MEKKE İMAMI SUDEYS DİYOR Kİ!?
Eklenme: 9/9/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Ne yazık ki, şu Suudi Prensi Muhammed bin Salman bin Abdülaziz Es-Suudi, kendini dünyaya tanıtan megalomanyaktan öte bir karaktere sahip!!..

Son yıllarda özellikle İsraille ittifak içerisindedir

Pek tabi ki ABD Başkanı Donald Trumpın Yahudi asıllı damadıyla da yedikleri-içtikleri ayrı gitmiyor...

İç içe yaşıyorlar...

Salman ve ailesinin gerçek yüzü ve gerçek kimlikleri deşifre olmasına rağmen, halen de bir çok Müslüman ve İslam Ülkeleri onları kutsamaktadır...

İslamın kalbi olan Suudi Arabistanın başında olup, Harameyn-i Şerifeynin Hadimi olarak onları görmeleri; yürek dağlıyor..

Ama ne diyeceksiniz?

İnsan, onlara inandıkları için, onları kutsadıkları için bravo(!) demekten başka bir şey, diyemiyor..

***

İnandığımız hakikat şudur ki; Yüce İslam dininin yeryüzüne hkim olabilme projesi Kuran-ı Kerimdir.

Kuran, ilahi bir plandır...

Peygamber Efendimiz Hz. Resulullah (S.A.V) da onun uygulayıcısıdır.

Ona inanan ümmet, aynı şekilde o terazide iman ve amelini tartabilir.

Kuranda çizilen o büyük projeye muhalefet yapan, küçük düşüren, hafif tutan, inanıyormuş gibi kendini gösterip inanmayan münafık tıynetliler de; şarlatandır...

Ne yazık ki son yüz-yüz elli yıl içerisinde bu şarlatanlar istedikleri şekilde İslam dünyasını, zehirlemişlerdir?..

Ülkeleri ve milletleri sömürerek parmaklarında oynatmışlardır...

Ve hala da oynatmaya devam ediyorlar.

Doğrusu İslam dünyası ve Müslümanların geldiği hal-i duruma; söylenecek çok şey var...

Bu nasıl bir gaflet ve delalettir ki; İslamın kalbi konumundaki İslam ülkeleri, İslamla barışık hareket etmiyorlar..

İşte en son hadise!...

Birleşik Arap Emirliklerinin, İsraille yaptığı anlaşma...

Acı bir tablo..

çünkü, BAEnin başındaki masonik kafalar, kesinlikle İsrailin namı hesabına göre hareket ediyorlar..

Onların hanelerine yönelik adım atıyorlar..

Maalesef artık Müslümanlığa intisabı da kabul etmiyorlar.

Zaten fiiliyat da bunu gösteriyorlar.

Velhasıl, Görünen köy kılavuz istemez misaliyle her şey orta yerdedir.

Gaflet ve delalet çukuruna düşenlerin başını çeken de Prens Salmanın oğlu Muhammed bin Salman, sonrasında Sisi, onları takip eden Birleşik Arap Emirliklerinin başında bulunan satılmış kafalar.

Bunlar her şeye hkimdirler.

Bakalım, onların bu alçaklıklarını İslam dünyası ne zaman keşfedecek ve aklını başına alacak?

Denilebilir ki; bu Arap Yarımadasındaki Arap dünyasının çocukları, gençleri, devletçiklerin başına geçen lidercikler, ne oldu da böylesine İslam düşmanı kesildiler...

Evet.

Bunun cevabı çok kolay.

Dolar.

Euro.

İsrailin genç bayanları ve içki masaları

Aynı zamanda onlara fetva veren ruhsuz, sözde din adamı olarak geçinenler...

İşte, Mekke-i Mükerremenin, yani Kabe-i Muazzamanın baş imamı olan Abdurrahman Es-Sudeysi...

Gerçekten bazı beyanatlarını duyunca şahsen ben beynimden vurulmuşa dönüyorum.

Aklım ermiyor.

Kaldıramıyorum.

Şuurum nerdeyse, kayboluyor, bunalım geçiriyor.

Bakınız, sevgili okurlar.

Yıllardan beri Kabe-i Muazzamanın imamı olan Abdurrahman Es-Sudeysi..

Meğerki yalaka biriymiş.

Meğerki ABDnin uşağıymış.

Meğerki Prens Salmanın fetva üreticisiymiş...

Bu şahıs..

Suudi Arabistan hükümeti başta olmak üzere tüm Arap dünyasının İsrail ile işbirliğini destekliyor...

Dahası, İsrail Yahudilerinin Mekke ve Medinede yatırım yapmalarına dair fetva veriyor.

Ve diyor ki;

Aslında İslamdan önce, hatta devrisaadette bile Mekke, Yahudilerin meknıydı.

Ticaret merkezleri vardı.

Keza Medinedeki Yahudilerin varlığı inkr edilemez.

Tekrar gelip, orada büyük iş yapmalarında bir sakınca yoktur.

Oysaki yüce kitabımız Kuran, bunun tam tersine diyor ki müşrikler Mescid-ül Harama yaklaşmasınlar.

Zira necistirler, haramdırlar.

Kuran, mealen bu ayeti bize bildirirken hala da Mekke ve Medine şehirlerinin en azından 70 km gibi uzak bir mesafede yolun kenarında yazılı reklam tabelaları vardır...

Uyarıyor...

Müşrikler, tek kelimeyle gayrimüslimler bu tabeladan sonra o kutsal topraklara giremezler deniliyor?.

Zira onlar necistir.

Harameyn-i Şerifeynin camilerine giremeyeceklerine dair metin var.

Her iki şehir kutsaldır.

Peki, böyle bir metne rağmen İmam Sudeyse sormak lazım, bu ayeti kerimeyi nereye koyacaksın?

Yoksa, Kuranla mı ters düşüyorsun ebe münafık?

Milletin aklına haliyle bu sorular ve ifadeler geliyor...

Bir halk deyimi vardır; kim ne yaparsa yapsın kendine yapar.

Nitekim, İslam bir güneştir, üflemekle sönmez.

Gözünü kapatan, kendine karanlık yapar..

çünkü, Kuran Nur-i ilahidir karartılamaz.

Ancak unutmayalım ki tarih boyunca Arap dünyasının Siyonistleri ve satılmış piyonları, İslam ümmetine intisaplarını kabul etmiyorlar.

Paralarıyla haçlı emperyalizme kölelik yapıyorlar.

Buna da İslamın maks kaderi mi diyelim?

Bakınız, 1840larda Osmanlıda devletin kilit noktalarına sızdırılan nice mason kafaların, İslam dünyasına ve Türkiyenin başına ne getirdiklerini tarih bize gösteriyor.

Herkes aklını başına almalıdır.

İslam dünyasının içindeki şeklen makyajlı Müslüman geçinenler, kalben kirli kfirlerdir...

Bunların varlığı da inkr edilemezdir...

Allah encamımızı hayreylesin.

***

Sevgili dostlar..

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi;

Hak şerleri hayr eyler

Arif anı seyreyler

Zan etme ki gayreyler

Mevl görelim neyler

Neylerse güzel eyler

Başlıktan da anlayacağınız üzere Allah bu İslam dünyasını Abdurrahman Sudeys gibi piyonların şerrinden ve makyajından korusun.

En derin saygı ve sevgilerimle