MACRON KİMDİR?!
Eklenme: 9/14/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bir süredir, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiyeye ilişkin açıklamalarıyla medyanın gündeminde...

Özellikle de, Yunanistana sözcü kesilmesi, hedefine de, Cumhurbaşkanı Erdoğanı almasıyla; çok konuşuluyor?..

Dedik ya, Macron kimdir?..

Öncelikle Macronu bir tanımamız gerekir.

Kendisi Ermeni asıllı biri...

1915lerde Ermenilerin devlete karşı baş kaldırmaları sırasında, Türkiyeden kaçan Ermeni bir ailenin çocuğu!..

Kaçanların bir kesimi, Suriye, bir kesimi Lübnan, bir kesi mi Avrupaya kaçtı..

Ki, Fransa onların son durağı...

İşte, Macronun ailesi de, Fransaya kaçan Ermeni aileden biri...

Yani, Fransada doğup büyüyen Macronun aslı ve kökeni aslında Türkiyedir, Türkiyelidir...

Edindiğimiz bazı bilgilere göre...

Macron, Türkiyenin Güneydoğunun bazı il veya ilçelerinden olup Fransaya kaçan ecdatlarının torunlarından biri olsa gerek.

Onun için diyoruz ki, Macronun Türkiyeye beslediği kin bitmez tükenmez.

Her ne kadar Mücadelemiz Türkiye halkı ile değil, Erdoğanladır şeklindeki skandal mesajı yayınlıyorsa da!..

Özü itibariyle, hedefi Türkiyedir...

Yıllar önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ve onun gibilere şöyle bir cevap vermişti...

Hazırladığınız bir kurt sofrası var, o kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz, ama kusura bakmayın biz size büyük geliriz, bizi yiyemezsiniz..

Kısacası, Erdoğan yıllar önce, hak ettikleri cevabı vermişti.

Şunu iyi bilmemiz lazım...

İntikam peşinde koşan Macronun konuşmaları, rastgele konuşmalar değildir.

Kin ve nefretle dolu tarihi konuşmalardır.

1800lü yıllarda Mısır işgal edildi..

O gün, Napolyon ile İngiliz Churchill, içerdeki satılmış vesayetçi maşalar sayesinde Mısır ülkesini fiilen teslim aldı.

Hem de savaşmadan, Kahireye girdiler..

İslamın kültür hazinesi olan Cami-ül Ezheri ele geçirdiler..

Ezherin içine yabancı ideolojileri enjekte ettiler...

Satılmış fetvacılar peyda edildi...

Osmanlının oraya gönderdiği bazı vali ve paşalar birer maşa olarak, Fransız ve İngilizlerle işbirliğine girdiler..

Bununla da yetinmediler.

Osmanlıya da el attılar.

Fransadaki gizli masonik kafalar ve Siyonistler ittifak ettikleri içteki Jön Türklerle, locaların hareketleriyle, Türkiyeyi de hedef aldılar...

Osmanlıyı, hükmen yavaş yavaş teslim aldılar.

Nitekim, 1908li ve 1909lu yıllarda Ulu Hakan Sultan Abdülhamid Han, kıytırık fetvalarla tahttan indirildi..

Sonrası, Osmanlıyı da işgal ettiler.

Nihayetinde, Osmanlı bölük-pörçük edilerek, dağıldı..

Türkiye dar bir coğrafyaya mahkum edildi..

1918-1920lerde ve 1923lerde yapılan antlaşmalar sonucunda kendi adamlarını devletin bünyesine sızdırdılar.

Böylece, Hilafet-i İslamiyenin dağılışıyla Arap dünyası da Osmanlıda küçük devletçikler haline geldi.

Ki, kurulan devletçiklerin başına da devşirmeleri getirdiler...

Emir komuta zinciriyle Ortadoğu Coğrafyası tamamen İslam hakimiyetinden çıktı..

Siyonizm ve emperyalizm hkim oldu.

Türkiyede Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra, İngilizlerin emirleri doğrultusunda yapılan Lozan antlaşmasıyla Cumhuriyetçilik, Laikçilik adı altında zehir kusan altı oklu; Cumhuriyet Halk Partisi kuruldu.

Her ne kadar o günden bu güne gelen-giden, değişen iktidarlar söz konusu ise de maalesef onların cumhuriyet döneminde uyguladığı projeler bugüne kadar uygulana gelmiştir.

Bugün hala aynı projeler uygulanmaktadır.

Kimse bunu inkr edemez.

Ancak son yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde, bu uygulamalar geri püskürtülmektedir,,

iygulanmıyor!.

Mevcut anayasa çerçevesinde uygulansa da aktiflik yoktur...

çünkü, halkta uyanmıştır.

Yüz yıldan beridir dayatılan cumhuriyetçilik, laikçilik, seküler Kemalizm, CHPnin dayatma projeleriyle ne kadar derin mağduriyetler yaşadığının farkında...

Bu halk, artık gerçeklerin farkındadır...

Direniyor ve meşru zeminde dirilişe geçmiştir..

Onun için de, Erdoğanı kesinlikle kimseye, ne Macronlara ve ne de vesayetçi demokrasilere teslim etmez..

Yalnız da bırakmazlar.

Onların tüm çabalarına rağmen de olsa Erdoğan dimdik ayaktadır.

çünkü kendisine inanan bir halk vardır..

***

Sevgili okurlar..

İki gün önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Eylül darbesinin yıldönümünde Özgürlükler adasında yani eski adıyla Yassıadada önemli mesajlar verdi..

Erdoğan vesayet odakları karşısında ve darbelerle mücadelede atılan adımları anlattı.

***

Bu itibarla diyoruz ki;

Artık ümit var olunuz.

İslam geliyor.

Haçolara, paçolara, Siyonistlere bu millet zeminini teslim etmiyor.

Fırsat vermiyor.

Yüzlerine tükürüyor.

Ve böyle değerli, imanlı bir devlet başkanını da ayakta tutuyor, tutması da zorunludur.

Başka kurtuluş çaremiz de yoktur.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Erdoğana da uzun ömür ve sağlıklı bir hayat nasip eylesin.

Dedik ya, Macronun böylesine zırlaması rastgele bir zırlama değildir.

Arkasında çok gizli masonik güçler vardır...

Tabi ki, içimizdeki darbeci maşaların gammazlığı söz konusudur..

En derin saygı ve sevgilerimle..