OSMANLICILIK, TÜRKÇÜLÜK VE KEMALİZM!?
Eklenme: 5/16/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Yıllardan beri bu köşede çok önemli, önemli olduğu kadar da düşündürcü

Bu minvalde; konuları kaleme alıyoruz.

Gayemiz; kamuoyunu, yani tüm halkımızı bilgilendirmek, tarihi gerçekleri ortaya koymak, yaşanmış olan olumsuzluklara karşı da uyarmak!.

Ta ki insanımızı, hatta tüm ümmeti nerdeyse yüz-yüz elli yıldan beri gaflete düşmüş olduğu halden çıkarıp uyarmak..

Kirli bilgileri, yalan söyleyen tarihin edepsizliğini, morfinleştirerek gaflet uykusuna daldıran unsurları deşifre edip, sizlerle paylaşmak!...

Ve halkımızın yeniden kendine gelip, yepyeni ter- taze bir Türkiyenin oluşumuna katkı sunmak...

Özellikle milletimizin ve tabi ki devlet yönetimini elinde tutunların, arkasına dönüp, yakın tarihimizi irdeleyip gözden geçirmesini sağlayabilme çabasıdır.

Cihanşümul bir devlet olan Devlet-i liye-yi Osmaniyeyi yıkıp virane eden ve Hilafet-i İslamiyeyi ilga edip İslam ümmetini bölük pörçük hale getiren unsurların neler olduğunu...

Pek tabi ki, kimlerin, kimlerin nam-ı hesabına faaliyet gösterdiğini, hangi dış güçlerle bağlantılarının bulunduğunu deşifre edip siz değerli okurlarımızla paylaşmak...

çabamız, tüm insanlığa tarihi gerçekleri sunabilmektir..

Özellikle yıllardan beridir devletimizi yöneten değerli devlet büyüklerine de, bu gerçekleri arz-ı hal durumunda sunmaktaktır

Ki, bundan sonra da tüm ciddiyetiyle bu tarihi gerçekleri Devleti yönetenlere, sunmaya devam edeceğiz...

çünkü, çıktığımız bu yolda ana ilkemiz hep şu olmuştur; hakikatin yanında; küfrün ve yalanın karşısında olmaktır...

* * *

Evet sevgili okurlar...

Bugün, mübarek Ramazan-ı Şerifin 18. Gününü geride bırakıyoruz..

Geriye, 12 gün kaldı...

Duamız odur ki, Ramazan-ı Şerifin son 10 günün içinde yer alan Kadir Gecesine ulaşmayı Allah hepimize nasip eylesin.

Ve o gecede herkesin huzur-i ilahiye elini uzatıp, gecesini ibadetle, gündüzünü de Ramazan-ı Şerifin bereketiyle geçirmeyi Allah- Tel hepimize nasip eylesin.

Antrparantez olarak diyelim; birkaç aydan beri Cenab-ı Allahın insanlığa bir ders-i ibret olsun diye vermiş olduğu bu korona virüs belasını da bir an evvel defedip, tüm ümmeti ve tüm insanlığı bundan muhafaza eylesin.

Doğrusu bizi en çok tedirgin ve rahatsız eden durum, bu virüs belasının, camilerimizi bize kapattırabilmesi, bizi Cumasız, Cemaatsiz, Teravihsiz bırakmasıdır...

Nitekim, kocaman Kabe-i Muazzamayı, Medine-i Münevvereyi büyük bir sessizliğe gömdü.

Bizim burada temennimiz, istek ve arzularımız, özellikle ümmetimiz, özellikle Türkiyemiz bu mübarek ayda bu kirli vebanın şerrinden, Allah-ü Teala korusun..

Duamız odur ki..

Bu hal, insanlığı sahil-i selamete götüren yeni bir uyanışa, yeni bir dirilişe, yeni bir direnişe doğru götürmeye vesile olsun, bizlere nasip eylesin..

* * *

Sevgili dostlar.

Yazımıza başlık olarak kullandığımız OSMANLICILIK, TÜRKçÜLÜK VE KEMALİZM!? ifadesinin ana hedefine gelirsek...

Yazımızın ana çizgisi, gerçek tarihin anlatımı olacaktır...

Son 100-150 yıl içerisinde, ülkemizin ve ümmet olarak yaşadıklarımız ve yaşatılanlar nelerdir?

Allahın izniyle, nasip olursa yakın tarihimizin tüm ana gerçeklerini ve içimize sokulan kirli ideolojileri ve onları meydana getiren temel unsurları, seri şekilde, imkanlar ölçüsünde sizlere aktaracağım..

