AHİRİ ZAMAN VE ŞAM OLAYI!?
Eklenme: 10/16/2019 12:00:00 AM

Evet sevgili okurlar!..

Bugünkü sohbetimiz, pek tabi ki, Suriyedeki gelişmelerle ilgili olacak.. çünkü, Alem-i İslamın başına gelip-geçecek çok önemli, hadiseleri de, bünyesinde taşımaktadır..

Olayların silsilesi; yarınlara dair müjdeleyici bir kimlik taşımaktadır...

İki yazı öncesi, ifade etmeye çalışmıştık..

Hz. İsa Şama inecek.. Hz. Mehdiyle birleşecek...

Ve tüm güçleriyle küfür sistemlerini temsil eden Deccaliyet karanlığıyla, mücadele edecek...

Bu günkü sohbetimizi bu minval üzerine, daha açıklayıcı bir detayla, mevzuyu genişletmek istiyorum..

çünkü, Hz. İsa ve Hz. Mehdiyle ilgili, yıllar yılıdır çok konuşuluyor, tartışılıyor ama kimse, net bir fikri beyan ortaya koymuyor...

İşte bu noktada, biz bugünkü sohbetimizde, çağın Allamesi Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin, bu mevzu üzerindeki beyanlarını rehber edinip, yola koyulalım...

Üstat Mektubat isimli eserinin 15. Mektubunun sonlarına doğru, bu mevzuyu konu etmektedir...

Soru cevap mahiyetli anlatıyor..

***

Sevgili okurlar..

Elbette ki Şam, yani Suriye olayı sıradan bir hadise değildir.

Yıllardan beri Esed rejiminin karanlık bir gece gibi Suriyenin başına çöktüğünü hepimiz biliyoruz

Suriye halkının nefesini kesmiş, canını almış, halkını tarumar etmiş bir lider Esed..

Kendini ilah olarak hep göstermiştir

Etrafındaki bazı yalaka çevreleri de, hep himaye etmiştir

Kendini onların oluşturduğu kalkanlarla korumuştur..

Ama, Suriye halkına, yani kendi yönetimindeki insanlara mutlak bir zındıka ve küfür karanlığını dayatmıştır

Jakoben bir anlayışla yediden yetmişe kadar halkını; köle misali yönetmiştir

Onları, ezmiştir, biçmiştir, kadın demeden, çocuk demeden, yaşlı demeden ama herkesi ezip geçmiştir.

Hem de tank paletlerinin arasına sıkıştırarak bunu yapmıştır

Bu Esed baba ve oğuldan kalan Kirli rejimle Suriye yönetimini hep ellerinde tutmuşlardır

Ve bugün; Esed, Suriye halkları büyük bir çıkmazın içerisinde

Bu musibet, netice itibariyle bize göre beklenen karşılığını bulmuştur, bulacaktır..

Bu itibarla Dünya ne yaparsa yapsın, Amerika ne kadar terör odaklarını korursa korusun

PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi; örgütlerin eline silah verip, bölgeyi kan gölüne çevirirse çevirsin; illa ki hak tecelli edecektir..

çünkü, tarih buna şahittir

Nitekim 800 yıl önce Moğol Türklerinin Asya insanlarına karşı acımasızca yapmış olduğu katliamlar sonucunda dökülen o masum insanların kanı, hem Cengizi hem oğlu olan Hilagoyu son derece etkisiz bırakmıştır..

Nihayet Selçukluların İslama girişleriyle Moğol Türkleri de artık tarihten silinmiştir ve İslama dahil olmuşlardır..

O günkü İslam dünyasını kurtaran o İslam kahramanlarının haykırışları, küfür ve zındıka cereyanlarını Selçukluların eliyle darmadağın ederek Asya ve Afrikaya kadar uzanan İslam hükümranlığı, söz sahibi oldu..

Ki Osmanlıya kadar da sirayet etti

Ne yazık ki, yorulan ve içine sızan şer yapılar Osmanlıyı 624üncü yılında, çökerttiler..

Zındıka ve nifak unsurlarıyla başa çıkamadı

Netice itibariyle 1909da 31 Mart Vakıası sonucunda Abdülhamit tahttan indirildi

Satılmış piyon beceriksiz İttihat ve Terakki Partisinin komutanları devleti ele geçirdi

Ve kısa zaman sonrası; Osmanlı diye bir hakimiyet, kalmadı..

Denir ya; gidiş o gidiş bir daha da dönmedi?

Baskı rejimleri, totaliter ve jakoben anlayışlar hükümran oldu..

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, gerek Türkiyede olsun, gerek diğer İslam ülkelerinde olsun çok büyük savaşlar yaşandı, kan kayıpları oluştu

Irkçılıktan, İnança, Dilden renge kadar; oluşturulan fitne unsurlarıyla, bir İslam ümmeti tabiri caizse; terörün, şiddetin, kan ve gözyaşının batağı haline getirdiler..

