BATI UYGARLIĞI HAYRANLIĞI!?
Eklenme: 7/31/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Batı uygarlığı hayranlığı ülkemizin temeline atılan el yapımlı fitilsiz bir dinamit gibidir.

Veya pimi çekilmiş el bombası diyelim...

Sürekli patlıyor..

Sürekli yıkımlara yol açıyor..

Ne yazık ki bin yıllık ana medeniyetimizi ve kültürümüzü darmadağın etmiş durumda..

İşte Milli Eğitim

Ki Milli Eğitim camiasına Milli kelimesinin eklenmesi bize göre abesle iştigaldir.

Hiç de Milli bir müfredat söz konusu değil..

Milli olsaydı, bin yıllık bir kültüre sahip olacaktı

Ama değil..

Batı uygarlığı anlayışıyla yola çıkan bir eğitim sistemi yüzünden, gerçek medeniyetimizi, tarihimizi bize unutturdular..

Yok saydılar..

Ve bugün; o medeniyeti ve kültürü sıfıra indirmişlerdir

çünkü Batı Uygarlığı adı verilen medeniyet hiç de uygar değildir..

Ülke ve millet için; tam tersine yıkım unsuru bir ihtilaldir..

Medeniyete ve kültüre karşı bir darbedir ve bir milleti yok etme anlayışının organizasyonudur...

Nitekim deneyimli kalem sahibi Yusuf Kaplan Bey dünkü yazısında bizi teyit edebilecek şu ifadeleri kullanmaktadır..

Dikkatinize sunuyorum..

İnsanlığın medeniyet birikimini Batıda bile yok sayacak, küçümseyecek bir zihin kalmadı artık.

Ama celladına şık garpzedelerin zihinsel acentalık yaparak hayatımızın her alanını tepeden şekillendirdikleri bu ülkede, her şey Batı uygarlığı demek ve her şey Batıdan ibaret!

İşte bu anlayış, Osmanlıyı bitirmiştir.

Abdülhamidi yıkan temel bir unsurdur.

Babası Abdülmecidin zamanında inşa edilen Batı medeniyetiyle başlayan, Tanzimat Fermanı olarak adı konulan sözde bu medeniyet, Osmanlının sonunun başlangıcı olarak nitelendirilmelidir.

Gerçekten 600 senelik bir Osmanlı hükümranlığının sonu oradan başlamıştır.

Ve bunun da temel dayanak noktası; ırkçılığa dayalı yanlış bir felsefedir.

7den 70e kadar Batı uygarlığı adı altında soysuzlaşma, kozmopolit bir hava ile bir ülkeyi karıştırıp dağıtma politikasıdır.

Ortaçağ cahiliyetini deviren bir İslam medeniyeti varken, bu medeniyetle yetinmeyen Osmanlıların Fransada okuyup büyümelerinin dayanak noktasıdır aslında; Osmanlıyı çökerten...

Bakanız Kanada Makcell Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Niyazi Berkes isimli bir Türk ilim adamı Muasır (çağdaş) Türkiye isimli kitabında şöyle diyor;

Avrupalı Yahudilerle Türkiyedeki yerel Yahudilerin ittifakıyla Osmanlı devletinın bünyesine, 19. ve 20. yüzyılda Turancılık unsuriyetine dayalı bir unsur yerleştirilmiştir...

Bu her iki asırda birçok Yahudi din adamı tarafından bu fikir oldukça güçlendirilmiştir.

Böylece ırkçılık fitnesiyle ülkenin birliği ve bütünlüğü darmadağın edildi

Bunu onaylayan batıda bulunan Yahudilerin ilim adamlarıdır..

Lomli Divit, Liyon Kahon ve Ermeniyos Fanbiri, Turancılık kavmiyetine dair fikir adamlarının varlığı söz konusu ise bunların başında da iki isim var

Birisi Emanuel Karasu diğeri Mohis Kohen

Bu isimler İttihat ve Terakki Cemiyetinin omurga kemiği olmuştur.

Mohis Kohen, aslında Osmanlıda Turancılık kavmiyeti düşüncesinin yaratıcısıdır, banisidir ve mucididir.

Nitekim Mohis Kohen, Turan isimli mukaddes (!) kitabında hep bunları yazmıştır.

O asırda buna canlı şahitlik eden de İngiliz kumandanlarından Churchilldir.

Zira Churchillin, I. Dünya Savaşında yapmış olduğu mücadele, boşuna bir mücadele değildir.

Bu itibarla bu toplumun yeniden kendine gelebilmesi için, o yıkım tablolarından sıyrılıp, yepyeni bir gençlik potansiyelini filizlendirmesi, yetiştirilmesi gerekir.

Bu gençlik potansiyeli imanlı olduğu müddetçe, yeniden bir ecdat ruhu filizlenir, dirilişe geçer ve her şeye galebe çalar.

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Bundandır ki, Osmanlının yıkılışından sonra yıkılmaya mahkm kalan Hilafet-i İslamiye, İslam dünyasının üzerinde yeni yeni Firavuncuklar yaratılmasına neden olmuştur.

Bu da ustaca yapılan bir tezghtır, oyundur ve münafıkça yıkıcı bir girişimdir.

Bunun mucidi ve banisi de yine içimizdeki Yahudi kökenli Davidlerdir, Mohis Kohenlerdir, Emanuel Karasulardır ve Türk asıllı bazı yazarçizer müsveddeleridir.

İsimlerini buradan zikir edebiliriz, ama bunu başka bir güne bırakacağız.

En derin saygı ve sevgilerimle.