VAHŞET, VAHŞET, VAHŞET! DÜNYANIN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ (II)
Eklenme: 5/16/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dün akşam saat 20:00 sularında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İngiltere Başbakanı Theresa May ortak olarak düzenledikleri, basın toplantısını izledik.

Açılış konuşmasını yapan Theresa Mayin Türkiye ile yeni bazı ticari gelişmelerin sağlanmasıyla, milli muharip uçak projesinin derin ve kalıcı bir savunma ortaklığının başlangıcı olabileceğini vurgularken, Türkiyeyi 3.5 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaparak gösterdiği olağanüstü cömertliğinden dolayı takdir ediyorum dedi

Cumhurbaşkanımıza karşı ev sahibi noktasında göstermiş olduğu samimiyet, önemli...

May basın toplantısında, Filistinlilere karşı İsrailin yapmış olduğu şiddetin durdurulmasını istedi..

Yaşananlar kabul edilemez!

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ise her zaman olduğu gibi dik duruşuyla, başı dik, alnı ak bir lider olarak her yerde kendini gösterdiği gibi İngilterenin Başbakanı karşısında da aynı o mertlik, İslam inancına yakışır bir Müslüman lider olarak durdu..

Tavrı netti

Basın mensuplarına vermiş olduğu mülakatın genel görüntüsü; Siyonist İsrail ile ilgiliydi...

Erdoğan, İsrailin mezalimini dile getirirken, özellikle batı emperyalist dünyanın terörle mücadelede samimi olmadığına da dikkat çekti..

Ve biz Suriyede 3 bin terörist öldürdük, batı dünyası nerdeydi, kaç tane terörist öldürdüler?

Tabiatıyla bu soruya cevap veren yok.

Vermek isteseler dahi veremezler.

Lakin, samimi değiller.

Zaten terörün kaynağı onlardır..

çünkü soyut bir olguyu somutlaştırarak DEAŞ adını takan ve harekete geçiren yine ABDdir ve Batı dünyasıdır.

Tabii bunlara karşı Bayan May net bir cevap veremedi.

***

Her zaman bu sütunda değindiğimiz gibi gerçekten Türkiye artık eski Türkiye değil.

Türkiyeyi yöneten lider de eski lider değil.

Bugün ciddi bir cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardır.

Muzaffer bir komutan.

Muzaffer bir lider.

Muzaffer bir devlet adamı..

Bunu her ortamda dile getirip, söylemeliyiz

İster Türk halkı olsun, ister İslam dünyası olsun.

Herkes Recep Tayyip Erdoğana bu mübarek ayın başlangıcının ilk gününde ve teravih namazının kılındığı ilk gecede semaya açılan elleriyle dua etmeli..

çünkü bu mukkades gecede; Allah hiçbir duayı geri çevirmez..

Öyle inanıyorum ki, onun İslam dünyasının başında lider olarak devam etmesi için, ümmet dua ediyor..

Ki Ramazan ayı boyunca da bu dualara devam edecektir..

Evet, tabii aslında öncelikle yazımıza giriş olarak bir önceki gün kullandığımız kavramın bugün yine aynısını kullandık.

Aslında mübarek Ramazan ayının ilk günü olması hasebiyle, elbette ki tüm İslam dünyasının mübarek Ramazanlarını tebrik ediyor, kutluyor ve dualarını bekliyoruz

Ve herkesin Allah nezdinde dualarının kabulünü, ibadetlerinin makbuliyetini herkese nasip eylesin diyoruz.

Bunu da unutmayalım ki, sistematik olarak küfür dünyası, inkrcı bir emperyalist oluşumun bizatihi kendisidir

Her ne kadar Hıristiyanlık ile Yahudilik arasında inanç olarak da tezat varsa da küfür olması hasebiyle İslam dünyası hakkında aynı düşünceyi besliyorlar.

Aynı ittifak ve itikatla yaşıyorlar.

***

Bu itibarla dünkü yazımızda da ifade etmeye çalıştığım gibi Kuran-ı Kerimin li İmran suresinin 149. ayetini aynen tekrar ediyoruz.

Ey inananlar! Hakikati inkra şartlanmış olanlara uyarsanız sizi topuklarınızın üzerinde gerisin geri (cahiliye dönemi alışkanlıklarına) döndürürler de (dünyada ve ahirette) kaybedenlerden olursunuz.

Sadece bu mealle de yetinmemeliyiz.

Bu ayetin yüce mealini somutlaştırarak cihad ruhuyla inanmalıyız.

Ve o gerçeği kendimize tatbik etmeliyiz.

Aksi takdirde küfür yobazlarının; cenderesinden kurtulamayız

İslam dünyasının içinde, özellikle Türkiyenin içindeki batı hayranı olan münafıkların sözde çağdaş bir dünya olarak kendilerini makyajlandırarak İslam ülkeleriyle, özellikle Türkiye ile Dinler arası diyalog hurafe felsefesinin öne sürdürülmüş olması boşuna değildir.

çünkü kalbi bozulmuş, paslanmış, sinesinde yük olarak taşıdığı kapkaranlık bir kalple yaşıyorlar..

Ki bu kalpler hiçbir zaman ne kendilerine, ne de bulundukları coğrafyaya yarar getirmez.

Bilakis zarar getirir.

Onun içindir diyoruz ki;

Dinler arası diyalog felsefesinin sürdürülmesi, tümüyle sefahettir, hasarettir, rezalettir, gaflettir ve dalalettir.

çünkü küfür dünyasıyla İslam dünyası hiçbir zaman batıl bir inançla bir araya gelemez..

Hele ki, diyalog sağlanamaz.

Kandırıcılar..

Munafıklar..

çift yüzlü karektere sahip şeytan-i ruha sahip olanlar..

Batı dünyasının kılık kıyafetini makyajlandırarak yola çıkmaları tamamen, Müslümanları kandırmaktan başka bir şey değildir.

çünkü onlara tabi olabilecek bir inançta da değiliz.

***

Bu itibarla diyoruz ki;

Eğer dinlerarası diyalog söz konusuysa Tevhit kelimesi olan Kelime-i Şehadetin her iki bölümünü birleştirerek, o inançla yola çıkılması gerekir

Batı dünyası da ona göre adım atarsa

Yani İslamiyeti kabul ederse ve İslamiyete maddi ve manevi hizmetkrlığını gösterirse, la resi vel ayn olur

Bunada baş göz üzerine deriz

Ama o kirli maceraperestlikle İslam dünyasını kandırarak böyle bir havanın estirilmesi İslam dünyası nezdinde geçerli değildir.

Geçerli olamaz ve olmamalıdır da.

Nitekim Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğanın da ve gerçekten hükümetin bu yöndeki tutumu da takdire şayandır.

Ve duadan arındırılmış bir olgu da değildir.

Dua ediyoruz, Allaha niyaz ediyoruz.

Recep Tayyip Erdoğanın biraz daha uzun ömürlü yaşamasını ve devletin başında olmasını temenni ediyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle