İSLAM MEDENİYETİ EŞİTTİR İNSAN CİBİLİYETİ!? (II)
Eklenme: 4/11/2019 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

İSLAM MEDENİYETİ EŞİTTİR İNSAN CİBİLİYETİ başlıklı yazı serimiz, öyle görünüyor ki, bir kaç gün devam edecek

Kelime kavramları itibariyle anlamlıdır..

Mefhumu kapsamlıdır..

Ki tarihimizin derin sayfalarında da yaşanan ve yaşatılan gerçekler karşısında yazılmıştır

İSLAM MEDENİYETİ EŞİTTİR İNSAN CİBİLİYETİ..

Bu gerçek tarihi bir manzumedir ve şablonlaştırılmıştır.

Tarih boyunca da insanlığa sunulmuştur.

Buna Kuran şablonu denir.

Buna Hz. Muhammed (S.A.V)in mucizeler şablonu denir...

Netice itibariyle buna insanlığın kurtuluş projesi de denilir

Ki bunun yolu da İslam medeniyetinden geçiyor.

Dünkü yazımızda da örnekler getirmiştik

Peygamber Efendimiz Resulullah (S.A.V)den başlamak üzere dört halife-i raşidinlerin plan projelerine bakarak, zerre kadar İslam gerçeklerinden sapmayan bir gerçekler manzumesinin insanlığa sunuludğunu ifade etmiştik

Tarih, hiçbir zaman bunu inkr edemez.

İşte bu Kuran şablonu, mucizeler silsilesi olan İslam medeniyeti, elbette ki şeytanlaştırılmış yeryüzünü, insi ve cinni şeytanları rahatsız etmiştir.

O günden günümüze dek ve bundan sonra da ta kıyamete dek birbirine karşıt olarak hak ile batılın mücadelesi olmuştur.. Ve olacaktır.

Hakla batılın mücadelesi elbette ki yalnızca günümüzde değil, tarihten gelmiştir

Ve kıyamete dek de sürecektir.

Her zaman bu köşede yazdığımız gibi yüce kitabımız olan Kuran-ı Azimden almış olduğumuz talimat ve direktifler çerçevesinde ders-i ibret olarak bildiğimiz tarihi gerçekleri dile getirmekteyiz

Ama ne çare ki günümüzdeki siyaset, özellikle İslam dünyasını eline geçiren piyon ajanların siyaseti

Ki Osmanlının yükselişinden inişine geçme siyaseti

Özelliklen de Tanzimat Fermanı adı altındaki çöküş siyaseti

Ve taki Sultan Abdülhamidin tahttan indirilişine kadar

Cumhuriyetin kuruluşundan, 1950deki Demokrat Partinin iktidarına kadar

Velhasıl, günümüze gelen ve uygulanan yanlış siyasetler zinciri; hep toplumsal yıkımlara ve erozyonlara neden olmuştur

Kurulan piyon ajanlık siyaseti, batıl ve mutlak bir çağdaş cahiliye üzerine kurulmuştur

Aldatmacadan ibaret politika ve siyaset güdülmüştür

Bu da bir gerçektir ki 1566da Kanuni Sultan Süleymanın vefatıyla inişe geçen Osmanlı ne yazık ki İslamdan her gün biraz daha yavaş yavaş elini gevşetmiştir

Kanuni Sultan Süleymanın Yahudi asıllı ikinci karısı Rukeslananın devlet işine müdahalesiyle bu iniş başlamıştır.

Ve bize göre Kanuni Sultan Süleymanın vefatından sonra devlet işlerine el uzatan Sultan Rukeslana, kesinlikle Yahudilerin namı hesabına, faaliyet göstermiştir.

Devleti şeklen olmasa da, hükmen Yahudilerin boyundurluğu altına almıştır

Devlet-i Osmaniyenin izmihlal bidayeti adını taşıyan Dr. Ali Muhammed Sallabinin kitabında bu durum net olarak yazılmış ve merak eden, oradan detayıyla okuyabilir.

Arapça olan kitabın 305. sayfası bizi net olarak kanıtlıyor.

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Meramımızın, sadetine gelirsek!

Hadaret-i İslamiye denilen İslam medeniyeti ne vakit ki karma olarak şablonlaştırılan, İngiliz ve günümüzdeki ABDnin, hatta tüm haçlı, Siyonist ve kapitalist sermayesinin hazırlamış olduğu plan ve projelerine dahil olunca, tabiri caizse teslim bayrağı çekti

Nitekim bu teslimiyetle, siyonizmin, emperyalizmin tüm plan ve projeleri şablon haline getirilerek, İslam dünyasının rejimlerine ve yönetimlerine enjekte edildi

Sarmaşık misali, dört bir tarafı sardı

Ki kurulan devletler olsun, devletçikler olsun, bir proje dahilinde başlarına iradesiz, kötü niyetli uşak misali, piyon şahsiyetleri getirerek, hakimiyetlerini sürdüre gelmişlerdir..

