57 YIL ÖNCEKİ VE SONRAKİ TÜRKİYE’NİN GÖRÜNTÜSÜ!?
Eklenme: 9/17/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bugün, takvim yaprağı 17 Eylülü gösteriyor..

Gün olarak; sıradan bir gün değil

Bu tarih

Türkiye için.. Demokrasi için.. İnsan Hakları için.. Özgürlükler için.. İnanç için.. Hürriyet için..

Ve tabii ki milli iradenin temsiliyeti için..

Takvimin gösterdiği gün; kara bir leke, kanlı bir zaman sürecini ihtiva ediyor..

27 Mayıs 1960 darbesi ve sonrasındaki sürecin kanlı ve hain işleyişi hafazılardan silinimez..

Ki unutulamaz!

***

çünkü

Demokrat Partisinin kurucusu, iki dönem Türkiyenin Başbakanı olarak görev yapmış demokrasi şehidi, Adnan Menderes

Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu

Maliye Bakanı Hasan Polatkanın idam edilişinin yıl dönümü

57. yıl dönümü...

Darbecilerin hükmüyle...

Yassıadada kurulan düzmece mahkemenin kararıyla; infaz edildiler

Tek suçları vardı; o da demokrat olmalarıydı..

***

Diyorum ki

Eğer bir insan demokrasi uğruna

Milli irade temsiliyeti uğuruna..

Ülkesinin..

Milletinin..

Ve inanç hürriyetinin uğruna; idam edilmişse..

Pek tabii ki; halkı da ona sahip çıkmışsa, gerçekten o insan mutlak bir şehittir..

Ki başka bir isimle de anılamaz, ifade bile edilemez...

***

Ki inancımıza göre

Hak dava uğruna şehit olan insanlarla Allah arasında ulaşım perdesi yoktur..

O insanlar direk huzur-u hakka yürümüşlerdir

çünkü, Menderes ve arkadaşları...

Batılı tercih edenlerle

Küfrün, şirkin, dalaletin, zorbalığın, tağuti sistemin uygulayıcılarıyla

Putçuluğun hegemonyasını oluşturmaya çalışanlarla..

İnsanların iradesine ipotek koymaya yeltenenlerle mücadele etmişlerdir..

İnancın, ibadetin, dilin prangalandığı bir zamanda; cesurca onlara karşı direnerek, mücadele etmişlerdir

Devleti yönetme anlayışında; hakkı hep ilke edinmişlerdir

İşte bu uğurda canlarını vermişlerdir..

Darağacına giderken bile;Allah, milletimize zeval vermesin.. demişlerdir..

Onlar hak yolunda; kendilerini kurban verenlerdir..

Onlar Allahın huzuruna yürümüş kahraman birer şehittirler.

***

Sonuç itibariyle aradan 57 yıl geçti..

Unutmayalım ki

Menderes ve arkadaşlarını aratmayacak kadar Türkiyede bugün geniş yelpazede ter-ü taze bir demokrasi yaşatılmaktadır

Ve aynı zamanda yepyeni bir Türkiye var bugün!

Ki bunun mimarı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğandır

Onun liderliğinde; yürüyen bir millet ve Türkiye!

Eğer bugünün Türkiyesinde;

27 Mayısların

28 Şubatların

12 Eylüllerin

Ve son olarak 15 Temmuz 2016daki kirlenmenin uzantısı bastırılmışsa

O darbecilik ahlaksızlıklarını onlara karartan bir Türkiye mevcutsa..

Şunu bilelim ki; şehit Menderesin ve arkadaşlarının davasına inanmışlığının neticesidir

Varlığıdır, yeşermesidir..

Daha bir güçlü hale gelmesidir

Bize göre, 57 yıl önceki karanlık günler artık geride kalmıştır..

Artık, aydınlığa doğru giden bir Türkiyenin varlığı söz konusudur.

Yakılan meşale; bizim için, ülkemiz için, insanlarımız için, hatta tüm İslam dünyası için aydınlıktır yeni fetihlere doğru yürüme bayraktarlığını yapmaktadır

***

Sevgili okurlar..

Her ne kadar görünümde yapay ekonomiksel sıkıntıların varlığı söz konusu ise de...

