SİYONİZM’İN VARLIĞI İSLAM DÜNYASINI ZAYIFLATIYOR!? (VI)
Eklenme: 1/15/2024 12:00:00 AM

Sevgili okurlar.

SİYONİZMİN VARLIĞI İSLAM DÜNYASINI ZAYIFLATIYOR başlığı altındaki yazı serimiz devam ediyor.

Zira gerçekleri haykıran bir başlıktır... Aynı zamanda İslamın ruhunu teşkil eden; kelime-i şahadetin davasıdır. O Kelime-i şahadet ki her Müslüman onu l-yı illiyinde (en yüceliklerde) tutması gerekir. İslam dünyası, sıradan Yahudi veyahut Hıristiyan karşıtı anlayışıyla iktifa etmemesi gerekiyor.

***

İslam daima yüceliklerde tutulması için, cihadı emrediyor. Yüce yaradandan gelen bu emr-i ilahi Kuranın farklı ayetlerinde, zikredilmektedir... İslam dünyasının bununla hemhal olması gerekir... Kendini derin gaflet uykularına kaptırmakla bir yere varamaz!

***

Bu emir, Kuranın Tevbe Suresi 41. Ayetinin hükmünde yer almaktadır

Ayet der ki;

Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin.

Eğer ki İslam dünyası bu hükmü arka plana atarsa, peşinen kendini gaflet ve dalalet çukuruna itmiş demektir Ne yazık ki bugünkü zaman dilimine baktığınızda, İslam dünyası cihadı terk-i diyar ettiği gibi, küfür dünyasına bir ölçüde biat edici hale gelmiştir

Ki bu hal de zillet hayatını yaşatmaktadır

Zira Kuran diyor ki;

Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.

***

İşte bu ayet-i kerimenin mefhumu muhalifi; üstün olmadığınıza göre demek ki mümin değilsiniz. Bunu çok dikkatli okumak lazım, iyi bir şekilde kendi yaşam biçimimize tatbik etmek lazım Bu ayet sıradan bir deyiş değil, Allahın kelamıdır. Nass-ı katidir, kesinlik kazanan ilahi bir hükümdür

***

İslam dünyasının Kurana tüm ciddiyetiyle sarılması gerekir. Sürekli tekrar ediyorum Kuran-ı Kerimi yalnızca temiz ve süslü bez kılıflara koyup duvara asmakla, İslam ümmeti bir yere varamaz... Ki Kuran hiçbir şekilde bunu hak etmiyor Sadece Ramazan aylarında okumak da yeterli değildir. Kuranın içindeki tüm hükümlerin fiilen sosyal hayata dökülmesi elzemdir ve kaçınılmaz olması gerekir

***

İnsanların günlük sosyal hayat akışlarında Kuranın hükümleri hükümran değilse, o insanlar ne mümindir ne de ümmet şiarına sahiptir... Kendi kendini Müslüman olarak gösteriyorsa da göstermeliktir, riyakarlıktır. çünkü İslam hükümlerine bağlı bir yaşam icra etmiyordur Ki kendini, küfürden kurtaramaz

***

Oysaki Kuranın hükümleri orta yerde Kuranı hak etmediği şeylerle karşı karşıya getirmek, insanı küfre götürür. Kuran bir adalet kitabıdır, hukuk kitabıdır, ibadet kitabıdır, marifet kitabıdır. Onu okurken, Yüce Yaradan Allah Tel ile konuşuyormuşsun gibidir Hele ki bazı hocalar Kuran okumayı kendine ticari kazanç haline getiriyorsa!

***

Bu tamamen, kaş yapayım derken göz çıkarmadır! Ki Kuran hiçbir şekilde ticari bir emtia haline getirilemez! Günahtır, vebali de ağırdır... Ne diyoruz? Müslümanlar kendi can ve malından, evladından daha ön planda Kuranı tanımalı, bilmeli, sahip çıkmalıdır. Eğer ki bunu yapmadığı müddetçe, o Müslüman, İslamın yolunda yürüyorum diyemez! Ben Müslümanım demeye de kimsenin hakkı olamaz!