Özellikle Türkiyedeki bu şablonlu planlayıcılar, özellikle İslamın bünyesine taşıyamadığı ne kadar kazurat-ı beşeriye varsa, onlara öncelikle meşruiyet kazandırmıştır...

Başta insana sarhoşluk veren içkiler

Peşi sıra, zina, uyuşturucu ve fuhuş Hele hele faiz denilen yıkım, bunların ana kaynağı olarak, toplumsal dengeyi tar-ü mar etmiştir..

Nitekim, bu sayılan nesnelerin hiçbirisi yüce İslamın kıyısından kenarından geçemezken, ne yazık ki günümüzde bakıyoruz ki meşruiyet verilmiştir?

En hazin olanı da, bunları yapmayanlar eğitimsiz, cahil, gerizekalı olarak görülmeye çalışılmıştır..

Maalesef; ne kadar canavar ruhlu, maymun tıynetli insanlar varsa, bu tür haletleri onaylıyor ve piyasaya sunuyorlar.

Böylece devlet, ne idüğü belirsiz bazı anlayışların hegemonyasına geçiyor..

Hkimiyet onların tasallut ve ceberut dayatmalarına hizmet ediyor

Gerçekten Türkiye, karşı karşıya kaldığı belalı kaynakların var oluşuna müdahale edemiyor..

Toparlayamıyor

Pek tabi ki ekonomiksel olarak hiçbir alanda da ilerleme kaydedemiyor.

Hele hele ekonomiksel olsun, teknolojik bir hayat sistemi olsun, tümüyle her şeyden uzak!.

Ülke terör odaklarının çeşitlerinden tutun da, diğer kaos yaratan unsurların varlığına kadar?

Ki daha neler neler...

Ama tüm bunlara karşı bir babayiğit çıkıp Ben milletimin iradesini kullanıyorumSık sık siyaset dilinde adı geçen demokrasiye, memokrasiye inanmıyorum.. çünkü demokrasi denilen rezalet 31 Mart yerel seçimlerini ne hale düşürdü? Nasıl dayatmaya dayalı zorbalıklar yaşanıyor? Sandıklardaki hırsızlıklar, usulsüzlükler ve esassızlıklara artık dur denilmeli.. diyemiyor!

Devletin siyaset dili, bir türlü kendini böylesine zayıf iradeli politikalardan kurtaramıyor.

Başta anlatmaya çalıştığım gibi, Osmanlının çöküşe geçme hikayesi, Kanuni Sultan Süleymanın vefatından sonra başladı

Devlet sözcülüğünü ele geçiren, devlet sırrına muttali olan Yahudi asıllı Rukeslananın söz sahibi olmasından itibaren, devlet bir türlü kendini toparlayamadı

Hiçbir alanda da ne yazık ki ilerleme kaydedemedi!?..

O tarihten günümüze kadar kirli bir çark ve şablon oluşturuldu..

Devleti yönetenler ne kadar iyi niyetli oldularsa da, kurulan dış orijinli şablonların dışına çıkamadılar

Onun için ülkenin bölünmez bütünlüğü, milletin birlik ve beraberliği, her ne kadar İslam inancına dayalı olarak devam etmeye çalışıyorsa da, fakat müesses nizam, yani mevcut, kokuşmuş sistem, geçit vermiyor.

* * *

İşte bakınız 31 Marttaki seçimlerin ne idüğü belirsiz dayatmalar yüzünden YSK bir türlü altından çıkamıyor.

Zira Cumhurbaşkanının dediği gibi Tarihi CHPnin kasıtlı ve ideolojik hileleri ne yazık ki günümüzde seçim sandıklarına da yansımıştır.

Özellikle İstanbulda ve diğer bazı illerde...

Peki, bu nasıl oluyor?

Kimse buna çare bulamıyor.

Her zaman vicdanlarına dayanarak ve danışarak yazılan eserler, CHPnin kimliğini ortaya koydukları halde, rejim Kemalist bir rejim olma hasebiyle CHPnin tüm pisliklerini kapatıyor?

Salt çoğunlukla iktidara gelen muhafazakr partilerin de her dönem önünü kapatıyor.

Ama diyeceksiniz ki muhafazakr dediğiniz partiler hangisi?

En güvenilir Demokrat Partiden tutun da, son olarak AK Partiye kadar.

Partilerin bünyesine sızdırılmış, ne idüğü belirsiz, kötü niyetli, nice piyon devşirmeler, partileri ele geçiriyor, söz sahibi oluyor ve parti liderlerini kendine rahatlıkla dinletiyor ve bildiğini okuyorlar.

Hal-i lem meydanda.

Bu sayfada her şeyi her zaman dile getirecek şansa da sahip değiliz.

Allaha ısmarladık demekten başka bir şey diyemiyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle...