VİCDANLARI TİTRETEN TERÖR MEZALİMİ!
Eklenme: 8/2/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Hakkarinin Yüksekova ilçesinde, PKKlı teröristlerin yola tuzakladığı patlayıcının infilak etmesi sonucu sivil araçta bulunan asker eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği hayatını kaybetti.

Nurcan Karakayanın, bebeği Bedirhan ile Uşaktan yola çıkarak astsubay eşini ziyaret etmek için ilçeye geldiği öğrenildi.

Bombalı saldırının dönüş yolunda düzenlendiği belirtildi.

Evet, başlık olarak VİCDANLARI TİTRETEN TERÖR MEZALİMİ ifadesini kullandık.

Aslında yalnız vicdanları değil, arş-ı alayı bile titretmiş kapkara bir mezalim.

Eşi benzeri görülmeyen bir zulüm, hem de Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde.

Niye Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde diyoruz?

Zira Hakkari de Yüksekova da Türkiyenin coğrafyası içerisinde.

Yani Filistinde değil, Gazzede değil, Kudüste değil, Türkiyede.

Eğer Filistin topraklarında olsaydık, denilecekti ki Yahudi bunu yapıyor, Yahudinin karakterinde zaten bu tür mezalim, terör saklanmaktadır.

Ama Türkiyenin doğusunda yapıldı bu mezalim.

Uşaktan Yüksekovaya kadar 11 aylık bebeğini alıp babasına yıldönümü sürprizi olsun diye arabayla giden mütedeyyin, İslam örtülü inanmış bir hanımefendi, eşini ziyaret ettikten sonra, dönüş yolunda terör örgütü PKKnın tuzağına düşerek olay yerinde vefat ederken, 11 aylık bebeği ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre ilçenin büyük çiftlik beldesi Susat deresi mevkiinde askeri personel eşinin kullandığı bu sivil aracın geçişi esnasında bölücü terör örgütü mensuplarınca daha önceden yola tuzaklanmış el yapımı patlayıcı infak ettirildi.

Bu şekilde medyaya yansıyan bu haber, gerçekten çok yüksek dozajda insanı sarsıyor.

Vicdanları titretiyor.

Öyle inanıyoruz ki Allahın gayretine dokunmuştur.

Zira bu masum anne ve bebeğine, eşini ziyareti dönüşünde böyle alçakça bir zulüm tertip edilmiş ve gerçekleştirilmiştir.

Bunu yapan da kesinlikle saf, temiz kan taşıyan insanlar değildir.

İllaki kanı bozuk, Ermeni veya Yezidi kölelerinin işi olması gerekir.

çünkü burada bir intikam söz konusudur.

Burada da kimsenin kimseden intikamı yok, Ermeni ve Yezidilerin haricinde.

* * *

Sevgili okurlar!

Haber ne olursa olsun, olay çok tehlikelidir, çok ilginçtir, fesat ve bozgunculuğun da ötesidir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Hakkarideki terör saldırısının ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

Bir annenin ve 11 aylık yavrusunun bunlar tarafından şehit edilmesinden daha büyük ne olabilir ki?

Tanımsa tanım.

Tarifse tarif.

Her şey çok açık ve net

Onları parlamentoya gönderme gayreti içerisinde olanlara en güzel cevaptır.

Cumhurbaşkanımız çok güzel veciz ifadeler kullandı.

Bizi parçalamaya kimsenin hakkı yoktur diyen Erdoğan, idam konusuna da değindi.

İdam konusundaki hassasiyetimizi biliyorsunuz, bütün mesele parlamentoya geldiği zaman, parlamentodan geçtiği anda benim için onaylamamak diye bir şey yoktur.

çünkü biz bu tür katillerin konumunun ne olduğunu biliyoruz.

Ve biz biliyoruz ki bunlar, bu yaptıkları katliamın bedelini aynen ödemek durumundadırlar.

Bununla ilgili de atacağımız adımlar yakındır.

Hans ne der, George ne der buna bakmayız, Allah ne der buna bakarız.

Cumhurbaşkanı Erdoğanın bu ifadeleri kullanması, gerçekten şayan-ı takdirdir.

Biz de Sayın Başkan Erdoğana katılıyoruz ve bu ifadelerinden dolayı tebrik ediyoruz.

Ve Allah senden razı olsun diyoruz Sayın Başkan.

Amma velkin bunları da ifade etmeden geçmek istemiyoruz.

Bu olay, az öz bir olay değildir.

Arş-ı alayı titreten, Allahın gayretine dokunan kirli bir olaydır.

Bu olay, PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği bir olaydır.

Zaten patent de PKK terör örgütünün patentidir.

