FETÖ’NÜN FİTNE VE TUZAĞINI KURANLARIN ASIL HEDEFİ ve TEMEL AMAÇLARI!?
Eklenme: 8/17/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbet köşemize başlık olarak 26 AĞUSTOSTA MALAZGİRT?! ifadesini kullanmıştık.

Tabiatıyla Cumhurbaşkanımızın 26 Ağustos 1071deki Malazgirt Meydan Muharebesinin mucizesini Türkiyeye ve tüm insanlığa yeniden tanıtmak hususuna dairdi

Hiç kuşkusuz ki, büyük bir misyonla bin yıl önceki Selçuklunun mücahit kahramanlarının devlet kurmalarındaki temel amaç; kinat Peygamberi ve insanlığın efendisi Hz. Muhammed (S.A.V)in dinine hizmet etmekti.

Küfrün emperyalist şebekelerinden kurtulmak üzere kurulan Selçuklu İmparatorluğu ta Osmanlıya kadar uzadı.

Osmanlı da onlardan aldığı ders sonrasında Kuran davasına hizmet etmek üzere yola çıktı.

Öyle inanıyor ve ümit ediyoruz ki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da aynı inançla, aynı misyonla hatta daha aktifliğiyle yola çıkmış bir devlet büyüğüdür

Ümmeti, hatta tüm insanları o tarihi şerefli misyona davet ediyor

26 Ağustos 2017de Malazgirtte organize edilecek etkinliklere herkesi davet ediyor.

Ne mutlu bizlere ki böyle günleri de gördük.

Dün de zaten detayıyla yazmıştık.

Bugünkü yazımızın sohbeti ise önemine binaen yeni bir başlıkla karşınızda.

FETÖNÜN FİTNE VE TUZAĞINI KURANLARIN ASIL HEDEFİ ve TEMEL AMAçLARI!? başlığıyla yola çıkmak istiyoruz

Bugünkü sohbetimizi kendi kalemimizden değil, Risale Haberin yazarlarından deneyimli yazar Hüseyin Yılmaz Beyefendinin kalemiyle, sürdürmek istiyoruz

çok önemli, çok çarpıcı, çok uyarıcı yazısını aynen, sizlere aktarıyoruz

Ki tek bir kelimemizi katmadan

Ancak siz değerli kardeşlerimizle bunu paylaştıktan sonra bunun daha fazlasıyla açılımını bir sonraki yazılarımızda, paylaşacağız

Sayın Yılmazın bu yazısı

Özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile ilgili dostane çok uyarıcı ifadeler içermektedir

Bununla birlikte, inanan ve İslam davasına, vatan davasına hizmet etmek isteyen herkesin bu anlamlı yazının tüm detayına inanarak gönül vererek katılıyor olmasını da temenni ediyoruz.

Değerli dostum Hüseyin Yılmaz Bey, aynen bu başlık altında memleket meselelerini anlatıyor, olup biten hıyanetleri deşifre ediyor.

* * *

Kaleme aldığı yazı aynen şöyle.

Bediüzzamanın Hukukunu Müdafaa Etmek!..

Hakkın müdafaasını başkasına bırakmak, kendi alçaklığını iln etmektir!

O alçaklardan değilim, olmayacağım da.

Hak ve hakikati haykırmaktan korkup zillet içinde bir hayata yapışmaktansa, her türlü bedeli de ödeyerek ölmeyi tercih ederim.

Bu ülkenin son bir asrında iftihar edebileceği, kendisine id tek bir kahraman, tek bir değer varsa; o da Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleridir.

Cumhuriyet maskesi arkasında katı bir istibdadın inkılp adı altında bütün değerleri bir tahrib sarasının hedefi hline getirildiğinde, millet adına karşı çıkmış tek kişidir Bediüzzaman.

Kemal Atatürk ve hlefi İnönüye kafa tutmasının bedelini de dünyev hayat ve sadetini fed ederek ödedi.

Sürgünlerin, zindanların, idamla yargılanmaların, suikasdların mnını sarsamadığı bu büyük insanın asıl zaferi ise, o ağır şartlarda Kuranın parlak bir tefsiri olan Risle-i Nur Külliyatını kaleme alması ve bir huruc olan Nurculuk hareketini başlatmış olmasıdır.

Lozan sonrasında din tahribkrlığına memur edilen devrin muktedirlerinin hiçbir şekilde susturamadığı bu büyük insana, sadece bu milletin değil, ümmetin, hatt insanlığın iki borcu var: hürmet ve teşekkürde kusur etmemek.

Bugün bu topraklarda yeniden bir İslm hayat başlamış, yeniden ümidlerimiz yeşermişse; hiç şübhesiz en büyük hisse Bediüzzamana iddir.

Diğerleri ondan cesaret alarak çok daha sonra yola çıkmış bir nevi hleflerdir.

