“GELİN CANLAR BİR OLALIM...”
Eklenme: 7/2/2019 12:00:00 AM

Şu; Bağlar Belediyesinin seçim sonuçları

Yüksek Seçim Kurulu.. Kanun Hükmünde Kararname..

Halkların Demokratik Partisi.. AK Parti..

Etkenler farklı olsa da; sonuca dair inşa; hep yanlış, ikmal edildi..

Ve bugün..

Hasımlık.. Kin.. Garez.. Nefret duygusu.. Beri yanda; sindirme politikasını öne çıkaran; intikam, siyaseti iki yönlü işlem görüyor!..

Öyle ya; ilk tuğla yanlış ise bina, yamuk olur!..

Ne yazık ki, hal böyle!

***

Umutluydum!..

Zamanla bir kabullenme..

Zamanla, elde olmayan yanlışları minimize eden politika..

Zamanla; ilçe milliyetçiliği..

Zamanla, hizmet fikriyatı..

Zamanla sosyal belediyecilik anlayışı..

Zamanla, birbirine alışma, gayreti..

Zamanla, bu kent, bu ilçe, bu hal için hizmete soyunduk, düşüncesinin ortaklaşması!..

Yani, bir hayır varmış neticesine kanı getiren, süreç işler diyordum!

Ancak pek görünmüyor

çünkü, zıtlıklar yüksek..

çünkü, istişareden uzaklar..

çünkü, yerme politikası icra edilmektedir..

Bendensin, değilsin hesabı!.. Düşünüyorum, 5 yıl böyle mi geçecek?

Ne mümkün?

***

Diyeceksiniz ki; kim haklı, kim haksız?

İşte, bu noktaya odaklanmak girift bir ortam yaratıyor..

Yasalar da.. Mevzuatlar da.. Yönetmelikler de..

Siyasal iktidarın politikası da.. Muhalefetin, tutumu da..

Tabiri caizse, olayı daha bir karmaşık ortama sürüklüyor

Kimi yerde duygu.. Kimi yerde akıl.. Kimi yerde çoğunluk gücü, denge değişimine neden oluyor..

Hal böyle olunca; iş zıvanadan çıktı misaline dönüyor..

Ancak, taraflar açısından; haklılık gerekçeleri yok değil.. Var..

Ama; kördüğüm? bir haklılık şeridi ortaya çıkarıyor ki; hadi çöz, çözebilirsen!?

***

Doğrusunu isterseniz!

Eğer ki, iki taraf için de temel felsefe halka hizmet yapmak ise..

Bağların çehresini değiştirmek ise..

Yani ilçenin, Adan Zye temel sorunlarına çözüm bulmak ise

Siyasi bir kaygı.. Siyasi bir beklenti.. İdeolojik bir duvar örme hali, söz konusu değil ise..

İktidarın nimeti, Muhalefetin yereldeki dinamikleri; yek vücutla çözümsüzlüğü çözer, hakikatine vakıfsanız ise

***

O zaman, Pir Sultan Abdalın dediği gibi.. Gelin canlar bir olalım

İşte buna hayat verip, tarafları buluşturacak olan da; kent dinamikleridir

O da ortak aklın işleyişidir..

Akil adamlardır.. Aksakallı şahsiyetlerdir.. Odalardır.. STKlardır

Düşünen, konuşan, bilen, yazanlardır.. Şehrin siyasi şahsiyetleridir

Ve tabi ki, iki partinin omurgasındaki zevatın, samimiyetidir

İvedilikle ve önemle; böylesi bir istişare vücut bulmalıdır

***

Yoksa! Evet yoksa; tüm taraflar açısından; hep kayıplar yaşanıyor..

Hele ki, Bağlar..

Varoşluğuna.. Geri kalmışlığına.. çarpık kentleşmesine..

Sokaklarının.. Caddelerinin.. Birbirine girmiş, yığmış binaların, beri berdan hali, devam eder..

İşsizlik.. Yoksulluk.. Fakr-u zaruret, alabildiğine hükümranlığını sürdürür..

Yani ilçe ahalisi bir beş yıl daha mutsuz, huzursuz, keyifsiz bir dönem geçirir

çünkü, Başkan ne kadar iyi niyetli olursa olsun..

çünkü, Meclis üyeleri ne kadar iyi niyetli olursa olsun..

İki taraf ta; ortak paydada buluşmuyorsa

Hiçbirinin kıymeti harbiyesi olmaz İki tarafta; kötü niyetli kimliği alır..

Kısacası; Bağlardaki yerel yönetimin havası nefes alıcı değil

***

160 LİRA MAAŞ MI?.

Gülünür mü? Ağlanır mı?.. Siyasi yönde nasıl bir vücut dili ortaya konulur bilmem..

Ama, yukarıda aktardığım gibi!

