DOKUZ GENCİN İDAMI VE ALÇAK SİSİ’NİN GERÇEK KİMLİĞİ!?
Eklenme: 2/26/2019 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Yıllardan beri İslam dünyası içten vuruluyor.

Batı dünyasının hain planları dün ne ise bugün de aynı minvalde, sergilenmektedir...

Yarın daha fazlasıyla azgınlaşan oyunların varlığı da kaçınılmazdır

İslam dünyasının varlığıyla yokluğu, batı dünyasının iç meseleleri haline gelmiştir.

Hileli oyunlarını bırakın insanlığı hayrete düşürmesini, toplumları yağmalaması, sömürmesinden daha fazlasıyla, haçlı emperyalist anlayış gemiyi azıya vurmuştur.

İslam dünyası içerisinde kiraladıkları ajanlarla acımasızca kan emmekten zevk alıyorlar.

Hep yazıyoruz-çiziyoruz.

Ne hazındir ki, olaylar bizi haklı çıkarıyor.

Hain Sisinin canavarlaşmış yönetim anlayışı; Mısırlı kan gölüne çevirmiş

Son beş gün içerisinde dokuz Mısırlı genci idam etmesi, Batı Dünyasının iştihanı açıyor..

Almanyayı, İngiltereyi çok heyecanlandırmaktadır..

Kandan beslenen vampiler keyiflenmez mi?

Nitekim dünya, İslam dünyası özellikle Mısırdaki 9 gencin katedilmesi olayını tartışırken, AB ülkelerinin liderleri iştahlı, iştahlı Mısıra çıkarma yapıyor..

Adeta, idamları meşru kılıyor..

Hain, darbeci Sisinin yönetimine bel çıkıyor..

Olanları meşru görüyor..

Alman Başbakanı Merkel ile İngiltere Başbakanı Theresa May gruplar halinde, ayağının tozuyla Mısıra gidiyor..

Neymiş; AB-Arap Birliği zirvesi yapılacakmış

On aylık süreçte Arap Birliği ile beraber Mısırda tatbikat yapacakmışlar.

Elbette ki, bu vahşilliklerini İhvan-ı Müslimin teşkilatının kanı üzerine tatbik edecekler..

İnsanı hayretlere düşüren olay, sözde medeni-çağdaş bir dünyanın gözleri önünde bunlar meydana geliyor ve Mısırlı masum insanlar güdümlü mahkemeler tarafından idam kararıyla, infaz ediliyorlar..

Ki hiçbirinin tek bir suçu dahi yok..

Suçları yalnızca ve yalnızca din ve inançlarını yaşama halleri.

Batı dünyası, bunu görmezlikten geliyor.

Hele ki, Uluslar Arası Af Örgütü Ses yok Olaylara karşı; üç maymunu oynuyor?

Belki şeklen müdahale etmişler ise de geçerli olmamıştır.

Bize göre bu da danışıklı dövüştür.

Mısır, köklü olarak Napolyonların, Churchilllerin sömürgesi haline gelmiştir.

Tabi bu sömürülen ülke Nil ülkesidir

Ki bereket ülkesidir.

Ama ne yazık ki dört bin yıldan beri Firavunun zulüm damarı üzerinden, bugüne gelinmiştir

Ki o zulüm halen de devam etmektedir..

Mısırın Firavunları meşhurdur.

Her ne kadar orada Cami-ül Ezherin varlığı görünüyorsa da onu da dejenere etmişlerdir.

Dini tedrisat diye bir şey kalmamış.

Varsa da şeklidir.

çükü batı dünyasının, Napolyonlarının ajanları vasıtasıyla yönetiliyor.

Hasan El Bennadan tutun da, Seyyid Kutuba kadar?

Ve daha kimler?

Son olarak dokuz gencin idam edilmeleri, kesinlikle İslam dünyası üzerine sallanan bir demoklesin kılıcıdır.

Korkutuyor ve gözdağı veriyor..

Hükmen Ey Türkiye! Sen de buna hazırlıklı ol mesajı veriliyor.

çünkü 15 Temmuz darbe teşebbüsü sıradan bir olay değildi

O da FETÖ adı altında SİSİ ile ortaklaşa bir proje hazırlığı içerisindeydiler.

