“ŞARA’YA 5 KRİTİK SORUM VAR”
Eklenme: 9.11.2025 00:00:00

Esad rejiminin çöküşünün ardından geçiş döneminde Suriye Devlet Başkanlığı görevini üstlenen Ahmed El-Şaranın, ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Sarayda yapacağı görüşme öncesinde, kendisine beş kritik soru yönelttim.
Bu sorular, yalnızca Suriyenin değil, Bölgenin ve Türkiyenin geleceğini de doğrudan ilgilendiriyor.

ABD ziyareti öncesinde, bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden biri olarak şunu açıkça belirtmek isterim:
PYD/YPG ile Şam arasındaki görüşmelerin tıkanması, olası savaş hazırlıkları, İsrail Başbakanı Netanyahunun Türkiyeye yönelik tehdit içeren açıklamaları ve uluslararası dengelerin yeniden şekillendiği bu süreçte, Şaranın Washingtondaki mesajları tarihi öneme sahip olacaktır.

Bu çerçevede Sayın Ahmed El-Şaraya yönelttiğim sorular şunlardır:


1. Yeni Anayasa ve Uluslararası Hukuk

Sayın Başkan, Suriyede demokratik hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygıya ve uluslararası antlaşmalara bağlı bir yeni anayasa oluşturmayı düşünüyor musunuz?

2. Kürtler ve Azınlıklar İçin Bölgesel Yapılanma

Kürt halkı ve diğer azınlıklar için, yerel özerkliğe dayanan kantonal bir bölge modeli hakkında ne düşünüyorsunuz?

3. Türkiyenin Onayı ve Savaş Riski

Eğer Türkiye bu modele onay vermezse, Kürtlere yönelik haklar yeni anayasada yer alabilecek mi?
Yoksa Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yeniden bir çatışma, hatta savaş riski mi doğacak?

4. Dış Etki ve Ulusal Egemenlik

Kararlarınızı alırken önceliğiniz Suriyenin ulusal çıkarları mı olacak, yoksa başka ülkelerin etkisi altında mı kalacaksınız?

5. Geri Dönüş Hazırlıkları

Milyonlarca Suriyeli mültecinin geri dönüşü için ne gibi somut adımlar atıyorsunuz?
Bu konuda Türkiye ile koordinasyon sağlanacak mı?


Bu sorularımı, yalnızca bir eski milletvekili olarak değil, yıllardır bölge siyasetini takip eden bir insan olarak yöneltiyorum.
Suriyenin geleceği, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi ve bölgesel barışın tesisi açısından, bu ziyaretin dönüm noktası niteliğinde olacağına inanıyorum.

ABD basınında da yankı bulacağını düşündüğüm bu sorular, Sayın Şaranın Beyaz Saraydaki mesajlarını şekillendirebilir.

Tarihi bir dönüm noktasındayız.

Suriyenin geleceği artık sadece Şamda değil, Washingtonda da yazılıyor.
Sayın Ahmet El Şaraya yönelttiğim sorular, yalnızca bir eski milletvekili olarak değil, yıllardır bölge siyasetini yakından izleyen bir yurttaş olarak taşıdığım sorumluluğun bir yansımasıdır. Bu sorular, Suriyenin geleceği, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi ve bölgesel barışın inşası açısından kritik bir dönemeçte sorulmuştur.

ABD basını, bu sorulara özel bir ilgi gösterdi. Birkaç önemli medya kuruluşu, bu soruları doğrudan e-posta yoluyla talep etti. Bu, yalnızca bir diplomatik temas değil; aynı zamanda kamuoyunun nabzını tutan, bölgesel gerçekleri Washingtona taşıyan bir iletişim köprüsüdür. Sorularım, Başkan El Şaranın Beyaz Saraydaki temaslarında gündeme gelebilecek stratejik başlıkları şekillendirme potansiyeline sahiptir.

Bu ziyaretin sıradan bir diplomatik görüşme olmadığını düşünüyorum. Tarihi bir anın içindeyiz. Suriyenin geleceği artık yalnızca Şamda değil, Washingtonda da yazılıyor. Bu gerçek, bölge halklarının kaderini etkileyen kararların uluslararası düzlemde nasıl şekillendiğini açıkça ortaya koyuyor.

Ben bu soruları, bir siyasi figür olarak değil, bölge halklarının barış, istikrar ve onurlu yaşam taleplerini dile getiren bir ses olarak yönelttim. Suriyenin yeniden inşasında, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinde ve bölgesel barışın tesisinde bu ziyaretin belirleyici olacağına inanıyorum.

ABD kamuoyunun ve karar vericilerinin, bölgedeki gerçekleri doğrudan sahadan gelen sorularla değerlendirmesi, daha sağlıklı ve kapsayıcı politikaların önünü açabilir. Bu nedenle, ilettiğim sorular yalnızca bir diplomatik refleks değil; aynı zamanda bir vicdan çağrısıdır.
ABD basını, bu sorulara kayda değer bir ilgi gösterdi. Bazı önde gelen medya kuruluşları, sorularımı doğrudan e-posta yoluyla talep etti. Sürecin şeffaflığına ve kamuoyunun bilgilendirilmesine verdikleri önem doğrultusunda, bu soruların yöneltileceği oturumu canlı olarak izlemem için nazik bir davette bulundular. Bu davet, yalnızca bir izleyici konumu değil; aynı zamanda bölgesel gerçeklerin uluslararası kamuoyuna doğrudan aktarılmasına tanıklık etme fırsatıdır.

Bu gelişme, diplomatik temasların artık yalnızca kapalı kapılar ardında değil, kamuoyunun gözü önünde ve medya denetimi altında yürütüldüğünün açık bir göstergesidir. Canlı yayın daveti, bölge halklarının sesi olma çabamın uluslararası düzeyde karşılık bulduğunu ve bu soruların yalnızca siyasi değil, insani bir zemine oturduğunu teyit etmektedir.


Av. Mesut DEĞER
Eski Diyarbakır Milletvekili
Kasım 2025