FRANSA’DA KUR’AN DÜŞMANLIĞI!
Eklenme: 5/8/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre günümüzü işgal eden, insanlık tarihinin bir yüz karası olan Fransanın tarihi alçalışı, dün ansızın tüm dünya kamuoyunun önüne konuldu.

Neydi o alçalış?

Elbette ki tarihi haçlı seferlerinin tarih boyunca Kurana ve İslama karşı besledikleri kin ve nefretlerini sözde çağdaş muasır medeniyet seviyesine tırmanan bir dünyada, dün yine küfrün cahiliye devrini tekrarladı.

Fransa yine özgürlük bahanesiyle İslama saldırdı.

Aralarında Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozynin de bulunduğu 300 Fransız yazar ve siyasetçi, şiddet ve Yahudi düşmanlığı yaydığı iddiasıyla Kuran-ı Kerimden bazı ayetlerin çıkartılmasını talep etti.

Ya Rabbi, bunca rezalet, bunca şekavet, bunca cehalet nereden çıkıyor?

Küfür dünyası Kurana karşı kinini bir türlü dindiremiyor.

Anlaşılan budur ki haçlılar; eski tarihlerini dünyaya yutturmaya çalışıyorlar.

Ama heyhat!

O devir artık kapanmıştır.

Medeni dünya, artık Ortaçağ cehaletine kapısını kapatmıştır.

İster Müslümanı olsun, ister gayrimüslimi olsun...

Kuranın yüceliğinin dokunulmazlığına karşı büyük bir saygı ve hürmetle eğiliyor.

Bir de inanmasa dahi inanmış gibi kendine görüntü verenlerin olduğu da aşikrdır ve nettir.

Velev ki medeni dünya artık eski küfür dünyasının Sarkozylerinin pabuçlarını ortaya çıkarsa bile yine küfür yobazları rahat durmuyor.

Kurana karşı illa ki dil uzatıyor.

Batı dünyasının tarih boyu yaptığı nefret, cehalet, bugüne dayalı değildir.

1440 yıldan beri bu cehaletini değişik versiyonlarla yaşatıyorlarsa da yine bir şey tutturamayacaklar.

Zira Kuran kendi kendini savunuyor, kendi başına bunlara verilebilecek cevap olarak da yeter.

Ve Kurn-ı Hakm-i Mucizül-Beyanın hadsiz açıklayıcı cihetlerinden, icazından kırk cihetleri Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin telif ettiği risalelerde de vardır.

Özellikle Arapça yazılan İşaratül İcaz ve Mesnevi-i Nuriye gibi risalelerde mevcuttur.

Ancak Mucizat-ı Kuraniye adlı eserinde şöyle özetliyor;

Elde Kurn gibi bir mucize-i bki varken,

Başka burhan aramak aklıma zid görünür.

Elde Kurn gibi bir burhan-ı hakikat varken,

Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?

Mahzen-i mucizat ve mucize-i kübr-yı Ahmediye (a.s.m.) olan Kurn-ı Hakm-i Mucizül-Beyanın hadsiz vücuh-u iczından kırka yakın vücuh-u icziyeyi Arab risalelerinde ve Arab Risale-i Nurda ve İşrtül-İcz namındaki tefsirinde mevcuttur.

* * *

Bediüzzaman Hazretleri Sözler kitabının 25. Sözünde şöyle buyuruyor;

Kurn nedir, tarifi nasıldır?

Elcevap: On dokuzuncu sözde beyan edildiği gibi ve sair sözlerde ispat edildiği gibi, Kuran şu kitab-ı kebir-i kainatın ezeli açıklayıcı bir tercümesidir.

Ve ayat-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi ve evrensel diliyle konuşan gerçeklerin tercümanıdır.

Dünya ve ahiretten bahseden kitabın yegne açıklayıcısıdır ve müfessiridir.

Zeminde ve gökte Esma-i İlahiyenin gizli ve manevi hazinelerinin açıklayıcısıdır.

