TOPLUM BİR YÖNE GİDİYOR, DEVLET TOPLUMU BAŞKA BİR YÖNE SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞIYOR!? (IV)
Eklenme: 5/13/2022 12:00:00 AM

Sevgili okurlar

Yazı başlığımız değişmiyor.. Ki sohbetimiz de aynı minvalde devam ediyor. Dördüncü gündeyiz.. Dün de ifade ettim..

Yazı başlığımız ve içeren mevzular genel itibariyle toplumun kanayan hadiselerini içermektedir

Ve de toplumun her kesimini alakadar ettiği gibi, hitap da ediyor

7den 70ine..

Yani çayırda, bayırda olan çobandan tutun da, devletin en tepesindeki zevata kadar!

İster okumuş olsun, ister okumamış olsun, herkesi ilgilendiriyor..

Tabi parmak bastığımız hadiseler; günümüzde yaşananları kısm-i yönde içeriyor

Ama özünde neden olup, müsebbip hanesinde olan, ülkenin yönetimindeki müesses nizamın söz sahipliğidir..

Hep ifade ediyorum..

Bir toplumun, bir devletin, bir yönetimin, siyasal ve sosyal yaşamın uzun ömürlü olabilmesi; hepsinin birbiriyle imtizaç etmesiyle mümkündür

Aksi taktirde, zıtlar noktasında yol yürünürse, ne istiklal, ne istikrar ve ne de istikbal diye bir olgu ikmale gelmez..

Ömür de kısa olur

Ki, TOPLUM BİR YÖNE GİDİYOR, DEVLET TOPLUMU BAŞKA BİR YÖNE SÜRÜKLEMEYE çALIŞIYOR!? başlığımızdaki ana vurgu; Devletin Manevi şahsiyeti değildir..

Kasıt, mevcut ve adına müesses nizam dediğimiz, sistemdir!

Nerdeyse yüz yıldan beri devam ede gelen bir nizamdır

Hem de çürümüşlüğü dibe vurmuş bir olgu

***

Değerli okurlar..

Rota, güzergah ve rehber bellidir..

çözüm reçetesi de orta yerdedir..

Yani, ne dünyayı ne de İslamın manevi bütünlüğünü yeniden keşfetmeye gerek yok..

Tarihsel geçmişi yeter de artar

Onun için, ister siyaset dünyasındaki gelişmeler olsun, ister bürokraside olsun, ister demokraside olsun, ister nerede olursa olsun, bize her şeyden evvel toplumsal bir milli kültür ve milli bir ahlak gereklidir

O da bizim; milli tarihimizde ve inancımızda mevcuttur

Milli ruh, milli inanç!

Eğer ki bunlardan birisini toplum yitirirse, zaafa düşer, tez be tez kendini toparlayamaz!..

Özellikle de istikrar ve istiklalini elde edemez!

İşte o zaman toplumsal çürümüşlük kaçınılmazdır.

20 yıldan beri ülkeyi yöneten AK Parti ve AK Partinin başında bulunan muhterem Recep Tayyip Erdoğanın dirayetli tutumu tartışılamaz

Yüksek bir ferasete sahip..

Kafasındakiler, beyni ve kalbiyle paralellik arz ediyor

Ki nereye el atmışsa orada bolluk, bereket ve başarı sağlanmıştır

Onun başarısındaki en büyük etken, samimiyeti ve ihlslı tutumudur

Onda aldatmaca yok diye düşünüyoruz.

Tabi tüm bunlara rağmen ne yazık ki parti içinde kimi yer ve zamanda kozmopolitleşen bir hal yaşanmakta olduğu da bir gerçektir

Yanlış insanlar zaman zaman ön plana çıkmaktadırlar

Ve yanlışları da dile getiriyorlar.

Ama heyhat!

Ne yapacaksın?

Cumhurbaşkanı bunlarla başa çıkamıyor mu diyeceğiz?

Yoksa eli mi yetişmiyor

Veyahut da büyüklük göstererek idare-i maslahat mı yapıyor?

Onu bilemiyoruz.

Her zaman söylediğim gibi tekrar tekrar diyorum ki;

Cumhurbaşkanımızın büyük ferasetine, büyük siyasi dehasına şahsen ben hayranım.

Beğeniyorum ve destekliyorum.

Zaman zaman geç de olsa el attığı bazı önemli konular, yerli yerinde Cumhurbaşkanının haklılığını gösteriyor?..

Bu da, onun daha fazlasıyla milletin gönlünde yer edinmesine vesile olmaktadır

Ama ne yapacaksın?

Keşke etrafındaki insanlar, Sultan Abdülhamidin Yıldız Sarayına yerleşmiş gizli piyonlar ve yanlış insanlar gibi olmasaydı.

Sayın Cumhurbaşkanının, Sultan Abdülhamid gibi yerli yerinde tespitleri var.

Ve aldığını da koparıyor diye düşünüyoruz.

Gerek dış siyasette, gerek iç siyasette, nereye el atmışsa amacına ulaşmıştır

Bundan dolayı tebrik ediyoruz, candan kutluyoruz.

Allah razı olsun diyoruz.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Önceki akşam, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanan bir kararname yayınlandı.

Beklenen bir kararname idi..

Ama ani gelişti.

10 Vali merkeze alındı..

20 İlin valisi de değişti

Şunu net söylemek istiyorum

Valilerin değiştirilmesi kararı, yerli yerinde olmuştur..