çünkü, yalan söyleyen tarihi deşifre etmek, bizim görevimizdir...

Tabi yasaların, meşru zeminin ve imkanların el verdiği kadarıyla, tarihi vesikalara dayanarak, geçmişi gözler önüne serip, sizlerle paylaşmak istiyorum...

Onun için de, bizi takip etmeye devam edin diyorum...

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Birkaç hafta önce gerek televizyon sohbetimizde, gerek Günün Yorumu köşesinde Osmanlının ve Türk halkının nasıl arkadan vurulduğunu, nasıl hıyanet şebekelerinin bir araya gelip, büyük, kirli ittifak içerisinde, hareket ettiklerini anlatmaya çalışmıştım...

Özellikle, İttihat Terakki Partisinin kurulmasıyla kendine meşruiyet verip, Osmanlıyı I. Dünya Savaşına sokan, Osmanlıyı yok etme girişiminde bulunanların, kimler olduğunu, başrolde kimlerin bulunduğunu bugün için bu sütunlarda, birini sizinle paylaşmak istiyorum.

O kişi; Moiz Kohen..

Moiz Kohen, nam-ı diğeri yani takma künyesi Munis Tekinalp veya Musa Tekinalptir..

İsminden de, kod isimlerinden de, anlaşılıyor kim ve kimin adamı olduğu?..

Pek kim bu adam diyerek konuya girelim?

Öncelikle, gerçek kimliğini özetleyelim...

Yunanistan Serezde doğdu. Asıl adı Moiz Kohendir (Cohen). Tekin Alp, Munis Tekinalp, Musa Tekinalp adlarını kullanmıştır. Babası İzhak Kohen bir hahamdı.

Öğrenim hayatına Serezde başladı.

Daha sonra Selnikte Alliance Isralite Universellee ve Yahudi okuluna aynı zamanda devam etti. Aralık 1907de Selnikte Ecole Imperiale de Droitda okudu, ardından İstanbulda hukuk tahsil etti.

Meslek hayatına Selnikte mezun olduğu Yahudi Öğretmen Okulunda kısa bir süre hocalık yaparak başladı. Yabancı ticaret firmalarında ve Selnik Ticaret Kulübünde ktiplik ve muhasebecilik yaptı.

1905te sonradan Yeni Asır ismini alacak olan Asır gazetesinde sosyal ve ekonomik konulara dair yazılar yazdı. Gazeteciliği sırasında Mithat Şükrü, Ömer Naci, İsmail Canbolat, Ali Canip (Yöntem) ve Aka Gündüz gibi kişilerle dostluk kurdu. Gazeteciliğin yanı sıra serbest avukatlık yaptı. 1905te İttihat ve Terakk Cemiyetine üye oldu.

Osmanlıcılık, Türkçülük ve Kemalizm alanlarında fikr siyas çalışmalar yapan Tekinalp, 1908den itibaren İttihat ve Terakknin resm yayın organı olan İttihad ve Terakk gazetesinde yazmaya başlamış, Msevlerin iyi birer Osmanlı vatandaşı olmaları gerektiğini söylemiştir.

Dile özel önem vererek Türkçenin azınlıklar arasında yayılması için Tamm-i Lisn-ı Osmn Cemiyetini kurmuş, 1909 yılında IX. Dünya Siyonist Kongresine Selnik delegesi sıfatıyla katılarak burada kendini bir Osmanlı vatandaşı olarak tanıtmış, siyonistlerin ana hedefi olan Filistin ve çevresinde ayrı bir Yahudi devleti kurmalarına karşı çıkmıştır.

Osmanlıcılık sahasındaki faaliyetlerini Selnik Yahudilerinin resm temsilcisi durumunda olan, entegrasyon yanlısı anti-siyonist bir tutuma sahip Yakın Dostlar Kulübü çatısı altında yürütmüş, bu kulübün bünyesinde 1910da Osmanlılaşma Cemiyetinin kurulmasına öncülük etmiştir.

Evet sevgili okurlar..

Bugünlük bu kadar diyoruz..

Ancak, OSMANLICILIK, TÜRKçÜLÜK VE KEMALİZM!? başlıklı yazı serimizin muhtevasını, önümüzdeki bir kaç gün içerisinde, daha bir detaylı olarak, tefrika şeklinde sizlere Allahın izniyle aktaracağım...

En derin duygularla selam ve saygılarımızla..