TİLKİ İLE YILAN KARDEŞLİĞİ ?!
Eklenme: 3/21/2018 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi; Türkiye Cumhuriyeti Devleti var gücüyle artık Afrindedir.

Gerçi Afrin deyince bize yabancı bir coğrafyayı hatırlatmıyor.

Yalnız Afrin değil; Suriyenin tümü

Halepi ile Şamı ile Haması ile Humusu ile

Yani tümüyle bu topraklar Osmanlının öz be öz hakimiyeti altındaydı

Coğrafyasıydı

Osmanlının toprak alanıydı.

Keza başta Kudüs olmak üzere, Beyrut, Kuzey Afrika, Mısır, Libya, Tunus ve Cezayirden ta Yemene kadar..

Tüm buralar, Memalik-i İslamiyeden olup Osmanlının elinden gasp edildi.

Keza Irak, Kuveyt, Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler dahil

Hepsi, İslamın malı olup cebren ve mekren hileli tuzaklar kurularak 1.Dünya savaşında elimizden gasp edildi..

İşte bugün, bu coğrafyanın geri alınması gerekiyor.

Gerekmesi de elzemdir.

Geleceğimizin olmasa olmazıdır.

Haçlı anlayışın gebermiş olan o zorbalığı artık gırtlaklarında kalmalıdır

Piyon, ajan kiralık bir Cumhuriyet Halk Partisi anlayışının Türkiyede varlığını yitirmesinin zamanı gelmiş hatta geçmiştir.

Zira millet uyandı, uyarıldı.

Yek vücut olarak ele ele verdi ve Erdoğan ile omuz omuza vererek toplumsal milli ve yerli hareket anlayışıyla, yola çıktılar

ABD istese de istemese de; bu tarihi uyanışı ve kutlu yürüyüşu içine sindirmek zorundadır.

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan

Birer tane değil, hepiniz gelin Topunuz gelin..!

Türkiyenin İslam dünyasının lideri durumunda olma hali kaçınılmazdır.

Ve gereklidir.

Bugüne kadar gelip giden siyasetçilerin ve siyasi partilerin yanlış politikaları bu memleketi; ne hale getirdiği hepimizin malumudur..

Deriz ya..

Görünün köy kılavuz istemez..!

İşte bıraktıkları; miras!

Terör..

Şiddet..

Kaos..

Askeri darbeler..

Cunta anlayışı..

Tekçi..

Kemalist..

Ulusalcı..

İdeolojik saplantılara bulanmış; ayrıştırıcı söylemler..

İnanca..

Dine..

İslami hakikatlere karşı; kindar anlayış!..

Say say bitmez; ülkeye ve bu kadim millete yapılan tahribatları..

Nitekim onlar

Güdümlü siyasetin, ana akımında yer alan; masonik kafalardı..

çünkü onlar bir parti lideri olarak değil, ABDye, İsraile hatta Birleşmiş Milletlere kapı kulu gibi; birer piyon olarak faaliyet gösterdiler..

İşte bugün; herşey gün gibi aşikar oldu..

Özellikle, NATO ve Avrupa Birliği

Bu oluşumlar tümüyle safsata, yalan ve sahte görüntü içerisinde, İslam ve Türkiye düşmanlarıdır

Maskeleri bir bir düşüyor..

İşte, Afrin olayı

ABDnin tonlarca silahları oralara göndermesi

PYD PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi uyduruk terör örgütleriyle saf tutması

ABDnin gerçek yüzünü de ortaya çıkardı..

Onun için, ABDnin bu rezaleti ve iki yüzlü tutumu, onu deşifre etmiştir

Ne yapsa, ne etse; onu kurtaramaz!

Zira ortaya çıkan hendekler ve derin tüneller PKKnın yapabileceği yapılar değildir.

Kesinlikle ABDnin makine gücü bu işleri yapmıştır.

***

Afrin zaferi nettir..

