DÜNYA EMPERYALİZMİNİN HÂKİMİYETİ!? (II)
Eklenme: 11/8/2023 12:00:00 AM

Sevgili okurlar...

Denir ya; hal-i lem meydandadır. Hakikat gizlenemez, gerçek de orta yerdedir... Küfür dünyası, bugün yekvücut olarak maddi ve manevi yönde, İsrailin arkasındadır Siyonist İsrail de Filistin toprakları üzerinde hegemonya kurmuş, bir milleti yok etme adına, saldırıyor

***

Hedeflenen, O coğrafyada sadece ve sadece Siyonist Yahudilerin olması ve onların hakimiyetinin kurulmasıdır... Ki bu plan bugüne özgü değil, asırlara sirayettir. Açık ve nettir Onun için de emperyalist dünya bilerek, fikren ve zikren bu alçaklığın arkasında duruyor, destekliyor Bebekler, çocuklar, kadınlar, masum insanlar soykırıma uğratılıyor

***

Şu hlde masum bir insanın kana doymaz bir zalime yalvarması beni affet demesi ne kadar beyhude bir yakarışsa, bir o kadar da yanlıştır... Zillete düşme halidir... çünkü, zalim yaradılış ve karakteristik özelliğiyle; zulmünden vazgeçmez...

***

İşte bu noktada, İsrailin Filistin topraklarına ve halkına karşı giriştiği zalimliğe, bir Müslümanın yalvarması, dert yanması, ağıtlar yakması bize göre zillete düşmektir... İslamiyete ve İslam topluluğuna hakarettir, küçük düşürmedir, yanlıştır İman şuuruna terstir

***

Bakınız Kitabımız Kuran-ı Kerim, l-i İmrn suresinin 139. Ayetinde bizi uyarıyor... Ve diyor ki; Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz

Bu ayetin mefhumu muhalifi ise şöyledir Aksi takdirde mümin değilseniz üstün de değilsiniz. İslam dünyasının bugün en üst seviyede yürümesi lazım iken yürüyemiyor Onun için de Filistin toprakları ve halkı, kirli İsrail çizmelerinin altında inim inim inlemektedir... Ne hazindir ki İslam dünyası da sadece kınamakla yetiniyor...

***

Bu da bize göre İslam dünyası ve Müslümanlar için bir züldür, bir küçüklüktür İslamiyetin ruhunda, medeniyetinde, kültüründe ve inancında böylesi bir zül yoktur? Kabul de edilemezdir? Eğer bugün gerçek manada İslamın ruhu yaşanmış olsaydı, İsrailin, Amerikanın, kısaca küfür dünyasının hakimiyetini yerle yeksan edip, yakılan ateşi söndürecekti

***

Ama o ruh yok! Diri değil, diriltme adına da İslam ülkeleri ümmet olabilme şiarına odaklanmıyor... Ki bundandır yer küresinde küfür hkimiyeti söz konusu. Ne diyordu İslam Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V); Benim heybetim, korkum, bir ay uzaklıktaki düşmanımın kalbinde yaşıyor.

***

Maalesef İslam dünyası bugün hkimiyetini kuramıyor... Heybetini, korkusunu yaşatmıyor Nedeni de ümmet olma halinden uzaklaşmışlığıdır Zira ümmet demek birlik, dirlik ve güç demektir... Ümmetin vasfı, cesarettir, heybettir, düşmana karşı üstün gelmektir.

***

Bakınız devri saadetten, Osmanlı İmparatorluğunun son günlerine kadar... Tarih sayfalarını bir bir inceleyelim, bakalım İslam dünyası hangi dönemlerde yenik düşmüş, hangi dönemlerde zaferden zafere koşmuştur Görüyoruz ki ne zaman galip gelmişse, İslamiyeti ve ümmet vasfını, ikmal etmiştir... Ne zaman mağlup olmuşsa, yenilgiye uğramışsa görüyoruz ki İslamiyeti ve ümmet şiarını terk-i diyar etmiştir

***

Demem o ki, İslama sarılmadığımız müddetçe İslam da bize sırtını çevirir. Allah korusun İslam eğer sırtını çevirirse, o millet ümmetlikten çıkar, başka sıradan bir millet haline gelir Bu itibarla bizim acizane tavsiyemiz, Kurana sarılmamız gerekir... İslam ve Kurana sarılmayan bir ümmet düşünülemez. Kuran rastgele sıradan mezarlıklarda okumak için veyahut sadece ölülerin üzerine okunmak için inmiş bir kitap değildir.

***

Kuran; sosyal, siyasal dengeleri kuran ve koruyan ilahi hükümler manzumesidir. Sadece Cuma günleri Yasin okumakla veyahut sadece ölülerin üzerine hatim indirmekle veyahut da Ramazan aylarında Kuranı okumakla bir yere varamayız böyle bir ümmet düşünülemez. Böyle yapan ümmetin çok yanlış yolda olduğuna kanaat getirilmesi gerekir.

***

Kuran; ilahi kanunların, sosyal adaletin ilahi kitabıdır Hukuk ve adalet manzumesidir.

Kuranı sadece Arapça metniyle okumak da bize bir yarar getirmez... Ki Kuran da bize sahip çıkmaz Onun için Kuranın içindeki hükümleri birebir yaşamalıyız Adan Zye kadar, bireyden tut aileye kadar, aileden tut topluma kadar, toplumu yöneten yöneticilere kadar herkeste ve her yerde, Kuranın hkimiyeti mevcut olmalıdır.

***

Hz. Muhammed (S.A.V)i Peygamber olarak kabul eden bir ümmet olarak ona sarılmamız lazım, onun yolunu takip etmemiz lazım! Aksi takdirde değerlerimizi kaybederiz Ben Müslümanım ama niye mağlup oluyorum demek de beyhudedir. İslamla bağdaşamadığımız için İslam dünyası yenik düşüyor gerçeğini unutmamamız lazım... Onun için, suçu İslama atamayız, atmamamız gerek

***

Onun için Kurana sımsıkı sarılalım. l-i İmrn suresi 103. Ayet bize bunu emrediyor;

Vatesim bihabli(A)llhi ceman vel teferrak

Hep birlikte Allahın ipine (Kurana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.

O kopmaz ip Kuranın hükümleridir.

Kurana sarılmadığımız müddetçe küfür dünyasına karşı galibiyet beklemek boşunadır.

Zira orta yerde Kuran varken, biz Kuranı arka plana alıp ırkçılığa, kavmiyetçiliğe, dil değişikliğine bakarak yola çıkmamız bizi mağlup eder.

Bütün bunlara rağmen boş yere çare aramak bize göre kendi kendimizi aldatmaktan ibarettir.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video