Büyük bir kararlıktır

Tabi benim değinmek istediğim bazı önemli hususlar var..

Onu kamuoyuyla paylaşmak istiyorum

Değiştirilen valiler mutlaka değerli birer devlet adamı olduğu içindir ki; Valilik rütbesine kadar gelebilmişlerdir.

Yeni valilerimiz de mutlaka çok kabiliyetli, devletine, ülkesine, milletine bağlı değerli insanlardır.

Hasbelkader ister görev yerleri değiştirilen olsun, ister direk merkeze alınan 10 vali olsun, hepsi değerli..

Ama bir nokta insanın kafasında karışıklığa neden olmaktadır..

O da görevden el çektirilenler neden merkeze alındı?..

Yerlerinin değiştirilmesindeki amaç neydi?!

Ancak böyle bir soruyla karşılaşmak da istemiyoruz.

Neyse, bilen bilir.

Bir atasözü vardır;

Sahibud-dari edrabihi

Ev sahibi herkesten daha fazla kendi evinin işini biliyor. Kimsenin müdahale etmeye haddi de yok, hakkı da yok

***

Ancak genel itibariyle baktığımızda, valiler kararnamesi bize göre yerli yerinde bir karardır.

Sayın Cumhurbaşkanımızı tebrik ve takdir ettiğimiz gibi Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soyluyu da tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz.

Kararnamenin hakikatini da kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Ama bu konunun daha detayına girmek için bazı hususları da siz değerli okurlarımızla ve kamuoyuyla paylaşmadan geçmek istemiyoruz.

çünkü, merkeze çekilen valilerle alakalı kamuoyunun pür dikkatini çeken noktalar vardır?!

Özellikle, kimi illerin valileriyle alakalı!

Örnek vermek gerekiyorsa

Diyarbakır Valisi Sayın Münir Karaloğlu..

Yaklaşık 2 senedir Diyarbakırda görev yapıyor

Sevgili okurlar..

Görev süreci içerisinde yapmış olduğu iyi işler ile kötü işleri terazinin birer kefesine koyar isek ne yazık ki yanlışlar, iyi olmayan haller yüksek basar

Aslında bir bürokrat..

Hele ki devleti temsil eden kilit noktada bulunan bir bürokrat

İster bir ili yönetsin..

İster bir ilçenin kaymakamı olsun

Herhangi makam ve mevkide olursa olsun; nefis muhasebesiyle kendini, kontrol etmelidir..

Kendini sorgulamalı

Hz. Ömerin dediği gibi

Bürokratlarımız da;

Ey Ömer!

Sen bugün Allah için ne yaptın?

Bunu demeli ve bu düşünceyle hareket etmelidir..

Yani kötülük mü yaptım, iyilik mi yaptım? diye, kendi nefsini hesaba çekmelidir

Karaloğlu, Diyarbakırda görev yaptığı süreçte, çalışma yöntemlerinde tarafgir olduğunu, bölgecilik yaptığını, hatta memleketin en sevilmeyen insanlarıyla, kol kola yürüdüğünü biliyoruz

Şaibeli bazı siyasi anlayışların etkisi altında kaldığını..

Onların adeta emir ve komutasında çalıştığını

Hatta bazı yanlış iş çevreleriyle de birlikte hareket ettiğini bilen biliyor

Ki bu hal ve tavırları Diyarbakır kamuoyunda yaygınlık kazanmıştır, konuşuluyor?!.

Bir valinin veya bir kayyımın veya bir kaymakamın veya bir emniyet müdürünün, her şeyden evvel devlet görevlisi olduğunu hiçbir zaman unutmaması gerekir.

Siyasetin güdümünde olmaması lazım

Daima hukukun güdümünde, mesleğinin güdümünde olması gerekir.

Ne yazık ki, Karaloğlu ile ilgili bir medya gurubu olarak halktan almış olduğumuz bilgilere göre, kamu nezdinde edinmiş olduğumuz istihbarı bilgilere göre, kadim şehir Diyarbakırda uyum içerisinde olmadı

Memlekette sevilmeyen bir-iki siyasetçiyle veyahut daima memlekette hayat boyu şaibelerden kendini kurtaramayan bazı siyasi kimliklerle yol yürüdüğünü!

Bazı feodal yapının Sayın Valinin gölgesine sığınarak halkın üzerine despotça hareket ettiklerini

Ve bu despotların yaptıklarının yanlarında kar kalma halleri, hep yaşanmıştır

Bu tespitler kamuoyuna yayılmış olup kesinlik kazanmış durumda.

Bunun yanı sıra masum ve devletin yanında, iyi düşünen, iyi anlayan, iyi çalışan insanlara da, töhmet gözüyle bakmış.

Bazı siyasi çevrelerin gammazlığıyla devletin yanında olan önemli bazı kesimlere de yan gözle bakmıştır.

Kem gözle bakmıştır.

Hatta husumet gözüyle bakmış durumda olduğunu kimse inkr edemez.

O da inkr edemez.

Öyle inanıyoruz ki, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu Beyefendi de mesleği icabı kimin ne yaptığını çok iyi biliyor?

Ve yapılanın yanlarında kar kalmaması gerektiği gerçeğiyle hareket ettiğini de biliyoruz.

çünkü yerli yerinde tespitleri söz konusudur

En derin saygı ve sevgilerimle.

HAYIRLI CUMALAR.

Failed to load the video