SOSYAL ÇÜRÜME ALANLARI OLDUKÇA GENİŞLİYOR!? (VI)
Eklenme: 1/11/2018 12:00:00 AM

SOSYAL çÜRÜME ALANLARI OLDUKçA GENİŞLİYOR!? (VI)

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre ülkemiz, gerek dış mihraklar tarafından, gerekse de iç hain satılmış ajanlar tarafından olsun, dar bir çerçeveye sıkıştırmak istendiği malumunuzdur

Ki tartışılmaz bir gerçektir

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın büyük bir aktiflik ve inanç gayretine dayanarak vermiş olduğu mücadeleyle, Allaha şükürler olsun ki; gizli, hileli, ülkeye ve millete suikast düzenleyen, mekir ve hilelerle dopdolu hiyanet çemberi oluşturan zihniyetleri bertaraf etmektedir

Kurdukları çemberi de kırmaktadır

Cumhurbaşkanımız, samimiyete ve ihlasa dayalı, iman ve izanla dopdolu mücadelesini her gün biraz daha güçlendirerek, büyük bir halk potansiyeliyle pekiştirmektedir...

Bu ümitle yola çıkarak diyoruz ki;

Unutmayalım ki bugün Türkiyemiz iyi ki Recep Tayyip Erdoğanın himayesi altında, yönetiliyor

Yoksa AK Partinin bünyesine sığdırılmış, hasbelkader yıllardan beri partinin kilit noktalarını ele geçirmek isteyen AK Partili değil, AKPli gruplarla bir adım yürünmezdi

İnşallah onlar da yavaş yavaş deşifre edilerek, atıl hale geleceklerdir

Partinin şeref ve haysiyeti üst düzeyde tutularak, bu çıkarcı gruplar bir bir tasfiye edilecektir

Ki edilmelidir..

Ve o inancı da taşıyoruz

Bu itibarla diyoruz ki;

Bir medya mensubu olarak, ilimizde ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafyasında, bazı kamu kurum ve kuruluşlarında yapıla gelen yanlış uygulamalar ne yazık ki, kamunun her kesimine sirayet etmektedir

Bu yüzdendir ki, bir çok kurum politize olmuştur

İdaresinde kötü patent söz konusudur

İşte bu hakikat ölçeğinde, bir haftadan beri yazı serimize başlık olarak kullandığımız SOSYAL çÜRÜME ALANLARI OLDUKçA GENİŞLİYOR ifadesi, boşuna değildir..

Ki boşuna da kullanmıyoruz.

Ve bunu da tespitli, gerçek kaynaklara dayanarak söylüyoruz.

Gerekirse her yerde, her anda parmağımızı basarak, noktalayarak, işte buyurun burası böyle diyebiliriz...

Nitekim yazılarımızda bahsediyoruz

Gerek DEDAŞ olsun

Gerek Diyanet İşleri Başkanlığı olsun

Özellikle ve öncelikle rant temini peşine düşen ve aynı zamanda yüce İslam dininin ibadet mekanizmalarını kendi çıkarı uğruna kötüye kullanarak, karalamaya çalışan hıyanet erbaplarına artık dur denmelidir

çağırımız şudur

Gerek, Cumhurbaşkanlığı..

Gerek Başbakanlık..

Ve gerekse de Diyanet İşleri Başkanlığı

Bu tür Hac ve Umre gibi kutsal ibadetleri, her işi rüşvet ve yolsuzlukla yapan, kirli işler organize eden, 3-5 zibidi ve bazıı Turizm şirketlerinin eline vermemelidir

Bu şirket ve kişiler mercek altına alınarak, sorgulanması ve soruşturulması gerekir

Dünkü sohbet köşemizde yazmış olduğumuz tespitlere binaen dipnot olarak bize okurlarımız tarafından şöyle bir mesaj geldi

Merhaba

Bahsettiğiniz Umre firmalarının komisyon olayını geçtiğimiz hafta içinde yaşadık.

Diyarbakırda yeni açılan bir Umre firması bir arkadaşımıza Umre için getirilecek kişi başına para teklif etmiş. Bu iş bu kadar mı ayağa düştü?...

Okurlarımız tarafından; tespitlerimizi teyit ve takviye mahiyetinde işte böylesi bir çok mesajlar gelmektedir

Aynı şekilde ızdıraplar, serzenişler dile getiriliyor.

Onun için hassasiyetle üzerinde durarak bunları yazıyoruz ve yazmaya da devam edeceğiz.

