GENEL SEÇİM BİLANÇOSU VE ERDOĞAN’IN ZAFERİ..!?
Eklenme: 7/2/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlarımız..

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilli Genel Seçiminde, gayri resm dahi olsa ortaya çıkan tablodan anlaşılmakta olan gerçek, her halükarda halkın tercihi Erdoğandan yana olmuştur...

Şayet, Erdoğan ikinci tura kalmış olsaydı, iş başka yönlere çekilebilinirdi.

Milli ittifakı adı altında muhalefetin oluşturduğu ittifak, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de olabilirdi.

Gerçi, yine Erdoğan seçilirdi.

Ama biraz tehlikeli bir hal alabilirdi

Allaha şükürler olsun ki bu sefer de görünen manzara, tüm İslam dünyasının duası ve hatta tüm insanlığın bir nevi umudu durumunda olan Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha girdiği seçimden zaferle çıktı

Ve bu ayet-i celilenin hükmüne mazhar oldu.

Nasrun minellahi ve fethun karib...

Zafer Allahtandır

Fethin gelişi yakındır

Ama bu da bir gerçektir ki AK Parti, 7 Haziran 2015teki Milletvekili Genel Seçimlerinde nasıl iktidar ibresi eksiye düştüyse, sonradan 1 Kasım 2015te tekrarlanan seçimde Erdoğanın sayesinde AK Parti, güç depolayarak o hezimetten kurtuldu

24 Haziran seçimi de; benzer bir durum içermektedir...

Buradan tarihi bir olayı size aktarmadan, geçmek istemiyorum.

10 Ekim 2015 tarihinde Sayın Erdoğan bendenizi ve birkaç yazar arkadaşımızı huzurlarına kabul etti...

Bir saat, 15 dakika bizimle hasbıhal etti.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadoluda AK Partinin eksiye düşmesinin sebeplerini benden sordu?

Niye güç kaybediyoruz?..

Ben de bunun sebeb-i mucibelerini, o gün için bir bir anlattım.

Yani, milletvekili aday listelerindeki yanlış tercihler birinci sırada dedim.. Sandıklar sahipsiz. Teşkilatlar çalışmıyorİkincisi bölgede, özellikle Diyarbakırda iktidar partinin kaderini eline alan yanlış insanların var olduğunu, kendilerine hatırlattım.

Başta Bakan Mehmet Mehdi Eker olmak üzere, bölgede ve Diyarbakırda en büyük rol oynayan arka plandaki ismin İhsan Arslan olmak üzere, il ve ilçe teşkilatlarının çok yanlış insanlarla doldurulmuş olduğunu ifade ettim

Hele hele Dolmabahçedeki HDP ile yapılan Barış Süreci.

Barış Süreci adı altında HDPye yapılan yaklaşımın çok büyük yanlışlar doğurabileceğini, anlattım

Dedi ki;

Ben bunları zaten idrak etmiştim, onun için Ekeri İstanbula gönderdim.

Ama bazı yanlışlarımızın farkındayız...

Onun için yeniden seçimin tekrar yapılmasını 1 Kasım tarihine aldım

***

Ve bugüne gelelim

24 Haziran seçimlerinde, yine AK Partinin gerek Türkiyede olsun, gerek bölgede olsun, gerek Diyarbakırımızda olsun; ciddi manada bir oy kaybı var?...

Milyonlarca oy kaybı söz konusu.

Bize göre bunun sebeb-i mücibesi de, 7 Hazirandaki yanlışların tekerrür etmesidir

Özellikle de bu bölgemizde tekrar böyle büyük bir yanlışlığın rol aldığı gerçeğidir

Hele hele Mehdi Eker başta olmak üzere bazı güvenilir (!) insanlar tarafından aday listelerinin tanzimi, AK Partinin gerilemesinde çok büyük rol almıştır

Nitekim; herşey orta yerde

AK Parti oy kaybetti..

Ama sayın Erdoğan oy kazandı?

AK Partiye, özellikle Cumhurbaşkanına gönül veren muhafazakr, dindar, samimi insanların kuşkuları; yanlış adamlarla yol yürünmesidir..

Herkesin temennisi şu yöndedir

Keşke AK Parti, yeniden kendine bir çekidüzen verse

Cumhurbaşkanı, partinin tüm dizginini eline alsa

Bugüne kadar rakip tanımayan AK Parti ve Cumhurbaşkanı yine aynı mecrada yoluna devam etme gayreti içerisine girse

İnanıyoruz ki, zafer üstüne zafer gelecektir

Tabi bunun için, şartlar önemli..

