TÜRKİYE’DE DERİN GERÇEKLER
Eklenme: 10/12/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzere Türkiyede 1990lı yıllardan 2000li yıllara kadar devletin varlığına yönelik çok karanlık suikast ve komplo teorileri hazırlama tabloları yaşandı.

Milletin varlığına, devletin bekasına, milli birlik ve beraberliğimize, ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı yapılan ahlaksızca komplo teorileri ihdas ediliyordu.

Faili meçhul cinayetler zinciri ile nice masum, günahsız vatan evlatları karanlık bir muammaya kurban gidiyordu.

Terör odakları, her gün biraz daha palazlanıyordu. Terör, faili meçhuller ve katliamlar peş peşe geliyordu.

Mafya, derin devlet, PKK, operasyonlar, suikastlar, sır dolu ölümler, katliamlar ve dökülen onca kan...

Dev uyuşturucu operasyonları, Uğur Mumcuların suikastları.

Halen de faili belli olmayan yüz karası daha nice nice suikastlar

Bunların hepsi devletin bir yüz karasıydı. Gelen giden iktidarların yüz karası.

28 Şubat 1997ye kadar süre gelen süreç

28 Şubat olayı; geçmiş karanlık tabloların bir nevi patlama noktası idi.

Bu yaşananları bir baraja benzetirsek eğer, biriken baraj suyu 28 Şubatta patladı ve 2000li yıllara kadar devam etti.Hatta 2002li yıllara kadar sürdü.

28 Şubat 1000 sene yaşıyor diyenlerin ne yazık ki, o sözleri Türkiyede halen de zaman zaman kendini gösteriyor.

Bu gizli plan bir yandan uyuşturucuyu tetikliyordu, bir yandan PKK terörünü bir yandan İran yalnısı Hizbullah örgütünü birbirine çakıştırıyordu.

O yıllarda kan gövdeyi götürüyordu.

Bu karanlık tablo Türkiyeyi bize göre 50 yıl daha geriye götürdü.

Teknoloji alanında, sanayi alanında ve daha bir çok alanda ilerlemeye, gelişmeye, adeta kasıtlı olarak engel teşkil ediyordu.

Toplumsal çürüme büyük hızla ilerliyordu. Ki halen de devam ediyor.

Netice itibarı ile hani derler ya Görünen köy, kılavuz istemez misali ile yola çıkarsak, o dönem Ak partinin iktidara geldiği 2002nin sonuna kadar devam etti.

Ak parti iktidara gelince biraz hızı kesildi ise de ama zihniyet aynı zihniyettir.

Tavşana kaç tazıya tut misali ile, devletin resmi üniformaları ile dolaşan nice terör temsilcilerini gördük.

Nice nice değişik kişileri gördük.

Kirli para, rüşvet, adam dolandırma, tehdit ve şantajlara şahit olduk.

Demek ki, sıkışan yönetimler, devletleri yöneten sıkışan ve çıkış yolu bulamayan yöneticiler, hatta üniformalı kesim

Tıpkı bugün Suudi Arabistanın Cemal Kaşıkçı için kurduğu suikast planı misali gibi.

Ne yazık ki, Amerika halen de kendini gösteriyor ise de sanki bıyık altında gülüyor gibi geliyor.

Bu oyunun, bu tezgahın Türkiye olması bize göre Başkan Recep Tayyip Erdoğan beye karşı yapılan bir deneme maratonu mudur acaba?

Bu olaya, çok dikkatli bakmak lazım.

Bu işi devletin büyük güçlerini kullanarak bunları tez elden ortaya çıkarıp, Suudi Arabistan Kralını terör suçlusu gösterip; uluslararası savaş suçları mahkemesinde, Laheyde yargılamak gerekmez mi?

Her zaman olduğu gibi yine Dünya ve BM bu iğrenç katillere karşı sus pus gibi görünüyor. Neredeyse kulaklarına pamuk tıkamış gibi.

Her ne kadar ABD başkanı Donald Trump dün basına ve dünya kamuoyuna açıklamalarda bulunduysa da yaptığı açıklamalar inandırıcı da değildir, doyurucu da değildir.

Trump, dün yapmış olduğu açıklamada mesele ile yakından ilgilendiklerini söyleyip, Orada müfettişlerimiz var, olaya dahil oldular, gazeteciye ne olduğunu öğrenmek zorundayım dedi.

Buna karşılık Anadolu ajansı (AA) diplomatik kaynaklardan aktardığına göre, Kaşıkçı olayıyla ilgili ABD tarafının müfettiş görevlendirdiği bilgisi doğru değil bilgisini paylaştı.

Tıpkı söylediğimiz gibi içi boş, sadece boş teneke gibi ses veren bir görüntüden ibaret değildir.

Fazla başınızı ağrıtmayalım.

Her halükarda bu tablolar sadece bugüne münhasır değil.

2000 yıllık emperyalizmin değişik oyun versiyonlarıdır.

Ta ki bir Cihan devleti olan Osmanlıyı yıkana süren oyunlar.

Ondan sonra Birinci dünya savaşı sonuçları itibarı ile işgalci İngilizlerin, İstanbulu işgal edince kadar.

1923te kurulan Cumhuriyet sonucu ile cumhuriyet halk fıkrası olan CHPye verilen görevler. İngilizlerin CHPye verdiği önemli görevler. 1924te verilen hilafetin lav edilmesi gibi v.s v.s

Halka karşı kurulan bu komplo teorileri ne yazık ki yüzyıllık yakın tarihimiz boyunca ülkeyi ve milleti sürüklemeye devam ediliyor. Bu muamma bilinmeyen meçhule sürükleniyor.

Ama yine Allaha yüz binlerce şükürler olsun ki devletin başında bugün Başkan Erdoğan var.

Erdoğan olmasa 1990lı yılların karanlık tablolarını bugün yeniden emperyalizmin hazırladığı kirli projeler çerçevesinde hayata geçirme planları söz konusudur.

Ama karşılarında unutulmasın ki, Erdoğan vardır.

Ve Erdoğanın dünyaya meydan okuyabilecek bir yüreğe sahip siyaset anlayışı vardır.

Gerçekten sevgili okurlar, bu son kirli kur, döviz ve Euronun yükselişinin krizi yine Erdoğanı zor durumda bırakmak içindir.

Fakat Erdoğan bunun da üstesinden gelecektir.

Hatta şimdiden bunun üstesinden geldiği belli oluyor.

En derin saygılarımızla..