Allah korusun.

Ama hala da bir belirsizlik var..

Türkiyenin son 70 yıllık zaman dilimi içerisinde; darbecilik adı altında içerden vurulmuş olma hali bu tür kirli oluşumların uzantısıdır.

Onun için Türkiyenin daima teyakkuzda olması lazım

Ayakta olmalı

Devlet ve milletin el ele vermelidir..

Siyasi kavgalar artık bir yana bırakılmalıdır..

Lakin tehlike her zaman için kapımızı çalabilir..

Sisi gibi darbeci keferelerle Türkiyenin kapısını çalma teşebbüsünde olabilirler..

Hiç kuşkusuz ki Türkiye, Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğanın zekasıyla, dehasıyla, gerçek bir devlet adamı olması hasebiyle hala da ayaktadır.

Taksim Gezi Parkı olayları..

17-25 Aralık operasyonları

Ve 15 Temmuz darbe girişimi..

Tüm bunlar milletce bertaraf edildi..

Lider olarak Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı, Allah korusun Türkiyemiz her an için FETÖ tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktan kendini kurtaramazdı, üstesinden gelemezdi?

Ama gerçek bir lider var iktidarda.

O da Reis Erdoğandır.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Yeni Şafak Gazetesinin yazarlarından Selçuk Türkyılmazın dünkü yazısından birkaç paragrafı bu hususta sizinle paylaşmak istiyoruz.

Ki gerçekten ders-i ibrettir.

Bakınız, Sayın Türkyılmaz ne diyor;

Mısır dünyanın sayılı yerleri arasındaydı. Fransa, İngiltere ve Osmanlı arasındaki rekabet çok şiddetliydi.

Osmanlı açısından on dokuzuncu yüz yılın en dramatik çöküş emareleri Mısır sebebiyle gün yüzüne çıktı.

Birinci Dünya Savaşının başlarında giriştiğimiz Kanal Harektı, coğrafyamızın bekası açısından çok önemliydi. İngilizlerin Mısırda tutulması gerekiyordu.

İhvan, Mısırın yeni kimliğini inşa etmeye çalışan bir hareketti.

Bu hareketin kurulduğu zamanlardan itibaren İngiltere karşıtı bir siyaset geliştirmiş olması oldukça önemlidir.

Suud bölgesinde ortaya çıkan güçlerin kendini İngiltereye borçlu hissetmesiyle İhvanın İngiltere karşıtlığı Arap coğrafyasındaki çok önemli bir tezadın anlaşılmasını sağlayabilir.

Mısır, var olmak için kendini inşa etmek zorundadır.

Mursnin 2012-2013 arasındaki bir yıllık iktidarına karşı en sert tepkinin Suud Arabistan ve FETÖden gelmiş olması, bu açıdan son derece önemlidir.

Darbeci Sisinin, destekleri dolayısıyla FETÖ okullarına plaket göndermesi çok karmaşık ilişki ağlarına işaret eder.

Vehhab hareketinin 19. yüz yılın başından itibaren kendini İngiltereye yaslamış olmasıyla FETÖnün Amerika-İngiltere eksenine yerleşmesi bir tesadüf değildir.

Sisi yönetimi dokuz genci idam sehpasına gönderdi.

çocuk denilecek yaştaki bu gençlerin, dünyanın gözü önünde idam edilmesi oldukça önemlidir. Bu acı olaydan farklı ülke ve medeniyetler için ayrı ayrı sonuçlar çıkar.

En önemli sonuçlardan biri uluslar arası bağlayıcılığı olan kurumların ve hukukun artık geçerliliğinin kalmayışıdır.

Bu kuralsızlık hlinin sebep olacağı gelişmeler belirsizdir.

Dokuz gencin idam edilmesi Mısır açısından çok karmaşık değildir.

İhvan Mısırın kimliğini inşa etmeye çalışan bir hareketti.

Sisi yönetimi, dokuz genci idam etmekle Mısırı muhtemel iddialarından uzaklaştırmakta kararlı olduğunu göstermiş oldu.

Bu idamlar, Mısırı ve bölgesini biraz daha istikrarsızlığa sürüklemekten kaçınmayacaklarını gösterir.

En derin saygı ve sevgilerimle.