MORALİMİZİ DAİMA YÜKSEK TUTALIM..!?
Eklenme: 10/14/2019 12:00:00 AM

Evet sevgili okurlar!

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, kahraman Mehmetçiklerimiz, eratından generallerine kadar öyle inanıyoruz ki çok büyük bir moral motivasyonu içerisindedirler..

çünkü büyük bir başarıyla, ilerliyorlar?

Zaten gereken de; moral üstünlüğüdür..

Nitekim, milletimiz de ordusunu, silahlı kuvvetlerini, vatan evlatlarını canla başla destekliyor..

Dimdik ayakta alkışlıyor..

Allahın inayeti üzerlerinde olsun diyor

Allah yürü ya kulum dualarını hiç kimse ama hiç kimse, onlardan esirgemiyor

Bize göre; bu harekat yerli yerinde bir harekattır

Her zaman söylediğimiz gibi geç bile kalınmıştır...

Geçmişe yönelik elimizden alınmış müttesep haklarımız inşallah ümitvarız ki; bu harekatla geri alınacaktır.

Başkomutan Recep Tayyip Erdoğanın dirayet ve direktifleri altında, asrın zaferi olarak gerçekleşecektir...

Tarihe, şanla, şerefle kazanılan en büyük zafer olarak, yazılacaktır?

***

Başta dürüst olmayan sahtekar sözde müttefik olmak üzere...

Hele hele şu alemi İslam denilen Ortadoğu, Ceziretül Araptaki o piyon Arap Birliği başkanları...

Bu harekat, onların alayına topyekün, ders-i ibret tokadı olarak inecektir..

İşledikleri haltlar bu harekatın sayesinde, kep düştü, kel göründü misali, gerçek yüzleri ortaya çıktı..

Yani kendilerini ele verdiler.

Ey Arap Birliği başkanları sizler kimin yanındasın gibi silsile misali sorulara maruz kalmıyor değiller?

Şu İrana bi bakın.

Şu Suudi Arabistana bi bakın.

Sözde iki düşman kardeş(!)..

Yıllar yıllı Sünni ve Şii mezheplerinin sözde temsilcileri olarak, bir türlü birbirleriyle imtizaç etmediler..

Ki sözde iki devlet diyorum onlara...

Daha on, on beş yıl önceydi...

Mekke sokaklarında İranlılarla, Suudi Askerleri çarpıştı...

Sanırım, İranda o dönemde, Humeyni iktidardaydı..

Dile kolay; 400 500 İranlı hacı, Suudi Askerleri tarafından vurularak, öldürüldü..

Ve ondan sonra bu iki kardeş devlet ve millet(!) tam manasıyla kanlı bıçaklı birbirine meydan okudular... Ki hala da okumaya devam ediyorlar.

Nitekim Yemenin hali ortada.

İran bir yandan yalandan, uydurmadan Yemeni destekliyorum diyor.

Öbür yandan, Suudi Arabistan da diyor ki Madem İran Yemeni destekliyor, ben de Yemeni vuruyorum..

Böylece, Emperyalizmin kuklası olan, Suudi Arabistan sözde kendine haklılık payı çıkarıyor...

O kadar acımasızca şeytani planlar kurgulanıyor ki, Yemen bugün kan-revan içerisinde...

Ve ne acı tablodur ki, İslam dünyası da seyrediyor..

Gelen bilgilere göre; şuana kadar 90 bine yakın Yemenli masum çocuk, Suudi Arabistan yönetimi tarafından katledilmiş..

Suudi Arabistan, o masum bebelerin kanını üzerinden nasıl temizleyecek?

Ya İran.. O da arkada durup diş biliyor

Yalan, mekir ve hileyle olup-bitene çanak tutuyor!.

Sadece iki piyon devletçik arasında ezilip yok olan bir Yemenin varlığı söz konusu...

Onlar için; mühim olan Yemen yok olsun...

Hem İrana hem Suudi Arabistana; Yemeni yem yapmak, yenilir yutulur kolay bir lokma haline getirmektir tek gayeleri!..

Tüm bunlara rağmen, hala da İslam dünyası bir türlü aklını başına almış değil

Hakikatlere karşı, kafasını kumdan çıkarmıyor...

Dost kimdir düşman kimdir?

Kim kimlerin yanında, sorgulamasını yapmıyor şu İslam dünyası.

***

Bakınız, Türkiyeye karşı takındıkları tavra?...