Ancak CHPnin yıllar yılı bu memlekete vermiş olduğu tahribat ve ateist materyalist, dinsiz, imansız vicdan yoksunu anlayış, yıllardan beri terör örgütünü oluşturan, geliştiren, türeten, üreten hain bir anlayıştır.

Bu hain anlayış, ne yazık ki devletin resmiyeti ve anayasal himayesi altında, devletin imkn ve bütçesiyle yıllardan beri meclise taşınıyor ve faaliyet gösteriyor.

* * *

Bu paralelde Doğu ve Güneydoğu Anadoluda, PKK terör örgütünü destekleyen çok gizli ajanlar var.

çok gizli güçler var.

Bu gizli güçlerin, çok rahatlıkla günü birlik renk değiştirerek gh bu yana, gh o yana çok güzel rol oynamakta, ustaca oyun tezghlamakta olduğunu bilmeyen yok.

Hem de siyasetin gölgesinde holdingleşen iş çevreleri.

Hindistandaki sağır sultan dahi bunu biliyor.

PKKnın bu gizli gücü, dün PKK revaçta iken PKK saflarında yer alıyordu, arka planda PKKya lojistik temini yapan insanlar vardı.

Maddi yardımla beraber, tehdit gücünü kullanan bu gizli güçler dağda değiller, rasgele koyun sürüsünü güden çobanlar da değiller.

Toplumun içerisinde masum işçilerden de değiller.

Ancak devletin himayesinde bulunan, STK adını kendine takan ve aynı zamanda kanaat önderi olarak kamuoyuna kendini lanse edebilen güçlerdir.

Bu gizli güçler, bugün Doğu ve Güneydoğu Anadoluda PKKnın sinmesiyle beraber derhal iktidar partisi olan AK Partinin saflarında yer almaya başladılar.

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Türkiyeyi ağlatan bu alçak saldırıya karşı Cumhurbaşkanının CHPye ve HDPye karşı kullandığı bazı ifadeleri de buraya almadan geçmek istemiyoruz.

Kandilin vekilleri ve onlara destek vererek meclise girmelerini sağlayan CHPliler, terör örgütü PKKnın Hakkaride astsubayımızın 25 yaşındaki eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeğini vahşice katletmesini terör örgütünün adını anmadan kınadı.

Bu samimiyetsiz tutum, Kandilin talimatıyla cinayetin üzerinin örtülmeye çalışılması şeklinde yorumlandı.

Bu çirkin ve kirli olaya karşı timsah gözyaşlarını akıtan nice hain çevreler var.

Bu hain çevreler, ne yazık ki çok yakından bildiğimiz, geçmişte PKK safında yer alarak millete, askere, polise kan kusturan bu hain eller, bugün yine Doğu ve Güneydoğu Anadoluda birbiriyle kenetlenerek sanki saf değiştirircesine iktidarın bütçesinden faydalanmak üzere nice STKlar kurmuşlardır.

Milli ekonomiye katkıda bulunuyoruz gibi göstermelik de yapıyorlar.

Oysaki tamamıyla vurgun üstüne vurgun yapan bazı önemli kurum ve kuruluşları devlet bilmiyorsa, tanımıyorsa bize göre çok büyük bir gaflet içerisindedir.

Aldatılmış veya aldatılmakta olduğu da aşikrdır.

Aynı bu kirli hegemonya devletin bütçesinden, iktidarın imknlarından faydalanıyor ve devleti kullanıyorlar.

Her ne kadar CHPnin HDPyi meclise taşımış olması dile getiriliyorsa da barajı aşmamış olacaktı ve HDP meclise giremezdi diye bir görüş söz konusudur.

HDP meclise gelmeseydi yine terörün dik alasını yapacaktı, bugün mecliste olduğu halde yine yapıyor.

Yapıyor da yapıyor.

Ve kılına bile dokunulamıyor.

* * *

Sormazlar mı?

Ey iktidar!

Doğu ve Güneydoğu Anadoluda eğer HDP, barajı aşmayıp meclise girmemiş olsaydı, özellikle AK Parti listesinde yer alan isimlerin kaçta kaçı HDPden yana değil, PKKya saygılı değil ve yandaşı değildir?

Kamuoyu bunu merak ediyor.

Sormazlar mı bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Hala da iktidar bu gizli güçleri tanımama gafleti içerisindeyse, demek ki devletin MİTi yok, istihbaratı yok, Jandarması, Polisi yok manasına geliyor.

Ama bu da bir gerçektir ki iktidar partisinin, bu bölgede PKKyla mücadele hususunda somut bir adımı yoktur.

Zira önemli isimlerin üzerine gidilmiyor, hatta o isimler meclise taşınıyor.

İnşallah bu kilit noktaları dile getirmeye devam edeceğiz.

Allah encamımızı hayreyleye.

En derin saygı ve sevgilerimle.