibi büyük bir mabedinde; görev yaban biriydi bu?

Bu şahıs, mabette görevli iken, o makama, o mevkiye, o imamlık cübbesine yakışmayan gayri ahlaki bazı işlerle gündeme gelmişti?..

Ki kendisini bir cemaate mensup olarak tanıttığı için de; yaptıkları-ettikleri o cemaate mensup insanların dikkatinden kaçmayıp, tepkiye neden olmuştu?..

Bir çok kişi onun yaptıklarını medyanın gündemine taşımıştı

çünkü, Diyanet Teşkilatı gibi şerefli bir kurumun personeli ve tabi ki tarihi Ulu Caminin de başimamı olarak görev yapması nedeniyle; insanların gayretine dokunuyordu!.

Şikayetler üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığından defalarca müfettiş gelip, hakkında inceleme ve tahkikat yürütülmüştü?

***

Bilindiği kadar müfettişlerin tomar tomar suç dosyasını yakalayıp tespit etmelerine rağmen, herhangi bir yasal işlem yapılmadan kendisine ayrıcalıklı bir işlem yapılmıştı?

Tabiri caizse, o yaptıklarına göz yumulmuştu?.. Ve kendisine; sen kurum değiştir denilmişti? Ve kendisi de kurum değiştirerek, başka bir ile gitmişti?..

Aktardıklarına göre

Bu kişi, arsızlığından vaz geçti mi?.. Ne gezer?.. Yine aynı kisve altında; enva-i şekilde o bildik işlerini yapmaya devam ediyormuş?..

***

Ahlaki olmayan her icraatı yapmaktan çekinmediği gibi, devletin yüksek bürokratlarının makamına sızma hali, yüzsüzce bazı iş adamlarının, siyasetçinin ve tanınmış simaların kartvizitini kullanarak, hayatını idame ettirmesi!.. Denir ya bin bir karakter..

Her platformda, AK Partinin nüfuzunu kullanma halinin dışında, Diyarbakırdan yüzlerce kilometre ötede, başka bir ile kurum değiştirerek gitmesine rağmen, ne gariptir ki o il de sanki hiç mesai yapmıyormuş gibi, hep Diyarbakırda!.. Tıpkı bankamatik memuru gibi; işe gitmeden maaş alıyor Ve Diyarbakırda, o kurum senin, bu kurum benim, deyip cirit atıyor

***

Sonuç itibariyle!.. Dedim ya, şairin dediği gibi yaftası zemzem, şarap dolu ne şişeler gördük.. İşte bu gerçekle, bizde böylesi şahsiyetleri görüyor ve duyuyoruz.. Ki, sokaktaki vatandaşta bize bildiriyor.. Nitekim ziyaretime gelen, cemaate mensup olan o din adamı da; işte bu travmatik hali bir kez daha bize aktararak; ne oluyoruz diye sordu?

***

Diyeceğim şu, özellikle Diyarbakırımızın yönetimini elinde tutan devlet erkanı, siyasiler, işadamları, makam ve mevki sahibi zevat, böylesine şahsiyetlere yeter artık prim verilmesin, devlet kapılarında görüntü vermesine izin verilmesin, izole edilsin.. çünkü; virüs misali bulundukları her ortamı gayri ahlaki bir şekilde dejenere edip, tahribat üretiyorlar Aman ha aman!..

***

Bugün birileri Siyasal İslam çöküyor gibi sözler telaffuz ediyorsa.. Ki İslam hiç bir şekilde çökmez ve çürümez.. Vaki bir durum söz konusuyla, o da mimbere halk deyimiyle, gayri ahlakı karakterleriyle oturanların pislemeleridir

En derin sevgi ve saygılarımla

Hayırlı Cumalar