ARAKAN’DA TAM BİR İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR!
Eklenme: 9/13/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bugünkü yazımızın başlığından da anlaşıldığı gibi Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğanın Kazakistanın başkenti Astanadan dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularına karşı vermiş olduğu cevaplar, sohbetimizin ana konusunu teşkil edecek..

Gerçekten olup-bitene karşı vermiş olduğu yanıtlar, sevindirici ve ümit vericidir.

Sayın Erdoğanın kesinlikle havadan cıvadan konuşmayacağını yıllardan beri yazıyoruz, çiziyoruz ve takip ediyoruz.

İnanın, her söylediği laf, her ifade ettiği cümle, altın harflerle yazılsa yerli yerindedir..

Ki yazılması lazım..

çünkü hepsi birer vecizedir

Nitekim, ne diyor Erdoğan..

Diyor ki..

Arakanda tam bir insanlık dramı yaşanıyor.

Tabii Bangladeşin de sıkıntıları var.

Ama biz Bangladeşi bu noktada yalnız bırakmayız.

Umudumuz, bir an önce yer tahsisini yapmaları

Bu ifadeler, Erdoğanın İslam dünyasına ne kadar bağlı bir lider olduğunu açıkça göstermektedir

Hiç kuşkusuz ki, Türkiyenin lideri olması hasebiyle bu görüntüyü verdiği de bir gerçektir....

İnanın, başka bir İslam ülkesi olmuş olsaydı, ne mümkün bunları ifade etmesi

Zira İslam ülkeleri dedikleri gerçek bir ülke de yok.

Ancak ülkecikler vardır.

Ciddi bir devlet yok..

Ancak devletçikler vardır.

Hani demişler ya; Görünen köy kılavuz istemez misaliyle yola çıkarsak

Olup bitenler tümüyle zaten bize okutulmaktadır.

Yeniden yazıp sayfaları doldurmaya gerek yok.

* * *

Bakınız.

Suudi Arabistan, ABDye yaşanan kasırgadan dolayı, 290 milyon dolar bağışta bulunuyor

Ki bu da, düşündürücüdür.

Onlar, İslam dünyasının inandığı Mescid-ül Haram ve Kabetullahın hadimi (hizmetkrı) sıfatını taşırken, Medine-i Münevveredeki Mescid-i Nebevinin de hizmetkrı olarak telakki ediliyorlar.

Gerçekten bu ülke, dünya İslam hacılarının oraya giriş-çıkışları olmasa hiç bir zenginliği yoktur..

Güç sahibi de hiç olamaz

Ama ne yazık ki, zenginlik içerisinde yüzüyor..

İslam dünyası, o büyük İslam mabetlerini ziyaret etmek için gereğini yaparak oraya akın ediyor..

Aşk-ı ilahiye ve aşk-ı Muhammediye yolunda yanıp tutuşan Müslüman halk, buraya gidiyor...

Ama gönül arzu ediyor ki, Suudi Arabistan o bütçesini ABDye değil de mağdur, perişan, mustazaf durumdaki diğer İslam ülkelerine bu yardımı yapmış olsaydı.

Daha yerinde ve daha bereketli olmaz mıydı?

Elbette ki olurdu

Ama heyhat!

Bunu yapmadı.

Yapmaz da.

2013te Mısırdaki yapılan darbenin baş koruyucusu ve destekleyicisi durumunda olan Suudi Arabistan, dillere destan oldu.

Bunu telaffuz ede ede dillere artık pelesenk oldu.

Ama kime anlatırsın?

Peki, aynı bu devlet bu felsefesiyle gerçekten İslamiyeti temsil ediyor mu?

Bize göre hayır.

Ancak akıtılan para İhvan-ı Müsliminlere değil, İhvan-ı şeyatinlere gidiyor.

Gerçekten İhvan-ı Müslimine bu para gitseydi, bugün Suriye bu hale düşmezdi?

Küfrün eline geçmezdi.

Mısıra gitseydi, Mısırda kurtarmıştı kendini.

Arakana gitse, inanın Arakan için de kurtuluş olurdu.

Ama ne çare ki ABDye 290 milyon dolar değerinde yardımı yapıyor

Arakana ise 10 milyon dahi harcamıyor.

Sormazlar mı, hayrola?

Bu nasıl bir yaman çelişki?

İhvan-ı Müslimin nerde?

İhvan-ı Şeyatin nerde?

İhvan-i Şeyatine giden 290 milyon dolarlık yardımı kasırga alıp götürüyor..

290 değil, 400 milyon doları götürüyor Allahın tufanı..

İşte şeytana giden yardımın akıbeti bu

Keza Katar.

ABDnin Florida eyaletine gönderdiği yardım 30 milyon dolar.

Arakana ise 100 bin dolar.

30 milyon dolar nerede?

100 bin dolar nerede?

Demek ki iman nokta-i nazarında bunu irdelersek, bunun teftişini yaparsak, Arap dünyasında ve bazı İslam ülkelerinde ibre yukarılara değil, hep aşağıya düşmektedir..

Nerdeyse sıfırlanıyor.

Bu nereye kadar devam edecek? denilse, kimse cevap veremez.

Cumhurbaşkanı, bugünlerde bunlara karşı ne kadar iyi davranırsa davransın, kesinlikle beklenen hedef kaçmış durumda.

Ulaşamayız.

* * *

Evet, sevgili okurlar...

İhvan-ı Müslimin ile İhvan-ı şeyatin arasındaki seçimi yaparsak

İhvan-ı Müslimin Mısırdır, ama onlara karşı savaşıyor.

Deyim yerindeyse köküne kadar iniyorlar.

Ama ihvan-ı şeyatin denilen İsrail ve ABDye adeta dest-i muhabbet uzatarak, oldukça köleleşiyorlar.

Sormazlar mı; bu ne biçim Müslümanlık?

Şekilcilikten ibaret olan bir İslamiyeti yaşıyorsunuz

Elbette ki sorulur bu.

Hiç kimse sormasa Recep Tayyip Erdoğan bunu soracaktır.

Zira Recep Tayyip Erdoğan, Allah ebediyen razı olsun.

O misyonla yetiştirmiş kendini.

Hayatını bununla geçirmiş durumda.

Allah İslam dünyasının başından eksikliğini göstermesin.

Ama ne var ki İslam dünyası, sahipsiz olarak elini gerçek Müslümanlara değil, yani İhvan-ı Müslimine değil, ihvan-ı şeyatinlere el uzatıyor.

Yani şeytan kardeşlere...

Ve amelsiz bir İslamiyetle kendini tanıtmaya çalışıyor.

Onun da ne kadar geçerli olduğunu yüce Allah bilir.

En derin saygı ve sevgilerimle.