KUR’AN, MU’CİZAT-I AHMEDİYE’NİN HAZİNESİDİR!? (II)
Eklenme: 1/26/2024 12:00:00 AM

Sevgili okurlar

Bu minvaldeki sohbet serimiz devam ediyor. Bir önceki sohbette haykırarak ifade ettiğim gibi; Kuran-ı Kerim tüm müştemilatıyla, Hz. Muhammed (S.A.V)in kalbi üzerine vahiy olarak inmiştir.. .Ayetler ve hükümler bir bütünlük içerisinde; Allah Telnın kelamıdır... Tek bir harf bile, değiştirilemez, sorgulanamaz.. çünkü yeknuyla tüm beşeriyetin hidayet kaynağıdır! Bir kişiye, bir zümreye ait değildir! Onu bilen, tanıyan, itaat eden, iman etmiş beşeriyetin yaşam hazinesidir

***

Ki, dil, ırk, renk ve coğrafya gözetilmeksizin yer yüzünde nefes alan beşeriyetin her ferdi, ona inanması, iman etmesi ve onunla bütünlük sağlaması gerekir! Bu büyük bir sorumluluktur... Onu tanımayan bir beşeriyet varsa ki hal-i hazırda vardır O da küfür dünyasıdır Keferetül fecerelerdir İman ve inanç noktasında, pusulasını kaybedenlerdir İnsani, vicdani, rahmani duygu sahibi olmayandır... Ki onlar da yeryüzünün vahşi yaratıklarıdır!

***

Her ne kadar küfür dünyası bunu bu şekilde kabul etmiyorsa da hakikat ortadadır Kaldı ki bilimsel olarak da ifade etmek gerekirse iki kere iki dört edercesine küfür dünyasının zalimliği ve vahşiliği katidir ve kesindir

***

Zira Kuran, tevhid-i ilahiyenin bir şarıh-i azamıdır (en güzel açıklayan büyük bir kitaptır.) Eğer Allahı tanımak ve Hz. Muhammed (S.A.V)i tanıyıp da yolundan gitmek isteniyorsa ki isteniyor. O yol mutlaka Kurandan geçiyor. Demek ki Kuranı okumak lazım, bilmek lazım, tefsirlerini araştırmak lazım Ayet ayet Kuran ne diyorsa onun dediğini yapmak gerekir. İslam ümmetinin güçlü bir ümmet olma yolu da buradan geçiyor

***

Kuranı sadece lafızdan ibaret okuyup da sevap kazanıyorum demekle yetmiyor Ben Kuran okudum, üç aylarda bilmem kaç hatim indirdim, Ramazanda kaç tane hatim indirdim demekle olmaz. Onunla bütünleşmek gerekir... En önemlisi de Kuranın ne söylediğini ve ne için indiğini insanlara bildirmek gerekiyor. İnsanların onu öğrenmesi ve uyması, onun yolunda yürümesi lazım

***

Kuran-ı Kerim, salt ölüler için inmemiştir. Kuran-ı Kerim, Ramazan aylarında hatim indirmek için de inmemiştir. Elbette ki okunur, tekrar edilir, dinlenir, sevap kazanılır, ama Kuranın ne söylediğini öğrenmek gerektiği gibi onu yol rehberi olarak görmek ve yaşamak gerekir

***

Kuranın ismi zikirdir, Kuranı okumak Allahı hatırlamak demektir, Hz. Muhammed (S.A.V)in yoluna girmek demektir. Onun için onu anlamak, öğrenmek, yaşamak gerekir

Bir önemli nokta da yalnızca metniyle iktifa etmek, bize göre İslam dünyasının yanlış bir anlayışıdır. Kuranın sayısızca tefsirleri vardır.

***

Sevgili okurlar

Günümüzdeki en büyük ve kapsayıcı Kuran-ı Kerim tefsiri hiç kuşkusuz ki Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin hazırladığı Risale-i Nur Külliyatıdır... Kuran-ı Kerimin ayetlerinin ne söylediğini, günümüzün gereksinimleriyle birlikte anlatan bir kitab-ı mübindir, mucize-i ilahiyedir. İslamiyete giren her toplumun Adan Zye kadar Kuranı okuyup manasını öğrenip çocuklarını da aynı şekilde yetiştirmesi gerekir.

***

Hiçbir şekilde Kuran-ı Kerimi, Kuranı al, süslü güzel kılıflara koy, sonra da duvara as manasında görmememiz gerektiği gibi, böyle bir tavır içerisinde de olmamamız lazım! Kurana sımsıkı sarılmak gerekiyor. Kuranın içindeki hükümler ne ise toplum günlük hayat akışlarını o hükümlere endekslemesi lazım... Yaşamını ona göre dizayn etmesi gerekir Aksi takdirde her şey boşunadır.

***

İki gün önce buradan aktarmıştım, Üstad Bediüzzaman Hazretlerine ait sözleri... Ne diyor çağın allamesi! Diyor ki;

Elde Kurn gibi bir mucize-i bki varken,

Başka burhan (delil) aramak aklıma zid görünür.

Elde Kurn gibi bir burhan-ı hakikat (hakiki bir delil) varken,

Münkirleri ilzam için (inkrcıları susturmak için) gönlüme sıklet mi (ağırlık mı) gelir?

***

El hak... Kinatı anlatan, kinattaki tüm varlıkların Allahın yönetimi altında olduğunu ve yaradılış itibariyle Allahın hazinesinden geçmiş olduğu inkr edilemeyecek bir gerçektir.

Kuran insanlığın hayatıdır. İlk indirildiği günden ta kıyamete kadar Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed (S.A.V)in Peygamberliği altında cemaatleri, insanları etrafına toplayıp ders veren ilahi bir mucize olmuştur ve payidardır

***

Bu itibarla Kurandan ayrılmamamız gerekir... Okumamız ve de okutmamız gerekir. İlmiyle, direktifiyle, talimatıyla yaşamamız lazım Kuranın içinde ne gibi emir ve hükümler varsa onları tanıyıp bilmek, günlük hayat akışlarına endekslemek lazım Millet de Müslüman bir millet olarak ona uymak zorundadır.

***

İslam ülkelerindeki yönetimlerin Kuranın hükümlerini icra etmesi lazım. İcra etmedikleri takdirde Kurana sırtını dönmüş demektirler... Kendi milletini aldatıyor demektir Ne diyoruz; Kuran orta yerdedir. İnsanlığı insan yapan bir simgedir, ilahi bir gerçektir. Manalar dolusu ilahi hükümler içeren bir kitaptır.

***

Dolayısıyla Kurana sarılmadan Ben Müslümanım demek hiç kfi gelmez.

Zira Kuran diyor ki;

Vatesim bihabli(A)llhi ceman vel teferrak

Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.

***

Allahın kopmaz ipi Kurandır

Kuranın ayetleri ve hükümleridir kopmaz ip.

Bu millet nasıl yaşıyorsa, nasıl inanıyorsa, nasıl uyuyorsa hal-i lem ortada görünmektedir.

Onun için de Kurandan uzak durduğumuz müddetçe, onun hükümlerine sırt çevirdiğimiz sürece iki yakamızı bir araya getiremeyiz... Bunun idrakinde ve bilincinde olmamız gerekiyor...

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar

Failed to load the video