ÇÜRÜMÜŞLÜĞE YÜZ TUTAN BİR TOPLUM NEREYE GİDER..!!!
Eklenme: 1/20/2020 12:00:00 AM

Evet sevgili okurlar!

Bir önceki yazımıza başlık olarak kullandığımız İslam Dünyasının Hızla Sekülerleştirilmesi ifadesi tüm İslam dünyasının bugünkü içine düşmüş olduğu badireleri, ıstırapları, ahlaki çöküntü ve bataklıkları deşifre etmektedir...

Ne yazık ki, İslam dünyası seküler yaşamın girdabında, debeleniyor...

Hep ifade ederim; Sekülarizm demek dilimize çevrilmiş mana itibariyle laiklik demektir...

Laiklik kelime itibariyle Türkçe değil...

Uygulama anlayışı da öyle...

Türediği kelime de, sistemsel faaliyeti de tamamen; Fransızcadan ithaldir...

Varlığı da, ikmali de, uygulama sistemi de; mutlak bir dinsizlik üzerine kurguludur...

Yani toplumu dinden, inancından uzaklaştırmaktır...

Nesli de, eğitim ve öğretim sistemiyle tamamen hegemonyasının altına almaktır...

Değer ölçülerinden uzaklaştırmaktır...

Sinsice İslamı kendi rotasından çıkarmaktır..

Milletlerini ümmet fikrinden uzaklaştırıp, erozyona uğratmaktır...

İşte bugünkü İslam ülkelerinin yaşadığı travmatik hal; bu sinsice fikrin, sistematik olarak nasıl yıllar yılıdır, yer edindiğini gözler önüne sermektedir

***

Tıpkı bugünkü Türkiyemizde yaşanan hal gibi!...

Bir İslam ülkesi, ama toplumun namaz kılanları nerdeyse yüzde 30lara kadar inmiş!...

Bakarmısınız, yapılan araştırmalara göre, gençlerin yüzde 50ine yakını cünup dolaşıyor..

Yani boy abdesti alması gerektiği hallerde, yıkanmadan sokağa çıkıp dolaşıyor...

Abdest suyu yüzüne, çarpmayan bir nesil!...

İşte bu halin yaşanması tamamen neslin; sekülarizme nasıl teslim olduğu ya da, hegemonyasının altına girdiğini, ortaya koyuyor...

Hazin olan da şudur; toplumu temel değerlerinden uzaklaştıran, bin yıllık tarihine, dini değerlerine, inancına, Kuran hayatına haince hançer indiren siyasi kulvardır...

Politikadır...

Siyasi partilerin, ideolojik fikriyatlarını birilerinin nam-ı hesabına, hayata geçirmektir...

***

Türkiyenin şöyle yüz yıllık siyasi tarihine, siyasi aktörlerinin yaşam kültürlerine, partilerin ortaya koydukları politikalarına baktığımızda, kimlerin bizi bizden ettiğini net olarak görebiliriz..

çünkü, İslam adına faaliyet gösteren yok!... Olmadığı gibi; milleti İslamdan daha fazla nasıl, uzaklaştırabiliriz diye ortaya koyulan bir mücadele, hedef ve gaye hep oldu...

İnanın ki, gerçek manada inancıyla yaşayan ve bu inanç doğrultusunda politika benimseyen tek lider var; O da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğandır...

Gerisi için; lafı-güzaf derim...

Şöyle ki, inançlıyım dese dahi şeklidir, kandırmacadır, aldatmacadan ibarettir...

Toplumu birbirine böldüren, particilik adı altında toplumu patırtıcılığa sürükleyen birer unsur olmaktan öteye ortaya koydukları bir politika yok...!

Bunların politik çalışma stili nerdeyse tümüyle emperyalist ülkelerin paralelinde, talimat ve direktifleri altında yapıla geldiğini görmek lazım...

***

Bakınız geçtiğimiz hafta içerisinde Düzcenin Kaynaşlı ilçesinin MHPli Belediye Başkanı Birol Şahin sosyal medyada bir paylaşımda bulundu...

A Milli Bayan Voleybol Takımının Almanyayı yenerek, Tokyodaki Olimpiyatlara katılma hakkını kazanması üzerine, ajansların servis ettiği resme dairdi...

Birol Şahin, paylaşımında şöyle demiş..

Allah Tealanın örtünün vücut hatlarınız belli olmasın emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da Tokyoya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya Şampiyonu olsan ne yazar. Müslüman kadın adap ve haya sahibidir. Yaptığı her işte Allah rızası gözetir. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler. Erkekler huzurunda açık saçık olarak değil...

İşte Sayın Başkan Şahin, inancı gereği bu düşüncesini toplumla paylaştığı için Vay sen miydin bunu diyen?...

Bir linç kampanyası başlatıldı...

MHP hemen infaz kararı alarak, Sen laikliğe aykırı konuştun, partimizde yerin yoktur diyerek, Şahini Partiden ihraç etti.

Demek oluyor ki, din, inanç, muhafazakrlık, milliyetçilik kurgusuyla siyaset yapan, Milli İradenin oyunu alarak, Meclise giden MHPde özgürce, dinini, inancını, ibadetini ifade edenin yeri yoktur?..

Yani; maskeli bir siyaset!...

MHP.. Ki, özellikle lideri Bahçeli...

Her platformda dile getirdiği; Milliyetçilik, Alperencilik, Müslümanlık ifadeleri, aldatmacadan ibaret, sloganlarmış...

Ne milli iradeye inanıyor, ne inanç hürriyetine, ve ne de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine inanıyor...

Söylemleri tümüyle kandırmacadan ibaret olup, her gün biraz daha deşifre oluyorlar...

Onlar değil miydi bundan nerdeyse 30 40 sene evvel Alpaslan Türkeşin bu partiye liderliği döneminde Biz Tanrı Dağı kadar Türküz, Hira Dağı kadar Müslümanız diyen...

Bugün vuku bulan olayların bir nevi ifadesi olsa gerek!.

Veyahut diğer bir deyimle MHPdeki siyasetin ağır bastığı inanç ırkçılıktır, din iman değildir...

Milli iradeyle uzaktan yakından hiç alakaları yoktur...

Türkeşin o dönemde MHP adına bu söylemleri olumsuz yönde çok büyük etki yapmıştı..

Ondan sonra da MHP iktidarın yüzünü görmedi...

Halk teveccüh göstermedi..

Ne kadar İslamiyetle kendini boyatırsa boyatsın millet onu affetmedi.

Keza Bahçeli de öyle

Bize göre siyasi partilerin seküler bir anlayışla hiçbir zaman iktidar olamayacakları, düşüncesindeyiz.

En derin saygı ve sevgilerimle