ŞİDDETİNİ GÖSTEREN KÜFÜR DÜNYASI!? (VIII)
Eklenme: 11/24/2023 12:00:00 AM

Sevgili okurlar.

Sohbet serimize devam ediyoruz.. Bugün sekizinci faslı icra edeceğiz.. Başlıktaki ifade, ülkemizin, coğrafyamızın ve tabi ki dünyada yaşanan ve yaşatılan hadiseleri özetlemeye yeter de artar..

***

Lafı evirmeye, çevirmeye gerek yok!.. Bugün küfür dünyası, İslam dünyasına karşı büyük ve vahşi bir acımasızlıkla, enva-i şiddeti gösteriyor, kumpası ve saldırıyı gerçekleştiriyor.? Kiminde siyasal, kiminde sosyal, kiminde fiili olarak, bunu yapıyor.. Acıma duygusu yok, merhamet etmiyor..

***

İşte İsrail.. Ve onun sırtını sıvazlayan ABD ile AB.. Fütursuzca, canice, dünyanın gözü önünde kadın, yaşlı, çocuk, bebek, sivil tanımadan, öldürüyor, katlediyor, soykırıma uğratıyor.. Havadan, karadan, denizden Gazze halkının üzerine bomba yağdırıyor.. Ki bu saldırılar, 50 güne dayandı..

***

Küfür dünyası azmış, ne hazindir ki yer küresindeki insanlıkta, milletler ve devlet süt dökmüş kedi misali, olup-biteni seyrediyor.. Hele ki, İslam dünyası.. Vahim bir nemelazımcılık içerisinde, korkaklık, pısırıklıkla yaşananlara bakıyor.. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zilletliği içerisindeler..

***

İşte bu hal-i perişanlıktır aslında İslam dünyasını sorgulayan ve sorgulatan?! Ne bu hal, nereye gidiyor, neden ketum, neden sinmişlik içerisinde Küfür Dünyasının şiddetine boyun eğiyor..!? Diyeceksiniz ki, o güce sahip mi?.. Ya da, küfür dünyasına karşı, kendini donatan, sosyal, siyasal, ekonomik ve savunma alanında, üstün olabilme gayretinde mi?.. Maalesef

***

çünkü, sağ elinde Kuran-ı Kerim, sol elinde ise teknolojinin en üstün projeleri olması gerekirken, yok!?. Ne Kuran var, ne de teknoloji var?.. Her iki eli de boş.. İşte bundan dolayıdır ki, İslam dünyasının söyledikleri havanda su dövmekten öteye gitmiyor.. Ruhsuz bir iskelet misali..

***

Demek ki, İslam dünyası üzerindeki ölü toprağını atmalıdır.. İçine düştüğü zillet çukurundan çıkmalıdır.. Kendini arındırmalı.. Dirilişe geçmelidir.. Yeniden yüce Kurana sarılmalıdır. Kuranın 6236 ayetiyle, yaşamını dizayn etmelidir.. Tozlu raflarda, tutmamalıdır?.. Sadece cumadan cumaya, ya da bir cenazede, Ramazan-ı Şerifte cüzler okumakla, kalınmamalı

***

Ne Kuran buna rıza gösterir, ne de Allah Tel bunu ibadet olarak sayar.. Kuran-ı Kerim, her daim her ortamda Müslümanların cihad ruhuna sahip olması gerektiğini ifade etmektedir.. Yüce Allahın emir ve yasakları da bu minvaldedir.. Ümmet olun, üstün olun.. Hiçbir şey lafızda kalmamalı

***

Allahın kullarına ilk emri oku.. Ama Allahın adıyla oku.. Onun için, Kuran-ı okuyacağız, okutacağız, onunla hayatımızı entegre edeceğiz.. Manasını da ruhi derinliklerimize enjekte edeceğiz.. Günlük yaşamın tüm faktörlerini, iman meşalesiyle aydınlatmamız gerekir.. Aksi takdirde, bedbaht hallerden kurtulamayız

***

Keyfe mayeşaya yer yoktur.. çünkü, o yüce kitab-ı mübin, tüm emir ve nehiyleriyle beraber, ibadet bölümleriyle dua bölümleriyle birlikte, arş-ı azamdan Hz. Cebrail vasıtasıyla Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)in kalbi üzerine vahiy olarak inmiştir.. Tebliğ emri ona verilmiştir.