***

Kuranın tüm hükümlerini günlük hayat akışımızda uygulamamız gerekiyor. Aksi takdirde boşa çabalamış oluruz. Herkesin çok büyük bir inançla Kuran-ı Kerime sımsıkı sarılması gerekir... Bakınız l-i İmran suresinin 103. Ayeti bize nasıl sesleniyor

Vatesim bihabli(A)llhi ceman vel teferrak

Hep birlikte Allahın ipine (Kurana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.

***

Evet bölünüp, parçalanmamamız için- Kuran-ı Kerimi bir bütün olarak, iliklerimize kadar yaşamamamız gerekir Kuranın ayetlerini, surelerini, cümlelerini lafızda tutmamak lazım... Aksi takdirde Kuranla ters düşer hale geliriz... İman etmiş sayılmamız için; illa ki Kuranın tüm hükümlerini hayatımıza fiilen uygulamamız gerekir

***

Hep ifade ediyorum... Cüzlerin okunması, hatimlerin devredilmesi ibadettir, sevaptır, güzeldir. Ki gelenek göreneklerimizden gelmiş bir alışkanlıktır bunlar! Ama, Kuranın hüküm ayetlerinin içeriğini icra etmek Müslümanlığın olmazsa olmazıdır. Kuranın hükümlerini toplumsal günlük hayat akışlarına yansıtmazsak, Kuranın lafzıyla yetinirsek, tozlu raflarda tutarsak, iman meşalesini tam yakmış olmayız! Kısık bir ışık olur

***

Bakınız, Kuran bir şeriat hükümlerinin silsilesidir. İslam dünyası günlük hayatına Kuranın hükümlerini yansıtması gerekiyor. Ama bugünkü sürece baktığımızda, heyhat diyoruz! Kuran neyi emrediyor, İslam dünyası neyle meşgul? Kuran neyi yasaklıyor, ben Müslümanım diyenler neleri yapıyor?.. Vaki mi, Kuranı gençliğimize, neslimize doğru dürüst öğretme gayretinin varlığı? Yok

***

Diyeceksin ki hiç olmazsa yeni yetişen gençlik Kuranı okusunlar, onun hükümlerine uysunlar Ama o da yok, gittikçe daha da geriliyoruz. çünkü, eğitim ve öğretim müfredatımız yekn şekilde; İslamla örtüşmüyor, dini değerleri önemsemiyor... İslam ülkesinde, din dersi, seçmeli ders mi olur? Nasıl bir çelişki, nasıl bir gaflet?

***

Sevgili okurlar

Kuran, İslam inancının düsturudur, yegne parolasıdır, yegne bayrağıdır. Kuran, 114 suresi 6236 ayetiyle orta yerdedir. Hz. Peygambere vahiy olarak inmiş insanlığı doğru yola davet eden ilahi bir çağrıdır... Her Müslüman, her İslam ülkesinin yönetimi; kılcal damarlarına kadar Kuranla hemhal olması lazım... Eğer o olmazsa Kuranı okumak sadece sevap sayılır. Ki bazı yerlerde de Kuranı hakkıyla okumadığınız zaman Kuran size tepki gösterir

Birçok Kuran okuyanları, Kuran lanetlemektedir

Buna çok dikkat etmemiz gerekir.

Kuranı sadece emtia olarak görmek, bazı hocaların yaptığı gibi para karşılığında hatim indirmek gibi şeylerin Kuranda yeri yoktur, hadiste de yeri yoktur, fıkıhta da yeri yoktur.

Bazı sahte hocaların bunu yanlış yönde kullanmaları sonucunda böyle alışıla gelmiş bir kültüre dönmüştür... O kültür de medeni bir kültür sayılmaz

O yüzden böyle anlayışlara yazıklar olsun demekten başka bir şey bulamıyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle

Failed to load the video