Küçümsenemez

Büyük bir başarıdır, yedüvele karşı mücadelenin zaferle noktalanmasıdır..

İşte bu hakikatla Genelkurmay başkanı olmak üzere, tüm kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, komuta zinciri dahil olmak üzere, Mehmetçik artık dünyaya gereken dersi vermiştir.

Ecdad tarihini yeniden canlandırmıştır

Afrin, tarihe altın harflerle yazılması gereken bir destandır.

Erdoğanın dünkü AK Parti meclis grup toplantısında ABDye verdiği mesajlar dünya için ve Amerika için ibretler dolu derstir.

Utanmaları gerekir

Ama ne yapacaksın ki, utanacak yüzleri yok ki

Zira, yüzlerine tükürsen o be yağmur yağdı der..

***

Evet, ABDnin müttefikliği ve kardeşliği bize karşı, İslama karşı ABDnin ve emperyalist ülkelerin, hatta Avrupa birliğinin müttefikliği yılan ile tilki hikayesindeki kardeşlik gibidir.

Hikaye şöyledir;

Günün birinde; yılan ile tilkinin yolu kesişir

Karşılaşırlar.

Selamlaşırlar.

Ve tilki yılana der;

- Gel, kardeş olalım, dost olalım.

- Beraber yürüyelim.

Yılanda kabul eder.

Yola çıkarlar ve ileride akan bir nehrin kenarına ulaşırlar.

Tilki der;

- Ey yılan kardeş buradan geçmemiz lazım.

Yılan

- Ben geçemem der.

- Zira ben yüzme bilmiyorum.

- Sen daha güzel geçersin ama ben burada kaldım der.

Tilki

- Hayır, seni bırakmam

- çünkü kardeşiz, gel sırtıma sarıl beraber geçelim der.

Yılan, Tilkinin söylediklerini dinler ve tilkinin sırtına sarılır.

Tilki de onu büyük zorluklarla, yorularak, nefes nefese karşı tarafa taşır.

Karşı tarafa geçince tilki

- Yılan kardeş ben çok yoruldum sırtımdan in. Der.

Yılan

- Hayır! Ben inmem der.

Tilki neden diye sorunca yılan,

- Ben seni ısırıp, zehirleyip öldüreceğim.

Bunun üzerine tilki,

- Hani biz kardeştik ne oldu? diye sorar

Yılan

- Isırmak benim doğamda var.

Isırmaktan zevk alırım..

- Ne yapalım, ben seni ısıracağım der.

Tilki yılanın ciddi olduğunu görünce şöyle söyler;

- Ey yılan kardeş, biz o kadar emek verip kardeş olduk, sende beni ısırmaya çalışıyorsun.

- Beni öldürmeye çalışıyorsun, ama ben ölmeden önce senin kara kaşına aşık olduğum için getir de o gözlerini öpeyim der.

- Sonra beni ısırırsın ben de ölürüm

- Allahın emri baş göz üzerine der.

Yılanda ahmakça tilkinin niyetinden anlamaz ve başını tilkinin ağzının önüne uzatır.

Tilki hemen yılanın başını kapıp dişleriyle ısırır..

Ve yılanın başını ezerek öldürür.

Yılan o zaman tilkinin vücudundan çözülüp gevşer.

Tilki onu alıp yere serer.

Ve şöyle seslenir;

- Yılan kardeş, kardeşlikte düz olmak gerek

- Bak nasılda sen şimdi düzeldin de yola geldin.

- Sen hainlik yapınca o yolda hain oldun gittin.

İşte, yılanla tilkinin hikayesi günümüzde ABD ve diğer AB ülkelerinin ve NATOnun kardeşliği gibidir.

Allaha temenni ediyoruz ki, bir gün gelir onlarda yılan gibi yere uzanırlar.

O zaman dürüstlüğü ve kardeşliği öğrenirler.

Vesselam

En derin dileklerimle saygılar