Üstadın uzun uzadıya Kuran hakkında yapmış olduğu açıklamalar Risale-i Nurun birçok eserlerinde mevcuttur.

Ama en önemlisi ve en açıklayıcısı, Üstadın ilk yaptığı Arapça eserlerinden birisi olan İşaratül İcaz isimli eserinde yazılmıştır.

Buna rağmen, elbette ki küfür dünyası rahat durmamıştır, günümüzde de rahat durmamaktadır ve bundan sonra da duracak gibi değildir.

Zira tarih boyu hurafecilik yapan, Hıristiyanlık dininin mensuplarını aydınlık, ilericilik ve çağdaşlık perdesi altında cehaletini millete yutturmaya çalışmışlar, hem kendilerini kandırmışlar, hem de kendileri gibi düşünen küfür sistemleriyle, İslam dünyasının içinde kendini Müslüman zanneden münafıkların halini bize gösteriyor olmaları gerçekten düşündürücüdür.

Peki, günümüzdeki İslam dünyası nerededir?

Ne yapıyor?

Kuranı bilimsel olarak nasıl okuyor, anlıyor ve Kuranın hakkını nasıl verebiliyor?

Ne yazık ki bir hiç olmasa dahi çok büyük bir azınlık içerisinde olduğunu görüyorum.

Haçlı ve Siyonistler ise bilakis tüm bu cahil, karanlık hurafeleri daima ayakta tutmayı hedefliyor ve tarih boyu Kurana saldırmaya devam ediyorlar.

Elbette ki kişi bilmediğine, anlayamadığına düşmandır.

Zira cahildir.

Küfür, karanlık olduğu için küfürdür.

Cehalet ise küfrün ötesinde zifiri karanlıktır.

Ama İslam dünyası ne yazık ki bu küfür sistemlerine karşı hep kendini mağlup ve yenik görüyor.

Fedakrlık ve istikamet doğrultusunda Kuranı savunabilecek gibi görmüyor kendini.

Yüceliği hastalara muska yapmakta arıyor.

Ama heyhat!

Yazıklar olsun!

Kuran, bir mana manzumesidir.

Sosyal ve siyasal hükümleri içeren bir kitab-ı ilahidir.

Sosyal dengeleri koruyan ilahi bir hukuk sistemidir.

Onsuz hiçbir millet yaşayamaz.

Hele hele inanan toplumlar, hiçbir zaman Kuransız yürüyemez.

* * *

Nitekim merhum Akif şöyle buyuruyor;

İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür

İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür

Ölüler dini değil, sende bilirsin ki bu din

Diri doğmuş, duracak, dipdiri durdukça zemin

Dinsizin olmaz, iyi bir kimseye vefası

Kurana uymayanın, kabul olmaz duası

İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkıyla bilin

Ne mezarlıkta okumak, ne de fal bakmak için

Kenar-ı Diclede, bir kurt aşırsa bir koyunu

Gelir de adl-i İlahi sorar, Ömerden onu

* * *

İşte Kuran budur.

Bu nedenle Bakara suresinin 23. ve 24. ayetlerini sizinle aynen paylaşmak istiyorum;

23- Eğer kulumuza indirdiğimiz Kuranın Allahın sözü olduğu hakkında kuşkunuz varsa, o zaman aynı değerde bir sure getirin ve Allahtan başkalarını da size tanıklık etmeleri için çağırın.

24- Eğer bunu yapamıyorsanız -ki kesinlikle yapamayacaksınız- o zaman yakıtı insanlar ve taşlar olan, hakikati inkr edenler için hazırlanmış ateşten sakının!

Yani illa ki yerleri orası olacak

Tıpkı Fransanın Sarkozysi gibi

İsrailin Netanyahusu gibi

ABD ve diğer haçlı kefereler gibi

Veyahut içimizdeki münafıklar gibi...

Yine Kuran deyimiyle yerleri orası olacaktır.

İsra suresinin 88. ayeti ise şöyle buyuruyor;

De ki: Andolsun ki, insanlar ve cinler bu Kuranın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.

En derin saygı ve sevgilerimle.