MELHEME-İ KÜBRA = MEHDİ İLE DECCAL’İN SAVAŞI..!? (II)
Eklenme: 10/21/2019 12:00:00 AM

Evet sevgili okurlar!

Bir önceki yazımız olan Melheme i Kübra = Mehdi İle Deccalin Savaşı başlıklı yazımızın devamı olarak bugün de Bediüzzaman hazretlerinin kaleminden çıkan 5inci şuanın 14üncü meselesini sizinle paylaşmak istiyorum...

5inci Şua 14üncü mesele aynen şöyle diyor:

Rivayette var ki: Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tbi olurlar..

Allahu alem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusyadan çıkmıştır. çünkü her hükmetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist Komitesinin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan Troçki namında dehşetli bir adamı, Rusyanın başkumandanlığına getirilir...

Terbiyegerdeleri (Yahudilerin YETİŞTİRDİKLERİ) olan meşhur Leninden sonra Rus hükmetinin başına geçirerek Rusyanın başını patlatıp böylelikle, bin senelik mahsultını yaktırdılar..

Büyük Deccalın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükmetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar..

***

Onbeşinci Mesele:

Yecüc ve Mecüc hdisatının icmali Kuranda olduğu gibi, rivayette bir kısım tafsilt var. Ve o tafsilt ise, Kuranın muhkematından olan icmali gibi muhkem değil, belki bir derece müteşabih sayılır. Onlar tevil isterler. Belki rvilerin içtihadları karışmasıyla tabir isterler. Evet La yalemu gaybe illallah (Allahtan başka gaybı kimse bilemez.)

Bunun bir tevili şudur ki: Kuranın lisan-ı semavsinde Yecüc ve Mecüc namı verilen Mançur ve Moğol kableleri, eski zamanda çin-i Maçinden bir kısım başka kableleri beraber alarak kaç defa Asya ve Avrupayı herc ü merc ettikleri gibi, gelecek zamanlarda dahi dünyayı zr ü zeber edeceklerine işaret ve kinayedir. Hatt şimdi de komünistlik içindeki anarşistin ehemmiyetli efradı onlardandır.

Evet, ihtill-i Fransavde hürriyetperverlik tohumuyla ve aşılamasıyla sosyalistlik türedi, tevellüd etti. Ve sosyalistlik ise bir kısım mukaddesatı tahrib ettiğinden, aşıladığı fikir bilhere bolşevikliğe inkılab etti. Ve bolşeviklik dahi çok mukaddesat-ı ahlkiye ve kalbiye ve insaniyeyi bozduğundan, elbette ektikleri tohumlar hiçbir kayıd ve hürmet tanımayan anarşistlik mahsulünü verecek. çünki kalb-i insanden hürmet ve merhamet çıksa; akıl ve zekvet, o insanları gayet dehşetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir, daha siyasetle idare edilmez. Ve anarşistlik fikrinin tam yeri ise; hem mazlum kalabalıklı, hem medeniyette ve hkimiyette geri kalan çapulcu kableler olacak. Ve o şeraite muvafık insanlar ise, çin-i Maçinde kırk günlük bir mesafede yapılan ve acaib-i seba-i lemden birisi bulunan Sedd-i çinnin binasına sebebiyet veren Mançur ve Moğol ve bir kısım Kırgız kableleridir ki, Kuranın mücmel haberini tefsir eden Zt-ı Ahmediye (Aleyhissaltü Vesselm) mucizane ve muhakkikane haber vermiş.

***

Onaltıncı Mesele:

Rivayette var ki: -İsa Aleyhisselm Deccalı öldürdüğü münasebetiyle- Deccalın fevkalde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu gösterir.

Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselmı nur-u iman ile tanıyan ve tbi olan cemaat-ı ruhaniye-i mücahidnin kemmiyeti, Deccalın mektebce ve askerce ilm ve madd ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir.

***

Onyedinci Mesele:

Rivayette var ki: Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve hrikulde bir eşeği vardır.

Allahu alem, bu rivayetler tamamen sahih olmak şartıyla tevilleri şudur:

Bu rivayetler mucizane haber verir ki, Deccal zamanında vasıta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki, bir hdise bir günde umum dünyada işitilecek. Radyo ile bağırır, şark garb işitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam kırk günde dünyayı devredecek ve yedi kıtasını ve yetmiş hükmetini görecek ve gezecek. diye zuhurundan on asır evvel telgraf, telefon, radyo, şimendifer, tayyareden mucizane haber verir.

Hem Deccal, deccallık haysiyetiyle değil, belki gayet müstebid bir kral sıfatıyla işitilir. Ve gezmesi de her yeri istila etmek için değil, belki fitneyi uyandırmak ve insanları baştan çıkarmak içindir. Ve bindiği merkebi ve himarı ise; ya şimendiferdir ki bir kulağı ve bir başı cehennem gibi ateş ocağı, diğer kulağı yalancı cennet gibi güzelce tezyin ve tefriş edilmiş. Düşmanlarını ateşli başına, dostlarını ziyafetli başına gönderir. Veyahut onun eşeği, merkebi; dehşetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut...... (sükt lzım!)

***

Onsekizinci Mesele:

Rivayette var ki:

Ümmetim istikametle gitse, ona bir gün var.

Yani Fiyev mu kane miktaruhu el feseneti-nöyle bir gün gelir ki bir günü bin yıl manasını taşıyan yetinin sırrıyla bin sene hkimane ve mükemmel yaşayacak. Eğer istikamette gitmezse, ona yarım gün var. Yani ancak beşyüz sene kadar hkimiyeti ve galibiyeti muhafaza eder.

Allahu alem, bu rivayet kıyametten haber vermek değil; belki İslmiyetin galibane hkimiyetinden ve hilafetin saltanatından bahseder ki, ayn-ı hakikat ve bir mucize-i gaybiye olarak aynen öyle çıkmış.

çünki Hilafet-i Abbasiyenin hirinde, onun ehl-i siyaseti istikameti kaybettiği için, beşyüz sene kadar yaşamış. Fakat ümmetin heyet-i mecmuası ise istikameti kaybetmediğinden Hilafet-i Osmaniye imdada gelip binüçyüz sene kadar hkimiyeti devam ettirmiş. Sonra Osmanlı siyasiyyunları dahi istikameti muhafaza edemediğinden, o da ancak (hilafetle) beşyüz sene yaşayabilmiş.

Bu hadsin mucizane ihbarını, Hilafet-i Osmaniye kendi vefatıyla tasdik etmiş. Bu hadsi başka risalelerde dahi bahsettiğimizden burada kısa kesiyoruz...

En derin sevgi ve saygılarımla..

Sevgili okurlar, bu yazı serimiz devam edecek