Türkiye, kendi hudutlarını koruma altına almak maksadıyla Suriyeye PKK terör örgütüyle mücadele etmek, savaşmak adına Barış Pınarı Harekatı başlattı, van senmisin başlatan?

İçlerine sindiremiyorlar..

İki yüzlü bir karakter çiziyorlar..

Der demez insan sormak istiyor...

Ey İran, hani siz de diyordunuz; PKK terör örgütüdür?..

PJAK, PKKnın bir koludur diye?

Bugün ne oldu da birdenbire Türkiyeye karşı, tavır takınmaya başladınız?..

Şimdi, PKK, ya da PJAK sana göre terör örgütü değil mi?...

Bu tavrın var ya; senin de tarihi kimliğini ve garezını ortaya çıkardı..

Mısır zaten belli.

Şu Mahmut Abbas denilen megalomanyak maymun suretli insane ne demeli?!

24 saat sarhoş ve uçkurcu bir insan

O da, gerçek kimliğini ele verdi.

Her ne kadar Filistin lideri olarak kendini gösteriyorsa da esasında, İsrail tarafından atanmış bir piyondur?..

Ruhu karakterinde sahtekarlık vardı...

Yani cahilin önde gideni?

***

Velhasıl ne dersek diyelim, kim bize karşı, nasıl diş biliyorsa bilesin, kesinlikle hak tecelli edecektir ve etmiştir

1909dan 1923lere kadar; bize yaşatılanlar unutulmaz!

Bizden, yani Osmanlıdan alınan o İslam ülkelerinin kıymetli, zengin coğrafyası, nasıl bölük pörçük edilip büyük emperyalist ülkelere peşkeş edildiği, unutulmazdır

Bizler için, hiçbir şekilde yenilir yutulur bir olayda değildir...

İçimize de sindiremeyiz!...

Gerçekten geçmişe yönelik ne boş insanlar, ne bayat kafalılar bu memleketi yönetmeye çalışmışlar?...

Kendini nice nice kurtarıcı kahraman olarak göstermişlerse de ama tarih bize şu gerçeği gösteriyor ki; üç milyon kilometrekarelik zengin bir coğrafyaya sahip olan Osmanlı, ne oldu da 1923lerde o büyük coğrafya 780 bin kilometrekareye indirildi..

Nasıl küçüldü, kim sebep oldu?

Lozanda bağlanan sözleşmede Misak-ı Milli hudutları olarak adlandırılan bu coğrafya, kimler kimin nam-ı hesabına, bölüp pörçük etti...

Kimler, Lozan Antlaşmasına, Lozan Zaferi dedi ve demeye devam ediyor?

O anlaşmanın altına imza atan; İsmet İnönü...

Ne hazindir ki, tarihe de muzaffer komutan olarak geçti...

Ama artık o devran bitti; Türkiye, Allahın izniyle uyandı ve kendini toparlamaktadır...

Osmanlıdan alınan 3 milyon kilometrekarelik alan, yeniden peyderpey Osmanlının torunları olan Müslüman Türkiyeye iade edileceğine inanıyoruz.

Zira devletin başında dirayetli imanlı bir reis vardır...

Onun mahiyetinde de bugünkü Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman Mehmetçikleri vardır.

Bu itibarla inanıyoruz ki; 1071lerdeki Selçukluların büyük bir azınlık içerisinde Doğu Roma İmparatorluğunun iki yüz binlik bir askeri gücünü yenerek İslama teslim olma başarısı ne ise...

Ertuğrul Gazilerin, Osman Gazilerin, I. Muratların, Fatihlerin, Yavuzların milli mücadeledeki kahraman mücahit imanlı Anadolu insanlarının o kahramanlıkları ne ise

Bugünkü harekatta, o kahramanlıkların zaferi gibi, zaferle sonuçlanacaktır...

İnşallah tarih boyu, hep bu zaferler devam edecektir...

Aynı o inanç, dün ne idiyse, bugünkü Mehmetçiğe de o inanç sirayet edecektir..

Mehmetçik inşallah geçmişteki ecdad kahramanlıklarını, bir kez daha kendisi yaşatacaktır.

İnanıyorum ki beklenen Şamın ve Kudüsün fethi Müslüman Türkiyenin eliyle olacaktır.

Rivayetlerde varittir; Hz. İsa, Şama inip, Hz. Mehdi ile birleşerek emperyalist Deccaliyetin karanlık küfrünü yenecektir..

Ümit ediyoruz ki Türkiyenin imanlı Mehmetçik güçleriyle, bu ikmale gelecektir...

En derin saygı ve sevgilerimle