AFRİN TAMAM (II)
Eklenme: 3/20/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dün kaleme aldığımız Afrin Tamam başlıklı yazı serimize bugün devam diyoruz

Hem de birçok önemli olayların gerçeklerini ortaya koyarak, yazıya devam ediyoruz

Bakınız sevgili okurlar.

Türk Silahlı Kuvvetleri, 18 Mart itibarı ile Afrine girdi.

Afrin özgürleşti..

Ve orada TSK komuta merkezini de kurdu.

Beklenen de buydu zaten.

Tek telime ile diyebiliriz ki; Kahraman Mehmetçik tarihini yeniletti.

Ecdaddan kalan ve yedi düvele tarih anlatan Türk Silahlı Kuvvetleri Afrini iki buçuk ay içinde ele geçirmesi gerçekten tarih sayfalarına altın harfle yazılması gereken bir kahramanlık destanıdır.

Ama derler ya; baştaki maharet, beyindeki iman ayakları da çalıştırır.

Yıllardan beri, elimizden gasp edilen ve Memalik-i İslamiyenin bir parçası durumunda olan Suriye, Irak, Yemen, kuzey Afrika gibi ülkelerin hepsi Osmanlının tebları idi.

Osmanlıda birleşen, pekiştirilen bir ümmet anlayışına sahip bu ülkeler, ne yazık ki 1. Dünya savaşında İttihat ve Terakki cemiyetinin ajan paşaları, İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlıyı yıkıp bu ülkeleri elimizden alıp, gasp ettiler.

Bugün Başkomutan ve Cumhurbaşkanımız kahraman Erdoğanın çabaları ile adeta Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri bir iman kalası haline geldi..
Küfrün, ABDnin, BMnin yüzlerine yeniden bir Osmanlı tokadını attı ve atmaya da devam edecek...

Geçenlerde kendisi de basına açıkladı.

Onlar daha Osmanlının tokadını görmemişler, göstereceğiz.

Topunuz gelin.

Tankınızla tüfeğinizle gelin yine bir şey yapamazsınız.

Biz kimsenin önünde eğilmiyoruz, ancak Allaha karşı rükuda eğiliriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan bunlarıdemişti.

Önceki gün Cumhurbaşkanı, çanakkalede de konuştu.

İşimizi yarım bırakmayız

Erdoğan, Türk milleti olarak dün çanakkalede hangi inançla mücadele ettiysek bugünde aynı mücadeleyi yürütüyoruz. Biz başladığımız işi yarım bırakmayız dedi.

Gerçekten Cumhurbaşkanı bu millete bir teselli ve dayanak noktası olmakla beraber, hem ülkemize hem de İslam dünyasına Lütf-i ilahidir.

Onun bu dik duruşu her şeye yeterdir.

Bu dik duruş Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere tüm emperyalist ülkeleri kahrediyor.

Hedef şurası burası değil; ABD nin eski İngiliz siyasetini idame ettirme çabası dahil boşunadır.

Unutmayalım ki; İngilizler 103 yıl önce ne dediyse, bugün aynısını hatta dik alasını yapmaya çalışıyorlar.

Ama ümit ediyoruz ki, emelleri tümüyle kursaklarında kalacaktır.

Hedef işgalciliktir.

İstiladır, sömürücülüktür ve İslam dinini yer yüzünden silmektir.

Özellikle Türkiyenin lideri Erdoğanı bitirmektir

İktidarını devirmektir..

Ama onlar işini devam etsinler, Allah da işini bilir kimin ne yaptığını rahatlıkla tanır.

Bakınız, iki gün önce FETÖ ve PKKdan tutuklu olan ABDli bir papaz hakkında hazırlanan iddianame; tüm gerçekleri ortaya çıkardı.

İddianamede deniliyor ki;

Hedefleri Hristiyan Kürt devletinin kurulmasıdır.

Bu insan bir rahiptir.

Bildiklerimize göre adı da Rahip Andrew Craig Brunsondur

Bu kişi hem FETÖdan hem PKKdan İzmir cezaevinde tutuklu bulunmaktadır.

Eğer bir rahip hakkında hazırlanan iddianamede bunlar söyleniyorsa..

Bu o papaz için; itiraf niteleğinde olduğu gibi hakikatın da su yüzüne çıkmasıdır..

Eğer bu rahibin serbest bırakılması için ABD başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğandan ricada bulunmuşsa

Demek ki bu adam çok önemli görevdedir.

Türkiyeye gelmesi de bize göre CIA namına çalışmasıdır.

Onun Suriyede, Türkiyede, Irakta, Ermeni Hristiyan Kürdistan devletini kurma çabaları rast gele değildir.

Bunun temeli 103 yıl önce Pariste zaten atılmıştı.

Üstad Bediüzzaman Saidi Nursi Hazretleri Asar-ı Bediiye adlı kitabında bunu şöyle açıklar;

Boğos Nubar ile Şerif Paşa arasında akdedilen mukaveleye en müskid ve beliğ cevap, Vilayat-ı Şarkiyede Kürd aşairi rüesası tarafından çekilen telgraflardır.

Kürdler camia-i İslamiyeden ayrılmaya asla tahammül edemezler.

Bunun aksini iddia edenler mutlaka makasıd-ı mahsusa tahtında hareket eden ve Kürdlük namına söz söylemeye selahiyettar olmayan beş on kişiden ibarettir.

Kürdler, İslmiyet nam ve şerefini ila için beş yüz bin kişi feda etmişler ve makam-ı hilafete olan sadakatlerini, isar ettikleri kan ile bir kat daha teyid eylemişlerdir.

Yani, Kürtler İslamiyet ve nam şerefine inanan imanlı ve kahraman bir toplumdur.

Kimsenin onların inançları doğrultusunda Kürt devleti kurmaya da yetkileri yoktur.

Zira kötü niyet ortadadır.

Kimse Kürtleri kandırarak Hristiyanlara bir prim veremez.

En derin Saygılarımızla..