BASMAKALIP MÜSLÜMANLIK, MÜSLÜMANLIK DEĞİLDİR!? (II)
Eklenme: 5/13/2019 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cuma günkü yazımızın gerçek hedefi, stratejisi, maksat ve amacı, Yüce İslam dininin pelesenk, perakendeci, pısırık, korkak kişilerin elinde yıpranmaması hususuydu...

İslamda ılımlı İslam yoktur, tek kelime ile gerçek İslam vardır.

Gerçek İslam, İslamın ana ruhunu, kaydelerini yaşabilmek ve yaşatabilmektir

Toplumun bireyinden tut ailesine kadar, devletine kadar, hükümetlerine kadar.

Adan Zye kadar herkesin gerçek İslamın ruhunu yaşabilmesidir

Hem de inanarak, bilerek, öğrenerek, öğreterek yaşabilmektir, gerçek İslam!!.

Bu itibarla İslamın ana gerçeği, hukuksal yönü, toplumsal hareketi bütünlüğüyle yaşanmadığı bir ülkede, bir bireyin Ben Müslümanım diyebilmesi için, bin şahit lazım.

Onun için ihlaslı, samimi İslam, İslamın bölünmez bütünlüğünü yaşamak ve inanmak bir Müslümanın olmazsa olmazıdır!!.

Aksi takdirde, hele ki siyasete dayalı göstermelik Müslümanlık, kandırmacadır ve basmakalıptır.

***

Bir Müslüman, İslamın on bir ana ilkesini kendine şiar edinmediği müddetçe, o Müslümanlıkta yer bulma sıkıntısını çeker.

O on bir ana gerçek nelerdir?

1- Allaha inanmak

2- Melaikelere inanmak.

Tek kelime ile amentünün altı şartı ile İslamın beş ana rükunlerine, usul gerçeğine inanarak yaşamak

Yani savm (oruç), salat (namaz), hac (hac farizasını yerine getirme, ticari işlere dökmemek kaydıyla), zekat ve kelime-i şehadet.

Bu beş rükün ile amentünün altı şartına inanmayıp, yaşanmadığı müddetçe, o kişi Müslüman olamaz..

İster siyasi olsun..

İster sıradan bir şahsiyet olsun..

İster devlet-i aliyede nüfuz sahibi olsun

Hiç bir şekilde; o kişiye gerçek, samimi ve ihlaslı müslüman denilemez!

Olsa olsa, riyakarlık olur

***

Nitekim böyle siyasi oyunlarla İslami kılık ve kıyafetini, libasını üzerine çeken, göstermelik, kirli sakal bırakmak ve hacılık kelimesini isminin önüne koymak, Müslümanlık değildir..

Bu tür yaşam sahiplerine Kuran diliyle telaffuz edersek, tek kelimeyle münafık diyebiliriz...

Münafık ve münafıklığın yeri Kuranda da belirtildiği gibi esfelis-safilindir, cehennemin en derin çukurudur.

Siyasi hayat olsun, ticari hayat olsun, piyasa hayatı olsun, cami hayatı olsun

Her ne amaçla olursa olsun

Kuran diyor ki;

Ela lillahid-dinul halis

Uyanmış olun, ancak halis bir din, Allah için din sayılabilir...

İhlasla, samimiyetle dine sarılmadığın zaman, O dini yaşamış sayılamazsın!!

Onun için, İslamı gerçek ve samimi ruhla yaşamayana basmakalıp diyoruz, hamiyetfroşluk diyoruz, kandırmaca diyoruz.

Ve bu tür algılar arasında en tehlikelisi de; siyasi bir yaşam şeklidir.

* * *

Evet, sevgili can dostlar.

Bizim buradaki temel amacımız yüce İslam dinine sımsıkı sarılmamızla ilgilidir.

Kuran-ı Kerim, li mran suresinin 102. ayetinde bizi uyarıyor.

Ey inananlar!

Derin bir duyarlılıkla ve Allaha karşı sorumluluk bilinciyle yaşayın. Ona kendinizi yürekten teslim etmeden (hakiki Müslüman olmadan) ölmeyin!

103. ayet ise aynen şöyledir;

Hep birlikte Allahın ipine (İslama/Kurana) sımsıkı sarılın (hayatınızı ona göre düzenleyin) ve (İslamla çelişen davranışlarınızla gruplara ayrılarak) birbirinizden kopmayın!

Allahın üzerinizdeki (İslm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken O, sizin kalpleriniz arasında ülfet (yakınlık) meydana getirdi de Onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz.

Hem siz ateşten bir çukurun tam kenarında bulunuyordunuz da oraya düşmekten sizi (Kuran ile) O kurtardı.

İşte Allah size yetlerini böylece açıklıyor ki, doğru yola eresiniz.

***

Bunun içindir ki Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri, açık ve net olarak diyor ki;

Eğer biz hal ve etvarımızla İslamiyeti yaşarsak, yani göstermelik değil yüzümüzü gerçekten İslamla renklendirirsek, sair dinlerin mensupları fevc fevc İslamiyete dehalet edecektir...

Ama tam tersine ne yazık ki bugün fevc fevc İslamdan uzak durma tehlikesini yaşıyoruz.

Yazıklar olsun demekten başka bir şey bulamıyoruz.!!

Nitekim İslam tarihinde meşhur Haccac-ı zalim olarak bilinen bir yönetici vardı

Müslüman olduğu halde 125 bin insanı katletmiştir.

Ona zalimsin diyenleri ve zalim değilsin diyenleri de öldürebilecek bir Nemrut timsali şahsiyet sahibi.

Günün birinde çarşıda dolaşırken, kendi küçük dükkanında hafızın biri Kuran-ı Kerimin, Nasr suresini okuyor.

Ve şu ayet-i celileyi okuyor,

Vere eytennase yedğulune fidinillahi efvacen

Gerçek Kuran ibaresi yerine diyor ki;

Vere eytennase yeğrucune fidinillahi efvacen

1. ayetin gerçek manası; İslam fütuhatı yaklaştıkça insanlar grup grup İslamiyete girecektir.

Bunu demesi yerine, diyor ki;

Seni gören herkes, İslamiyetten grup grup ayrılacaktır.

Bu ayeti yüksek sesle okurken, ses Haccaca gidiyor.

Haccac durup dinliyor.

Bittikten sonra diyor çağırın o Hafızı gelsin

Hafız, hiç korkmadan huzura gidiyor.

Hafıza diyor ki Sen niye ayeti tersyüz ettin, seni idam edeceğim...

Hafız da Hayır, ben seni gördüm diye öyle okudum.. Gerçekten Kufe halkı senden illallah ediyor.. İslamdan kafile kafile uzaklaşıyorar.

Haccac o kadar zalim olmasına rağmen, adam korkmadan, çekinmeden pısırıklaşmadan, büyük bir yüreklilik ve cesaret göstererek o zalime karşı bunu söyleyebiliyor.

Haccac da onu idam etmek yerine mükafatlandırıyor

Ve diyor ki ben bundan sonra insanlara iyilik yapacağıma.. Bunun sözünü veriyorum

İşte İslamın yaşam ruhu bu olmalıdır.

Bize göre İslamda samimiyet bundan ibarettir.

Siyasi ve ideolojik, saptırmalarla değil.

En derin saygı ve sevgilerimle...