EY NATO NEREDESİN ‘?!’
Eklenme: 3/13/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Devletin zirvesinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın resmi ve yetkili sıfatı ile topluma karşı kullandığı çarpıcı ifadeler, neredeyse gündemdeki tüm olayları, geçmişe yönelik dahi olsa; güncelleştiriyor

Ve bu güncelliği hiçbir zaman kaybetmiyor.

çünkü her kelimeyi dolu anlamları ile ortaya koyuyor

Hitabetini büyük bir hassasiyet içerisinde, halkın dikkatine sunuyor.

Bakınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonu katıldığı partisinin il kongrelerisinde tarihi bir konuşma yaptı.

Açık ve alenice Natoyu uyardı..

Ve şunları söyledi

Ey NATO neredesin?

Bu kadar mücadele eriyoruz, Türkiye NATOnun üyesi değil mi?

Ey NATO Afganistanda çağırdın geldik..

Somaliye Balkanlara geldik.

Şimdi de ben çağırıyorum; Türkiye tehdit altında niye gelmiyorsun?

Adil davranın.

Sadece kuru kelamlar bizi doyurmuyor.

Lafa geldi mi insan hakları konusunda ahkam kesenler, Suriyede, Irakta adeta gözleri görmez, kulakları duymaz hale geliyor?

Erdoğan bu beyanıyla

NATOnun ne kadar delalette ve küfürde karalı olduklarını yüzlerine çarpıyor.

Sayın Erdoğanın bu söylemleri, gerçekten de küfür dünyasının ne kadar rezil olduklarını gösteriyor hatta onlara ispat eddirip, deşifre ediyor

Aynı zamanda Erdoğan kullandığı ifadelerle haçlıları hafife alıyor ve onlarla alay ediyor.

Ama ne yapacaksın ki?

Hani derler ya;

Anlayana sivri sinek saz, anlamayan gavura davul zurna bile az.

Elbette ki gavur gavurluğunu idame ediyor.

İslam dünyası ve yahut Müslüman olarak geçinen bugünkü İslam dünyasındaki siyaset kavramları ve siyasi organlar, elbette ki Erdoğan hariç, yüzyıldan beri ne kadar gaflet içerisinde oldukları orta yerde

çünkü, Avrupaya, Haçlılara, Emperyalist güçlere dün olduğu gibi bugün dahi bağlılar..

Ve bağlılıklarından da ne hazindir ki vaz geçmiyorlar..

Ki bu bağlılıkları kendi ülkelerini; tar-ü mer diyor

Kendi ülkelerini NATOya karşı, haçlı emperyalistlere karşı çok küçük düşürmektedirler..

Yıllardır da bu eziklik ve düşüklük içerisinde olmuşlardır

Ama unutmayalım ki;

Bugün Erdoğan, eğer devlet zirvesinde ise; bize göre bu Türkiye hatta tüm İslam dünyası için büyük bir şanstır.

Erdoğanın varlığı ve devlet yönetim süreci henüz 15. yılındadır.

Cumhuriyetin kuruluş tarihi 96 yıldır.

Şu bir asra yakın zaman dilimi içerindeki gelen-giden iktidarlar, acaba bu küfür dünyası hakkında ne gibi görüşleri olmuştur?.

Bunu araştırırsak kocaman bir hiçler silsilesi karşımıza çıkacaktır

Zaten hiç bir şeyi de tarihe kaydedememişlerdir.

Zulmen ve hükmen adeta kölelik yapmışlar

Eller öne bağlanmış

Sanki huzur-i ilahiymiş gibi, küfür dünyasının huzurunda elpençe durmuşlardır..

Keferet-ül secerelerinin, yani yöneticilerinin önünde sanki kul köle gibi duruş sergilemişlerdir.

Allaha şükür ki Erdoğan, temiz ruhlu, parlayan bir yüreklilikle kendini ortaya attı

İslam düşmanı olan Haçlılar her ne kadar Erdoğana yönelik yıllardan beri dolaylı yollardan olsa bile suikast düzenliyorlar ise de onu koruyan Allahtır.

Ki sonra da milletidir.

Nitekim, 15 Temmuz bunun kanıtlayıcı delilidir.

Ve bu millet, yediden yetmişe kadar, Erdoğana duacıdır.

Fakat şunu da ifade etmeden geçmek istemiyoruz.

Birkaç gün önce

Yani 8 Mart dünya kadınlar günü platformunda konuşan Erdoğan şunları ifade etmişti.

İslamın hükümlerinin güncellenmesi var.

Siz İslamı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız.

Erdoğanın bu ifadelerinin gerçekten de detaylı bir açılıma ihtiyacı vardır.

Her ne kadar bir gün sonra Nas ayetleri hariç, onlar hükümdür, onlar değişmez ilahi manzumelerdir, demiş ise de; o ifadeleri kötü niyetli bazı medya organlarının ekmeğine yağ sürmüştür.

Yanlış anlaşılmalara neden olmuştur.

Hele hele fırsatçı, boş fetva arayan bazı kadın kuruluşlarına da neredeyse bir delil kaynağı oldu.

Keşke Erdoğan, bu ifadelerini bu günlerde kullanmasaydı

Veya kullanmış ise de detaylı bir şekilde açıklama getirmiş olsaydı.

Fakat İslamı bilmeyen yanlış ve kötü bazı kesimler, bunu kendine has bir fetva arayışı içine girebilirler..

Nitekim girdiler.

Erdoğanın niyeti apayrı bir niyettir.

Öyle inanıyoruz ki; onlara, yani bu kötü niyetli medyaya veya muhalefet kesimlerine alet olmayacak derecede bir açıklama getirecektir.

Detayına inecektir diye düşünüyoruz.

En derin saygılarımızla