Allah onlardan da rzı olsun.

FETÖ tuzağını kuranların asıl hedefi, düşman safların hücumu ile yıkamadıkları İslmiyeti dost görüntüsü altında, dehşetli bir münafıklıkla yıkmaktı.

İslm hisarının büyük fedai ve nöbetdrlarının kumandanı Bediüzzamana taarruz etmelerinin de sebebi kaleyi korumasız bırakmak, her türlü işgale açık hale getirmektir.

***

Güleni Bediüzzamanın hlefi olarak takdim eden güruh:

Birincisi, doğrudan küfr cephe hesabına çalışan Kemalist ve ulusalcılar.

Diğeri, suret-i hak maskesi arkasında iş gören münafıklar.

Belki bir üçüncüsü olarak da samim olmakla birlikte cehl ve şuursuzlukları sebebiyle Bediüzzamanı tanımadan, telkinlerle karşı cephe hesabına mevzilenen Müslümanların sdık ahmakları.

15 Temmuz habasetini Bediüzzaman ve Nur Talebelerine yıkmaya çalışmak, hangi sebeple olursa olsun din, vatan ve millet düşmanlığı hanesine hizmet hükmüne geçer.

15 Temmuz gecesi hemen her grubdan Nur Talebeleri meydanlara çıkmış, bazıları da şehid düşmüştür.

Bu satırları yazan kişi de çocukları ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğanın Kısıklıdaki evinin önüne koşmuş, bir çıkışı yanlamasına kapatan beton mikserinin üzerine çıkıp orada sosyal medyaya canlı yayın yapmıştır.

Bu canlı yayın videolarını webde bulabilirsiniz.

Gülenin Nurculukla yegne irtibatının onu bozmak ve kullanmaktan ibaret olduğunu, belki bin kere söyledim.

Tek hakikat de budur...

Bunu avm-ı nas bilmezse de devlet ricali bilir.

Devlet ricali bilmezse de Erdoğan bilir.

Bildiğini de, Nurcuları FETÖ ile karıştırmamak gerekir şeklinde bir kaç sefer beyan ederek ortaya koydu.

Ama yetmez!..

Yetmez, zir Bediüzzaman ve Nur Talebelerine yönelmiş olan bu haksız, insafsız, alçakça ve bir o kadar da tehlikeli karalama kampanyasını durdurmak, en az 15 Temmuz ihanetine karşı durmak kadar hayatdir.

İkincisi için gösterdiği büyük gayret ve teyakkuzu birincisi için de göstermesini beklemeye hakkımız var.

***

Sayın Erdoğan!..

Bediüzzaman ve Nurculuk hareketi sadece Türkiyenin değil, ümmetin de gelecek ufkudur; karanlık gecelerimizin parlak deniz feneridir.

Sizden beklediğimiz bu ufkun karartılmaması, bu fenerin kırdırılmamasıdır.

Sizi cemaat, tarikat ve müminlerin desteğinden mahrum bırakıp yalnızlaştırarak Kemalist ve ulusalcıların kucağına itmeye çalışanların dessas zeklarına tükürmezseniz, korkarım ki, şahsınızda hepimizi hazn bir kibet karşılayacaktır.

Bu habis ama bir o kadar da dessas ve alçakça oyunu bozabilirsiniz, bozmalısınız.

Dünya menfaatleri veya gelecek endişesiyle şirinlikler yapan etrafınızdaki bazı yakın halkanın gerisinde birikmiş, size seslerini duyuramayan müminler ordusuna ulaşmaya bakınız.

Boyunuz uzun, sizi saran ve tarihin her devrinde liderleri körleştirmiş olan halkanın üstünden milleti görünüz...

***

Ben yazarım, zt-ı liniz dahil, kimseden bir şey beklemedim, beklemiyorum.

Bütün derdim, bir asır önce Lozanda satılan İslm ümmetinin hürriyet ve sadetini geri kazanmak, bunun için yapabileceklerimi yapmaktır.

Cenab-ı Hakdan muradım, melek-i mevti gönderdiğinde beni aynı ruh hli içinde bulmasıdır.

Din, vatan, millet ve ümmetin selmeti adına başında bulunduğunuz siys hareketi destekliyorum; siz sapmadığınız müddetçe de desteklemeye devam edeceğim.

Ama unutmayınız ki, sizi destekleyen, hergün gözlerinizin içine bakan kısm-ı azamın destekleme sebepleri çok daha başka, çok daha farklı, çok daha şahsdir...

Hulsa-i kelm; ya çıkıp deyiniz ki, Bediüzzaman da Gülen gibidir! ya da aralarındaki muazzam fark ve ziddiyeti millete izah ederek bu tehlikeli karalama kampanyası ile iltibasın karşısında durunuz.

Takdir zt-ı linizindir...

En derin saygı ve sevgilerimle.