Öyle ki, kardeş kardeşi vurdu..

Öldüren de Allahü Ekber dedi, ölen de!..

Ne hazindir ki; İslam coğrafyasında hala da masum insanların kanı dökülüyor

***

İşte karşı karşıya olduğumuz bu karanlık tablo!.. Ve Türkiyenin Suriyeye yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekatının derin maneviyatını yan yana koyduğumuzda, yarınlar için müjdeleyici ışığın doğabileceğini, gösteriyor..

Yani, Hz. İsanın Şama inişi ve Hz. Mehdi ile birleşeceği; mucizesi!

Hiç kuşkusuz ki, yüce İslam Peygamberi (S.A.V.)in kıyamete yakın olabilecek müjdelediği sevindirici hadisleri vardır

Ki o hadislerin başını çeken de Hz. İsanın Şama inmesi Hz Mehdiyle birleşip Deccaliyet karanlığını yok edecek hadisesi

İşte bu noktada, Ustad Bediüzzaman Hazretleri soru ve cevap mahiyetiyle, mucizeyi bize aktarmaktadır

***

Şöyle ki:

DÖRDÜNCÜ SUALİNİZİN MELİ: hirzamanda Hazret-i İs Aleyhisselm Deccalı öldürdükten sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler. Halbuki, rivayetlerde gelmiştir ki, Yeryüzünde Allah Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz. Böyle umumiyetle imana geldikten sonra nasıl umumiyetle küfre giderler?...

***

Elcevap: Hads-i sahihte rivayet edilen, Hazret-i İs Aleyhisselmın geleceğini ve şeriat-i İslmiye ile amel edeceğini, Deccalı öldüreceğini imanı zayıf olanlar istibad ediyorlar (uzak görüyorlar). Onun hakikati izah edilse, hiç istibad yeri kalmaz.

Şöyle ki:

O hadsin ve Süfyan ve Mehd hakkındaki hadslerin ifade ettikleri mn budur ki: hirzamanda, dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak..

BİRİSİ: Nifak perdesi altında risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) inkr edecek, Süfyan namında müthiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı, l-i Beyt-i Nebevnin silsile-i nuransine bağlanan ehl-i velyet ve ehl-i kemlin başına geçecek, l-i Beytten Muhammed Mehd isminde bir zt-ı nuran, o Süfyanın şahs-ı mnevsi olan cereyan-ı münafıkaneyi öldürüp dağıtacaktır.

İKİNCİ CEREYAN İSE: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüt eden bir cereyan-ı nemrudne, gittikçe hirzamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, Ulhiyeti inkr edecek bir dereceye gelir.

***

Nasıl bir padişahı tanımayan ve ordudaki zbitan ve efrad onun askerleri olduğunu kabul etmeyen vahş bir adam, herkese, her askere bir nevi padişahlık ve bir gn hkimiyet verir. Öyle de, Allahı inkr eden o cereyan efradları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet verir.

Ve onların başına geçen en büyükleri, ispritizma ve manyetizmanın hdistı nevinden müthiş harikalara mazhar olan Deccal ise, daha ileri gidip, cebbrne sur hükmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip ulhiyetini iln eder.

***

Bir sineğe mağlp olan ve bir sineğin kanadını bile icad edemeyen ciz bir insanın ulhiyet dv etmesi ne derece ahmakçasına bir maskaralık olduğu malmdur.

İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İs Aleyhisselmın şahsiyet-i mneviyesinden ibaret olan hakik İsevlik dini zuhur edecek, yani rahmet-i İlhiyenin semsından nüzul edecek, halihazır Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslmiye ile birleşecek, mnen Hıristiyanlık bir nevi İslmiyete inkılp edecektir.

Ve Kurna iktida ederek, o İsevlik şahs-ı mnevsi tbi ve İslmiyet metb makamında kalacak, din-i hak bu iltihak neticesinde azm bir kuvvet bulacaktır.

Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlp olan İsevlik ve İslmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, lem-i semvtta cism-i beşersiyle bulunan şahs-ı İs Aleyhisselm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadr-i Külli Şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir.

Madem haber vermiş, haktır. Madem Kadr-i Külli Şey vaad etmiş, elbette yapacaktır.

Evet, her vakit semvttan melikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz eden (Hazret-i Cibrilin Dıhye suretine girmesi gibi) ve ruhanleri lem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren, hatt ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakm-i Zülcell,..

Hz. İsayla Hz. Mehdiyi göndermez mi?

Ümitvar olunuz ki gönderilecektir...

En derin saygı ve sevgilerimle