FİLİSTİN’E 50 MİLYON DOLAR BAĞIŞ!?
Eklenme: 5/23/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar...

Görsel, yazılı ve sosyal medyaya yansıyan habere göre;

Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Es-Sani, mustazaf ve mağdur Filistinliler için Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına 50 milyon dolar bağışta bulunmuş...

Öbür tarafa bakıldığında, Suudi Arabistan Krallığı ise ABDyle 400 Milyar dolarlık anlaşma yapıyor..

Milyar dolarları, buraya akıtıyor

Ve bir o kadarı da İhvan-ı Müslimini deviren, ezen, katl-i umumiye tabi tutan Mısırın darbeci generali Sisiye yardım ediyor.

Nifaka yardım ediyor, haçlılara yardım ediyor...

Ama kulağının dibindeki, yanı başındaki İslamiyeti temsil eden, Allah diyen, Müslüman din kardeşleri olarak bilinen Filistin halkını da İsraile karşı suçluyor?

Filistin toprakları İsrailindir diyebilecek kadar aşağılaşıyor, utanmazlığa gidiyor.

İşte bu noktada diyorum ki

Hak ile batılı birbirinden ayırt edebilmek için çok kısa bir süreç içinde yaşanan, İslamın ve Ortadoğu mağdur insanlarının kaderini çizen bu her iki olay; bize yeter de artar.

Eğer ki, ders-i ibret almak isteniyorsa, bu olayı ve yaşanılan aşağılık hali gözümüzün önüne getirerek İslam dünyasının hal-i perişanlığını, böyle okumalıyız

Özellikle, İsrailin uşaklığını yapan bazı İslam ülkelerinin başındaki liderlerin cesaretini göz önüne alırsak bize ders-i ibret olarak yeter.

Ama ne yazık ki o gerçeği görebilecek izanda değiliz ve basiret sahibi de olamadık..

çünkü deve kuşu misali, kafaları kuma gömmüş durumdayız...

İslam dünyası bu hale müptela oldu.

Bu endişe veren olaylara ne yazık ki, Müslümanlar maruz bırakılmaktadır

Öbür yandan.

Sevindirici olup, inanan Müslümanlara mutluluk veren Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Es-Saninin yaptığı mertlik, uzattığı yardımlaşma eli, tümüyle Kurandan almış olduğu emir ve direktifler doğrultusunda, olduğunu de görmeliyiz

Ama, diğer İslam ülkelerine ne oluyor?

Özellikle Türkiyemize ne oluyor?

Erdoğanı devirmek için yarışa giren bir muhalefet var

Hatta AK Partinin içine yerleştirilmiş terör odaklarına yakın gizli münafıklar var

İşte, 24 Haziran seçimlerine doğru giden milletvekili listelerinin hali pür melali ortada.

Özellikle Diyarbakırımızda

AK Partiye yönelik adeta gizli suikast hazırlanmış gibi düzenlenen bir liste söz konusu..

Ki, Türkiye genelindeki verilen görüntü hiç de iç açıcı değildir.

Oldukça liberalleşmeye yüz tutan AK Parti ne yazık ki, uçurumun kenarına doğru itiliyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki liste, özellikle Diyarbakırdaki listeye karşı el altından yapılan istihbarı bilgilerden öte net ve açık olarak halk çok büyük bir infial içinde olup, menfi tepki göstermektedir

Lütfen ve gerçekten eğer listenin değişimi söz konusuysa, bu listenin baştan sona değişime tabi tutulması şart ve elzemdir.

Bizden dostça tavsiye

Eğer bunlar yapılamıyorsa, ipin ucu kaçmışsa, bundan sonra yapılacak bir şey yoksa yoktur demektir..

Ki bu görüntü ve düşüncesiyle yola çıkılırsa, kesinlikle Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu, AK Parti genel merkezinin beklentilerinden çok çok aşağıda, hatta yok diyebilecek duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir

***

Hatırladığımız kadarıyla

Geçmişe yönelik bugünkü Türkiyede vuku bulan, inanan kitleler arasındaki anlaşmazlık ve tefrikanın bir misli 1990lı yıllarda Afganistanda da yaşandı.

İnanan bir toplum olarak el ele veren, yekvücutlaşan Afganistan halkı, müstevli Rusyayı oradan kovdu.

Kovdu da ne oldu?

Bu kez kendi aralarında anlaşmazlık söz konusu oldu.

Bu anlaşmazlığın ana unsuru da ABDnin CIAsının Pakistanla işbirliği yaparak, gizli ajanların Afganistan yönetimi olan Burhaneddin Rabbani ile Gülbeddin Hikmetyar arasına sokulan fitne oldu

Kabilde Gülbeddin Hikmetyarın yönetiminde terörle mücadele adı altında Kabil meydanında her gün binlerce kişi öldürüldü

1994 yılında başkentin Hizb-i İslami tarafından bombalanması sonucu binlerce kişi hayatını kaybederken Hikmetyar Kabil kasabı lakabını aldı.

1994te kendisi gibi Peştun kökenli Taliban ile siyaseten karşı karşıya geldi.

Sonunda onlarla da uzlaştı.

Neticede Taliban da radikal İslamcı ve Peştun kökenli idi ve arkalarında Pakistan (ABD) vardı.

11 Eylül saldırıları sonrası işler değişti.

ABD işgaline karşı çıkan Hikmetyar, ABD ve Pakistana tavır aldı.

ABD ile arası açıldı.

O Amerikan askerlerini, CIA da onu vurmaya çalıştı.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bakınız, nereden nereye?

Türkiye 15 yıldan beri muhterem devlet büyüğü Recep Tayyip Erdoğan Beyefendinin liderliği altında çok büyük mücadele vermiştir.

Devlet, bir yandan değişik isimler altında vücut bulan terör odaklarına karşı mücadele verirken, öbür yandan meclisteki muhalefetle büyük çapta verdiği mücadele sonucunda Türkiye buraya kadar geldi.

Son 15 Temmuz kirli darbe girişiminden sonra oluşan Türkiyede olup bitenler, gerçekten hiç de iç açıcı değil.

Hükümet, yani iktidar partisi, bir noktada başarılı ise de gerek ekonomiksel, gerek ahlaki ve gerek siyasi açıdan her gün sarsıntılar geçirmektedir

Hiç kuşkusuz ki, yaşanan tehlikeye karşı, zorunlu olarak tez elden erken seçime gitme kararı aldı.

Hem de kurtarıcı olma hasebiyle adım atıldı

Ama velakin, milletvekili adaylarının listeleri, özellikle AK Partinin listeleri hiç de iç açıcı değildir.

AK Partiye gönül veren seçmenlerin yüzde 70i büyük bir infial göstermektedir.

Artık bu işgüzarlığı yapan komisyonlar kimlerse ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı nasıl ikna etmişlerse, orasını bilemiyoruz tabii.

Ama her halükarda yukarıda ifade ettiğim gibi özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve özellikle Diyarbakırın listelerinin baştan sona değiştirilmesi gerekir.

Aksi takdirde biz siyasetten uzak noktada olmakla beraber, bir medya grubu görüşü olarak kamuoyuna bunu rahatlıkla ifade edebiliriz, açıklayabiliriz.

çünkü, AK Partinin seçim atmosferindeki gelişmeleri hiç de iyi değildir.

En derin saygı ve sevgilerimle