Hele bir önceki günkü yazımızda DEDAŞla ilgili anlattıklarımız

Tarım Destekleme Primlerine DEDAŞ tarafından çok cüzi bir alacak bile olsa vatandaşların parasına bloke konulması keyfiyeti

Bu zulme döndü

Vatandaşa parasını alıp borçlarını ödeme fırsatı bile sunulmadan; bankadaki hesabı bloke ediliyor..

Bloke konulan o para aylarca bekletiliyor

Vatandaş mağdur oluyor Ama, kar eden faiz müessesi olan bankalar...

Öbür yandan da DEDAŞ günü gününe vatandaşın gırtlağını tutuyor faiziyle parayı tahsil ediyor.

Ama vatandaş çaresiz bir şekilde kıvranıp duruyor

Beri yanda, iktidar, resmi ağızlar, bakan Ben vatandaşıma destekleme primlerini ödüyorum diyerek kamuoyuna bilgi veriliyor.

Travmadik bir durum

Bir önceki yazımızla ilgili, bir vatandaşımız şöyle bir yorum yazmış;

Sayın hocam DEDAŞ vb. gibi kurumların yaptığı bu hesaba bloke olayı Diyarbakırımızda da birçok esnafımızı zor durumda bırakıyor.

Gerçekten çok haklısınız.

1 lira alacak için 10 liraya bloke koyuyor.

Ne esnaf çalışabiliyor ne de kurum para alıyor.

Bu durumda tek karlı çıkan banka.

Banka o parayı işletiyor.

Öyle olacağına madem alsın 1 lirasını desin bu benim alacağımdır.

İnsanları niye mağdur ediyorlar?

Bu tür sorunların daha çok dile getirilmesi dileğiyle saygılar.

* * *

İşte değerli okurlar.

Her şeyi sizin değerlendirmenize ve yorumlarınıza bırakıyoruz.

Ama kesinlikle bunu da bilmeliyiz ki;

Devlet, her zaman için milletin hizmetinde olmalıdır.

Cumhurbaşkanı da zaman zaman konuşma platformunda bunu dile getiriyor.

Biz halkın efendisi değil, bilakis hizmetkrıyız.

Ki bu da inandığımız yüce İslam dininin ana prensipleri olarak bilinen bir ifadedir.

O ifadenin orijinal metni de aynen şudur;

Seyyidul kavmi hadimuhum.

Toplumun başı, toplumun hizmetkrıdır.

Yani devlet, eğer otoriter ve milli iradeyi omzuna taşımışsa, her halükarda, tüm uygulamalarında milletin hizmetinde olmalıdır.

Yoksa halka karşı sadece kuş bakışıyla bakıp da, görüntü vermekle bir yere varılmaz.

Devlet; ciddiyetine yakışır bir şekilde, vatandaşın beklentilerini yerine getirmesi gerekir.

Vatandaşı ümitsizliğe sürüklememesi gerekir.

Bu itibarla yukarıda ifade etmeye çalıştığımız şekilde vatandaş diyor ki;

Eğer kutsal Hac ve Umre görevleri üstleniliyorsa, başta Diyanet İşleri Başkanlığı onu orijinal bir şekilde İslama halel getirmeden, rantsız, menfaatsiz, çıkarsız, hilesiz ve lekesiz olarak gerçekleştirmelidir.

Bu minval üzere bu görev Diyanet İşleri Başkanlığına düşerken, ranta dayalı paravan olarak, o yüce İslam kutsallığını menfaat ve çıkar uğruna kullananlara imkan verilmemelidir

Keza DEDAŞ elektrik satarak halkın sırtından para kazanıyorsa, bu kadar acımasızca, vurdumduymazlıkla, yola çıkmaması lazım.

Her zaman devlet, vatandaştan alacağını kolayca alabiliyor.

İcra yolu var, adli merciler var, var oldukça var.

Tüm bunlara rağmen, bunlar hep geri plana itiliyor.

Ancak vatandaşın banka hesabında para varsa, hemen bloke konuluyor.

Oysaki alacak miktarı kadar bloke konsa, yine insan hadi neyse alacağı için bu yöntemi kullanıyor der.

Ama öyle değil.

1 milyon lira para vatandaşın banka hesabında bulunsa, alacak da 5 bin lira olsa, o beş bin liranın tahsili için o 1 milyon liralık paraya el konuluyor, haftalarca, aylarca çözüme gidilmiyor.

İşte bunun neresinde sosyal adalet vardır, neresinde istikamet ve dürüstlük vardır.

En derin saygı ve sevgilerimle