Özellikle, vurguncu, rantiyeci, yalan söyleyenlerin partinin kadrosundan ve komuta zincirinden artık uzak tutulması gerekir.

Bakınız bu minvalde, Yenişafak Gazetesinin yazarlarından deneyimli kalem, değerli dostumuz Yusuf Kaplan, bir dizi uyarılarda bulunuyor

Erdoğana 20 öneri başlıklı yazı

İki gün önce, Yenişafak gazetesinde yayımlandı

Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğana hayatı önem taşıyan, 20 maddelik yapılması gerekenler öneriliyor

Yazıyı aynen sizinle paylaşmak istiyorum

Yazının muhtevası gerçekten, ders-i ibret içerdiği gibi yol göstericidir..

Partinin bu minvalde, kendine çekidüzen vermesi gerekir.

Cumhurbaşkanımızın da büyük hassasiyet göstererek partiyi; tarihsel bir operasyonla, özüne dönüştürmesi lazım...

***

Evet, Yusuf Kaplanın yazısı aynen şöyle;

Erdoğana 20 öneri

BİRİslm duyarlıkları güçlü, dünyayı iyi tanıyan, vizyonu geniş, derli, çaplı öncü bir kadro kurulmalı; kifyetsiz, muhteris, kendi çıkarlarını düşünen ruhsuz tipler temizlenmeli.

İlke şu: Yol, sefasını sürenlerle değil, cefasını çekenlerle yürünür...

İKİ...Değerlerimizi çözen, İslmla ilişkisini sıfırlayan salaş bir kuşak yetiştiren, gençlerimizi sığ, ruhsuz Batı kültürünün kölesi haline getirerek mankurtlaştıran eğitim, kültür ve medyada devrim yapılmalı.

Eğer bu üç alanda devrim yapılmazsa, 20 yıl içinde yok oluruz! Her zaman söylediğim gibi, 10 yılda 100 yılın tohumları ekilmeli.

Üç...Ehliyet ve liyakat sahibi insanlarla çalışmalı.

Sağına yol açacak Hz. EBUBEKİR, soluna adaleti hatırlatacak Hz. ÖMER karakteri yerleştirmeli.

DÖRT...İslm ilkelerle yoğrulan, herkese hayat hakkı tanıyan medeniyet iddialarımıza dayalı kısa, orta, uzun vadeli kapsamlı bir gelecek tasavvuru geliştirilmeli ve yol haritası çizilmeli.

BEŞGenç kuşak hızı ve hazzı kutsayan tüketim kültürünün KÖLEsine dönüşüyor. İslm şuuru gelişkin, dünyayı iyi tanıyan, özgüveni yüksek, komplekssiz bir gençlik yetiştirilmeli. Unutmayalım: Gençlerini ihmal edenler, geleceklerini imha ederler.

ALTI...İslm Birliğinin kurulmasını sağlayacak fikr, kültürel, sanatsal, sosyal, siyas, ekonomik ve stratejik yapı taşları döşenmeli.

YEDİ...Ruhsuz kentler yaptık. Dünyanın en güzel, en estetik, en dil örneklerini oluşturan Osmanlı şehirlerini yok ettik; bu güzelim şehirlerimiz Balkanlarda, Kuzey Afrikada ve Arap dünyasında yaşıyor artık.

Şehircilikte devrim yapılmalı, ŞİİR-ŞEHİRlerimiz diriltilmeli!

SEKİZPergelin sabit ayağını İSLMa basan, hareketli ayağıyla DÜNYAya açılan, Arapça, İngilizce ve Latince bilen, Kendini HAKİKATE adayan, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayacak, çağrısı çağını kuracak, önümüzü açacak, bizi medeniyet yolculuğuna çıkaracak vefakr, cefakr ve fedakr bir öncü kuşak yetiştirilmeli.

DOKUZ...Tarihi kitle değil, ilim, irfan ve hikmet yolcusu, insan-ı kmil timsali öncü kuşaklar yapar.

Yeni Gazli, İmam Rabbn, İbn Arab, Yunus, Sinan ve Itrler yetiştiremezsek yok oluruz!

ON...Acilen çaplı, küre ölçekli en az bir İslam Üniversitesi kurulmalı. Ezherle, İslamabadla, Suudla yarışmalı.

İSTANBUL yeniden dünyanın çEKİM MERKEZİ OLMALI!