Halkımız biraz da olsa bunaltıcı bir hal yaşıyorsa da ümit varız ki en kısa bir süreçte tüm bunlar ortadan kalkar.

Yeni, mutlu ve müreffeh bir Türkiye oluşacaktır.

Bundan hiç şüphemiz yoktur.

Cumhurbaşkanımız kararlı..

Sorunlara dair tespitleri yerli yerinde..

Ülkenin ve milletin; li menfaati için mücadele ediyor..

Ümit vericidir.

Faiz ve döviz kuruyla mücadelesi takdire şayandır..

Bize göre bu mücadelenin sonuç itibariyle zaferle bitmesi mukadderdir ve kaçınılmazdır.

Bu itibarla daima ümit var olmamız gerekir.

***

En önemlisi tarihimizi iyi bilmemiz gerekir

Tek parti mezalimini..

Şeflik ve dipçik dönemini..

Darbeleri..

Post modern anlayışları..

Emperyalizmin uşaklığını yapan..

Doların..

Euronun kölesi durumuna gelen

Haçlıların emir-komutasıyla hareket eden; vatan hainlerini

İyi bilmeli..

İyi okumalı..

Üniversiteleri..

Gençleri..

Sağ-sol demeyip kışkırtarak kardeşi kardeşe kırdıranları..

Hezimetleri zafer

Zaferleri de hezimet olarak gösteren..

Tek adam putçuluğundan dem vuracak haşhaşileri bilmeliyiz..

***

Sonuç itibariyle

Tüm kamuoyu bugün artık İnönünün o sahte zaferlerini, sahte kahramanlıklarını biliyor.

Özellikle sahteciliklerinin başını çeken 1923teki Lozan Zaferi ki biz ona hezimet diyoruz.

Hani diyorlar ya;

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar misali

O yalan dolan anlayışın, o sahteciliğin temsilcisi olan CHP, nerdeyse o günden bugüne kadar iktidarın yüzünü görmemiştir

Ki göremez de..

Daima muhalefette kalmıştır

Barbarlık yaparak, partiden patırtıya, patırtıdan çatırtıya kadar yürümüştür.

Ve bugün; o çatırdama halini yaşamaktadır.

Ümit ediyoruz ki bir gün gelecek, o günlere dayalı nice sahte kahramanların iplikleri pazara çıkacaktır

Kirli çamaşırları halkın tükürüğüne mazhar olacaktır.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Erdoğanın Türkiyesinde çok şeyleri gördük.

Ve çok müjdeleyici şeylerine de şahit olduk

Bundan sonra da göreceğiz ve şahit olacağız.

***

Vatan Partisi lideri, meşhur ulusalcı Doğu Perinçek, ne kadar zırvalıyorsa zırvalasın, kimse onu takmıyor ve inandırıcı da değildir.

Nitekim halkla hükümetin arasını bozmak için yeni bir fesat unsuru teşkil ederek diyor ki;

Bu hükümet tarafından ilticayla yapılan mücadele, 28 Şubat mücadelesinden katbekat üstündür...

Aklısıra Bu iltica ile mücadele eden hükümet, Başkan Erdoğanın hükümetidir AK Partinin hükümetidir Bunlar ulusalcıların hareketiyle hareket ediyorlar

İnanan Müslüman kitleye karşı mücadele veriyorlar demeye getiriyor

Perinçekin gayesi Erdoğanı ve hükümeti milletin gözünden düşürmektir...

Bir taşla iki hedefi vurma sevdası peşindedir.

Ona da bu millet hiçbir şekilde pirim vermez, inanmazda!

Ama hükümet ve Erdoğan da bu tür fesat unsurlarını nazar-ı itibara almalıdır

Karıştırıcı fitnelerine rağmen, her Bakanlıkta yapması gereken uygulamaları fiilen harekete geçirmesi lazım.

Hükümetin, başta ekonomiksel sıkıntı dahil olmak üzere tüm milli sıkıntıları barışçıl bir şekilde demokratik yöntemlerle çözmezi gerekir.

Aksi takdirde, Allah korusun yeni 15 Temmuzlar, 27 Mayıslar veya 28 Şubatların gelebileceği tehlikesini de unutmamamız gerekir.

Zaten Doğu Perinçekin hedefi de o...

En derin saygı ve sevgilerimle