Ya eyyuh-rraslu belliğ m unzile ileyke min rabbik(e)

Bakınız, Ayetin meali şöyle;

Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, Onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun.

***

İslam Peygamberi o tebliği yaptı.. Ki o tebliğle İslam dünyası yer yüzüne yayıldı.. Kıtalar üstüne kıtalara sahip oldu.. Peki bugün, o şiar, o iman ruhu, gücü ve zaferler silsilesi vaki mi ? Ne yazık ki yok.. çünkü İslam dünyasının rotası, Kuran-ı Kerimin yolunu göstermiyor.. Farklı bir mecrada, maddiyata tapmış, maneviyatı göz ardı etmiştir

***

Kaybımız da yenilgimiz de küfür dünyasının vesayet sahibi olması da bundandır.. Lafızla bir Müslümanlık vardır.. Ciddi bir ibadet, ciddi bir şekillendirme ve İslamın hükümlerini ciddi olarak uygulayan bir İslam dünyası yok.. Kendini böyle konumlandıran bir Müslümanlık anlayışı yok

***

Velhasıl.. Kuran-ı Kerim, ölüler üzerine okunmak için indirilmemiştir. Kuran-ı Kerim bir hüküm ve adalet kitabıdır. Bakınız, Maide suresinin 44, 45 ve 47. Ayetleri mealen şöyle emrediyor;

Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kfirlerin ta kendileridir.

Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.

Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler, fasıkların ta kendileridir.

***

İşte Kuran böyle uyarıyor bizleri. Yeter ki bizler hazırlıklı olalım. Ama ne yazık ki hazırlıklı değiliz.. Ne İslam dünyası, ne de müslümanlar bir hazırlık içerisinde değiller. Son 1.5 asırlık zaman dilimi; İslam dünyası için vahim bir gerileme dönemi olmuştur Kurandan uzaklaşan bir İslam dünyası ve halkı var?..

***

Oysa ki, Kurana sımsıkı sarılmamız lazım. Nitekim, l-i İmrn suresi 103. Ayeti bakınız bizi böyle uyarıyor;

Vatesim bihabli(A)llhi ceman vel teferrak

Hep birlikte Allahın ipine (Kurana) sımsıkı sarılın, parçalanıp bölünmeyin.

***

Ama bugün İslam dünyası bu ayetin tam tersini yaşıyor. Peki, nasıl oluyor da Ben Müslüman bir İslam dünyasıyım deyip övünülüyor? Oysaki Kuranı lafız ve manasıyla beraber beynimize, kalbimize, ruhi derinliklerimize yerleştirmemiz gerekir.

***

Yoksa bu yüce kitab-ı mübin, Allahın kelamı, sadece Ramazandan Ramazana okuyup ben hatim ettim, ölülerime teslim ettim diyerek yetinilemez. Kuranın lafzı mübarektir, nerede ne zaman okunursa rahmet yağar. Tabi yalnızca lafzıyla yetinmemek gerekiyor. Kendi kendimizi kandırmamalıyız.

***

Kuranın manasını, Kuranın emir ve yasaklarını içimizde uygulamak lazım, ruhi derinliklerimize yerleştirmemiz lazım. Aksi takdirde Kuran bize sahip çıkmaz. Ki Kuransız bir toplum derbeder olur. Ne gençliğinden fayda görür ne de mal mülkten. Allahın huzuruna eli boş gider

Allah korusun.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar..

Failed to load the video