ONBİR...Dünya çapında yetenekli isimler yetiştirecek, küre ölçekli, çok dilli bir medeniyet üniversitesi kurulmalı.

AB, ABD, Rusya, çin, Hint, İbrani, Türk, Arap dünyası enstitüleri hatta üniversiteleri açılmalı.

ONİKİ...Hem KURN hem de SÜNNET Üniversiteleri kurulmalı; burada dünya çapında çığır açacak çalışmalar yapılmalı.

Ayrıca Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Hinduizm, Taoizm, Şintoizm enstitüleri açılmalı.

ONÜç...Medya, kültür ve sanatta Batı, Doğu, özellikle İslm dünyasıyla yakın ilişkiler kuracak büyük projeler hayata geçirilmeli.

ONDÖRT... Medyada devrim yapılmalı. TRT silbaştan yenilenmeli! Derdi HAKİKAT olan çaplı, karakterli, kameraya ruh üfleyecek öncü isimler yetiştirilmeli.

Dünya çapında ses getirecek dev projeler, diziler, belgeseller yapılmalı.

ONBEŞ...MEB yeniden yapılandırılmalı. Anaokulundan üniversite öğrenimine kadar medeniyet ruhumuza ve dinamiklerimize göre yeniden kurulmalı!

Yeni kuşaklarımızı bizim medeniyet ilkelerimiz ışığında yetiştirecek yeni bir Hasan li Yücel bulunmalı. Geleceğimizi kurmalı.

ONALTIDiyanet yeniden yapılandırılmalı.

Diyanet, Balkanlar, Kafkaslar, Afrika, Asya, Latin Amerikada ön almalı! Buralarda İngiliz destekli Suud kökenli Selef oluşumlar temizlenmeli!

Batılılar, Selçuklunun 5 asırda kurduğu, Osmanlının 6 asır koruduğu, bin yıl, İslm dünyasını hem dimdik ayakta tutan hem de tarihi bizim yapmamızı mümkün kılan Ehl-i Sünnet Omurgayı çökertmeye çalışıyorlar. Yüz yıllık projeleri bu Batılıların.

Diyanet, mezhepçilik tuzağına düşmeden Ehl-i Sünnet Omurganın küre ölçeğinde yeniden köksalması için büyük entelektüel ve stratejik adımlar atmalı.

ONYEDİ...İnsan yetiştirmeye odaklanan, cemiyeti koruyup kollayan cemaatler, güçlendirilmeli. FETÖyle diğer cemaatler birbirine karıştırılmamalı.

Ayrıca cemaatler kendilerini sıkı bir muhasebeye tabi tutmalı. Siyasete değil insan yetiştirmeye ve cemiyete odaklanmalı.

Dünya ölçeğinde Ehl-i Sünnet omurganın bayraktarlığını yapmalı, öncü ilim, fikir ve sanat adamları yetiştirecek kurumlar inşa etmeli.

ONSEKİZ...Süper zeki çocuklar artık masonik şebekelerin elinden kurtarılmalı! Bu çocuklarla özel olarak ilgilenilmeli. Enderun sistemi yeniden ve cilen hayata geçirilmeli.

ONDOKUZ...Başka kültürlerin gönüllü acentalığını yapan üniversiteler yıkılmalı bunların yerine tıpkı ABDde olduğu gibi Ivy League üniversitelerine benzer, bir Amerikan ruhu geliştirmeye çalışan, bizim Nizamülmülk medreselerini andıran, öncü kuşaklarımızı, bizim medeniyet iddialarımız doğrultusunda yetiştiren, medreseyi yenileyen çaplı pilot / Enderunvr üniversiteler kurulmalı!

YİRMİ...Belki en önemlisi de, çözücü postmodern kültür, bir sel gibi bütün dünyayı tek tipleştiren sığ bir kültürü ve hayat tarzını bütün dünyaya anında yayıyor. Eğer bu çözücü postmodern kültüre karşı kendi değerlerimizi koruyacak ve kendi medeniyet ilkelerimiz doğrultusunda İslm duyarlıkları gelişkin yeni bir kuşak yetiştiremezsek, iki kuşak sonra İslm bu ülkede azınlıkların dini haline gelebilir -Allah korusun!

Eğer bu toplumda İslm biterse, bu toplumun biteceğini, bu ülkenin kurda kuşa yem olacağını asl unutmayalım, diyorum.

Vesselm.

En derin saygı ve sevgilerimle.