“BU İMAN BEŞ ON SERSEMİN İLHÂDINA KURBAN EDİLEMEZ!?” (II)
Eklenme: 3/15/2019 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bir önceki yazımıza başlık olarak kullandığımız ifadeyi tekrar ediyoruz.

Tabiatıyla bu cümle Milli Mücadeledeki ulema kahramanı, aynı zamanda İstiklal Marşımızın banisi Mehmet Akif Ersoyun İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helk mı edersin, Allahım... ayet-i celilesinin başında bulunduğu şiirlerinden birkaç mısra kaleme almıştık.

İstiklal Marşının kabulü ve Mehmet Akif Ersoyu anma yıl dönümü dolayısıyla; mevzuya eğilim göstererek, dikkat çekmiştik..

Mehmet Akifi anarken, onun ilmi kariyerine ve İslami bir mücahit kahramanlığına yakışır bir şekilde etkinlikler tertip edilmesi gerekir

Ama ne yazık ki, Diyarbakırımızda sazlı-sözlü-tamburlu-çalgılı genç bayanlardan müteşekkil oluşan koronun yer aldığı bir etkinlikle; anma tertip edilmişti..

İşte bu vahim, üzücü, yakışıksız organizasyonu dile getirmiştik..

Bugün ise aynı minvalde bu kez Mehmet Akif Ersoyun Hatıralar başlığı altında l-i İmrn suresinin 102. ayet-i celilesinin meal-i aliyesinin bünyesinde kaleme aldığı şiirini sizinle paylaşmak istiyoruz.

çünkü günümüzdeki, özellikle siyaset ve bürokrasi dünyasındaki oluşa gelen yanlışlıkları, kahredici bir tablo çizmektedir

Hele hele siyaset arenasındaki oluşan gayriciddi gelişmeler, milleti adeta çileden çıkarıyor.

Ha bire; Siyasilere karşı güvensizlik yaratıyor.

Ve gittikçe her gün biraz daha milletin siyasetten uzaklaşmasına ve nefret etmesine neden oluyor.

***

Ne irfandır veren ahlka yükseklik, ne vicdandır;

Fazlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

***

Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdnın...

Ne irfnın kalır tesri katiyyen, ne vicdnın.

***

Hiç kuşkusuz ki bu şiir; l-i İmrn suresinin 102. ayetinin bir nevi tefsiri ve açıklaması durumundadır.

Sunucuların okumada zorluk çekebileceklerinden, ayetin orijinal metnini buraya alamıyoruz.

Ancak ayetin önde gelen bir iki cümlesinin orijinalini size sunmak istiyoruz.

Ayet aynen şöyledir;

Y eyyühellezine menut-tekullahe hakka tuktihi vela temtünne ve illa entüm muslimun

Ey inananlar!

Derin bir duyarlılıkla ve Allaha karşı sorumluluk bilinciyle yaşayın.

Ona kendinizi yürekten teslim etmeden (hakiki Müslüman olmadan) ölmeyin!

***

Merhum Akif ise şiirine şöyle devam ediyor;

Hayat artık behmdir ... Hayır ondan da alçaktır;

Ya hayvan bağlıdır fıtratla, insan hürr-i mutlaktır .

Behim çıkmaz amma hilkatin sbit huddundan,

Beşer hl habersiz böyle bir kaydın vücdundan!

Meğer kalbinde Mevldan tehş hissi yer tutsun...

O yer tutmazsa hiç mansı yoktur kayd-ı nmsun.

Hem efrdın, hem akvmın bu histir, varsa, vicdnı;

Onun tatli: İnsniyyetin tevk-i hüsrnı!

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdnın...

Ne irfnın kalır tesri katiyyen, ne vicdnın diyor.

Demek ki, kalplerden Allah korkusu giderse, ne insanlık kalır, ne insaf kalır, ne vicdan kalır.

Yani Allahın dostluğunu kazanamayan kalpler canavarlaşır

Sorumsuz ve şuursuz bir şekilde hayvanca yaşamak ister.

Belki de daha tehlikeli bir karaktere sahip olur

Maalesef!

Bakıyoruz ki günümüzdeki insanlar, içine düşmüş oldukları badirelerin çukurundan çıkamadıkları halde, hep kendilerini suret-i haktan gösteriyorlar.

Ne yazık ki, insanları aldatma, kafaları bulandırma, kalpleri paslandırıp havfı yezdandan (Allah korkusundan) yoksun, şefkat ve merhametten uzak, helalı helal olarak, haramını da haram olarak tanımayan bir çağda yaşayıp durmaktayız...

Ki bu çağ sözde insanlığı çağdaşlığa ve medineyete götürmektedir

Oysaki tam tersine insanlığı behimileştirip (hayvanlaştırıp), akıldan, imandan, Allah korkusundan uzaklaştırmaktadır..

Özellikle siyaset arenasındaki menfaat, kişisel ranta dayalı aldatmacalar, kandırmacalar, adeta insanlığı birbirine düşürme planlarını tezghlanmaktadır.

Mensubu bulunduğumuz yüce İslam dinini kalplerden sildirmek isteyen mutlak bir küfür sistemine meşruiyet verdirip, tırnağından saçına kadar insanlığa eziyet veren istibdat (zulüm), küfür, irtidat gibi insanları her gün biraz daha imansızlık çukuruna iterek düşürmeye çalışıyorlar.

Ne yazık ki az da olsa İmam Hatip okuyan, Medrese eğitimi alan, Müslümanlıkla kendini tanımlayan, muhafazakrlıkla bir yerlere gelmek isteyen anlayışların varlığı toplumları adeta sersemleştirmiştir..

Kimin ne yaptığının farkında olunmadığı paslı kalp ve kirli beyinlerle kendini çağdaşlık ve medeniyet yanlısı gösterip, insanları sömüren tek dişi kalmış bir medeniyetin adeta savunucuları durumuna girmişlerdir.

Peki, sormazlar mı?

Allah aşkına bu ne haldir içine düşmüşüz, bu ne perişanlıktır..?

Bu millet, Allahını tanıyan, Peygamberini seven, helalını helal, haramını haram olarak bilendir..

Bu milletin kaderinden, geleceğinden ne istiyorsunuz?

Millet de artık uyanmalıdır.

Bunlara yeter demelidir.

Size güvenmiyoruz, beklediklerimizi alamadık, artık sizin peşinizden gelmeyeceğiz.

Bizim yegne hedefimiz, niyetimiz, İslam medeniyetiyle tanışmaktır.

O yüce İslam medeniyeti ki içinde; ne alavere, ne dalavere var..

Dosdoğru bir yoldur.

Biz o yolda yürümek istiyoruz deme vakti gelmiş de geçmiştir bile.

Bu itibarla diyoruz ki kendine çağdaşlık ve medeniyet ismini veren bir sistem, hiçbir zaman medeniyetle tanışmamıştır, çağdaşlıkla uzaktan yakından alakası yoktur.

Ve bu millet ya rabbi bizi bu sistemden, bu kirlenmeden kurtar, bizi iman ve İslamla huzuruna al diye dua ediyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı cumalar