YENİDEN MALAZGİRT RUHUNA DOĞRU!?
Eklenme: 8/28/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Söz Gazetesinin değerli müdavimleri

Bilindiği üzre 26 Ağustos 1071 tarihinde Anadolunun bir parçası olan Malazgirtte Malazgirt Meydan Muharebesi yaşanmıştı.. Cumhurbaşkanının da dediği gibi;

Bir elinde al bayrak, diğer elinde yeşil sancağıyla bir Cuma günü Selçuklu İmparatorluğunun Sultanlarından Sultan Alparslan harekete geçmişti

Elbette ki günlerden Cuma gününü seçerek, hutbeden sonra Bizans İmparatorluğu ordusuna karşı savaşa girmişti

Sultan Alparslan her şeyden evvel İslam ruhundan almış olduğu kahramanlık, ona birçok zaferleri kazandırmıştır.

Hutbeden sonra 40 bin kişilik ordusundaki askerlere iki rekat namaz kılmadan savaşa girmeyin talimatını vermişti, o büyük sultan,,, Bu anlayışıyla Anadoluya girebilmenin kapılarını açmıştı.

Ya Allah, Bismillah, Allah Ekber diyerek yola çıkmış bir devlet büyüğü, çok kısa bir süreç içerisinde hedefine ulaşarak, zaferi elde etti

Yalnız hedefi kupkuru bir vatan, manasız bir bayrak, İslamsız bir millet değildi

Tüm bu kavramlar İslam ruhuyla donatılmış kavramlar olmak üzere yüce İslam dini, hem vatana, hem bayrağa, hem millete sayeban olması adına, yola çıkmıştı

Bu hedefle, vatan büyüdükçe büyüdü...

Bayrak dalgalandıkça dalgalandı...

Millet, oldukça kahraman olmuş, büyüdükçe büyümüştü...

Ama tüm bunların ana felsefesi, gerçek simgesi ve parolası Ya Allah, Bismillah, Allah Ekber idi

Kalbi derinliklerden çıkan bu nidalar, bir milleti devleştirdikçe devleştirmişti

Anadoluya açılmış ve devlet olmuş, 7 düvele meydan okumuştu.

Allah Ekber nidaları, 7 kıtaya yayılmıştı...

Hiç kimse bu hakikatı inkr edemez.

Üzülerek bunu da belirtelim ki

Bugüne kadar milletin vergileriyle, bütçesiyle, askerleriyle, tüm milli lojistiklerle ordularını donatmış, iktidarlar olmuş ise de, her nedense Malazgirt ruhu nerdeyse adeta söndürülmeye yüz tutmuş, arka plana atılmıştır.

Ama bugün çok değerli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, devletin başına geçtikten sonra; o Sultan Alparslanın Malazgirt ruhunu yeniden yeşertmeye başlamıştır..

Her gün biraz daha canlandırmaktadır.

Nitekim 26 Ağustos 2017 tarihinde Anadolunun her köşesinde insanları oraya davet etti.

Büyük bir insanlık potansiyeli oluştu

çoşku seli oluştu

Bir devlet büyüğü olarak da büyük bir itirafla şu cümleleri kullandı

Tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar.

Maalesef ülkemizde, Malazgirt Zaferi uzun zaman ihmal edildi.

Anadoludaki varlığımızı bin yıl önceki Malazgirti atlayıp, Anadoludaki zayıf bağlantılarla daha eskilere götürme çabası belki iyi niyetliydi ama beyhudeydi.

Malazgirti, devleti yönetenler unutsa da bu millet unutmadı.

İşte çağrımızı yaptık ve bugün millet Malazgirtte.

* * *

İşte bakınız.

Devletin ciddiyetine ve bu devletin ciddiyetini yükseklere taşıyan bir devlet büyüğünün samimiyetine!.

Türkiye nereden nereye geldi?

Bugüne kadar sadece halkımızın dikkatini 30 Ağustos 1922 Dumlupınara çekerek 26 Ağustos 1071deki Sultan Alparslanın kahramanlığı nerdeyse geri plana atılma cehaletiyle yüz tutan bir siyaset atmosferi hakimdi

Bugüne kadar ihmal edildiyse de

Allaha şükürler olsun Erdoğan, iman ve inanç kahramanlığıyla bunları yeniden canlandırmış durumda.

Tabi şu noktayı da, siz değerli okurlarımızın dikkatine sunmadan geçmek istemiyoruz.

Büyük Taarruzla sonuçlanan 30 Ağustos Zaferi

Elbette ki Anadolunun kahraman ecdatlarıyla vuku bulmuş ve gerçekleştirilmiştir.

O milli mücadele esnasında çalışan o ruhun ciddiyeti, elbette ki çok büyük cihatla, fedakrlıkla gerçekleşmiştir.

O zafer gününü gerçekleştirenler sarıklı, sakallı, cübbeli Anadolu mücahitleridir

Kahraman ordusuyla el ele vererek, 30 Ağustos Zaferini gerçekleştirmiş olması tarihi bir gerçektir.

Ama ne yazık ki yalan söyleyen tarih utanmalıdır ki bu gerçekleri kıstırmış, kısaltılmıştır

Sanki hiç kimse yokmuş, ancak ve ancak tek bir kumandan eliyle bu zafer elde edilmiştir.

Ve bütün o Anadolu kahraman mücahitlerin çabaları hiçe indirilmiştir

Sadece bir kişiye münhasır kılınması, tüm yazılan gerçekler silsilesinin bir halkasıdır.

Ama her şeyden evvel Cumhurbaşkanımızın bugünkü taşıdığı misyon, hiç unutmayalım ki milletin ruhi derinliklerinden gelen imanlı bir misyondur

Bu misyonun bayraktarlığını da inşallah sağ eliyle al bayrağıyla, sol eliyle yeşil manevi sancağı da elinde tutan Recep Tayyip Erdoğan olacaktır..

Bu millet, bununla gurur duyar, iftihar eder.

* * *

Her şeye rağmen

Keşke Cumhurbaşkanımız, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki bazı kötü niyetli, rantiyeci, halkın nefretine, AK Partiye ve hatta Cumhurbaşkanına karşı, tepkilerin oluşmasına neden olan bazı yanlış, yalaka politikacıların varlığını da görmesi gerekir.

Bunlara inanmaması gerekir.

Ve bu defolu ruhların Diyarbakırımızdan, Batmanımızdan, Vanımızdan vs.

Diğer illerimizden ellerini çektirmeleri gerekir

Ki halk bir daha bunların yüzünden HDPye yönelmesin.

En önemlisi de yalaka, değişik yüzlü, rantiyeci münafık ruhlu insanları artık Diyarbakırımızdan, özellikle HDPnin arkasında bıraktığı belediyelerimizden uzak tutması gerekir.

Ve pür dikkatle bunları kontrol altına almaları lazım

Aksi halde 2019da ne Malazgirt ruhu kalır, ne Büyük Taarruzun manası kalır, ne de Cumhurbaşkanının böylesine çabaları kalır.

Allah korusun.

Bu itibarla dostça, iyi niyetle bu gerçekleri Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek huzuruna sunmayı kendimize görev telakki ediyoruz.

çünkü davaya inanmışlığın görevi de budur

En derin saygı ve sevgilerimle.