Bağlar Belediyesindeki siyasi çekişme iki parti açısından da hiç de demokratik zeminde gitmiyor..

Vaziyet, partilere yakışmıyor?

Belediye Başkan Yardımcılığına getirilen kişiye biçilen maaş!..

Yol, simit ve çay hesabıyla; 160 lira olarak belirlenmiş..

Belirleyen, önergeyi veren HDPli Meclis üyeleri

Yani, Başkan yardımcısının maaşı 160 lira olacak..

Netice itibariyle, her kim olursa olsun, rakam alay edici..!

Şaka misali

***

Şimdi, velev ki, o makama oturan kişi siyasi rakibinin bir mensubu olsa bile!

AK Partilidir diye..

Eski İl Başkanıdır diye

Bu alaycı hal, siyasi aklın işlemi değil..

Varsa duygudur.

İşte o duygu körüğünden tüm tarafların ivedilikle arınmaları gerekiyor.

Yoksa, akıl işlem görmez

Kişiler de.. Makamlar da.. Yetkiler de..

Siyasi güçler de hep; intikam duygusu ve yerme politikasıyla, gelişir..

***

Şimdi diyeceğim

Muhammed Dara Akar..

Sadaka misali; belirlenen o maaşını!

Sen gel; Teşekkürle karşıla

Ve Belediye Meclisinin toplantılarındaki çay, kahve, simit giderinin masrafları olarak hibe et

Biliyorum taraf tutmuş olacağım

Ama işin tatlıya bağlanması açısından; bir yol haritası şart!..

İlk adım böyle olsun

***

AK PARTİDEKİ MAKAS!!

Bu minvalde; üç yazım oldu geçen hafta..

Tekrara gerek yok..

Okur soruları..

Sohbet ortamlarındaki, fikri mülahazalar açısından.. Hani derler ya; nokta koyma, babında..

Diyorum ki..

AK Partideki iç krizdeki dengesizliğin temeli nettir..

Bir dip, fırtınasıdır

31 Martta dalga idi.. 23 Haziranda ise; fırtına oldu..

Salih bir zihinle; meseleyi sorgulayan yok...

***

AK Parti.. Bundan sonraki zamanın eskisi gibi işlemeyeceğini iyi bilmeli

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Yeni bir sayfa..

Yeni bir zihniyet..

Yeni bir strateji ortaya konulmalı

Ve içteki dağılmayı da iyi okumalı..

Neden, sarı sille, neden kırmızı şamara döndü

***

İş, dövünmeyle..

İş, övünmeyle..

İş, sövülmeyle

İş, sen, ben o suçlu demekle bir yere varılamayacağı gibi!

Rotasında atılacak adımlar da aldatıcı olur..

Nedenlere..

Niçinlere..

Nasıllara..

Nerelere..

Kimlere..

Odaklanılıp, biz bu hale neden geldik sorgusuna, zihin odaklandırmak gerekir..

***

En basiti, metal yorgunluğu dedik.. Neyi; yeniledik?

En basiti, zihin yorgunluğu dedik.. Neyi gençleştirdik?

En basiti, teşkilatlar yorgun dedik.. Hangi teşkilatları değiştirdik?

En basiti, yolsuzluk, usulsüzlük dedik.. Kimden hesap sorduk?

***

Yani, söylem ile eylem bir gitmiyor.. Bilakis, zıt kutuplara..

İşte, odaklanılması gereken; makas niye açılıyor..

***

ŞEFFAFLIK YASASI.

Herşey.. Ama herşey işte bu şeffaflık yasasının uhdesinde

Eğer ki, şeffaflık bir yasal, kimlik kazanırsa..

Eğer ki, devlet yönetimi şeffaflık yasasını kapsarsa..

Eğer ki, siyaset şeffaflık yasasının hükümleriyle kimlik alırsa.

Eğer ki, ticari, sosyal ve kültürel meseleler şeffaflık yasasıyla nizam kazanırsa

Hasılı kelam, hayat Adan, Zye..

Birey de, 7den 70e şeffaflık yasasıyla, eğitim ve kültürle bütünleşirse!..

Sahi bir sorun kalır mı?

***

ASFALTLAMA çİLEYE DÖNÜŞMESİN?

Hani bir söz var; hizmet, eziyet olmasın Aynen de öyle..

Karayolları 9. Bölge Müdürüne çağrımdır..

Tabi şahsi değil.. çünkü, son günlerde bir çok telefon, mesaj ve mail alıyorum..

Şu; Seyrantepe viyadüğünden, Öğretmen Evine kadar olan yol

Ki köşenin müdavimleri bilirler..

Gerek önceki Belediye yönetimleri olsun..

Gerek, kayyım dönemi olsun..

Gerekse şuan ki yönetimler de olsun

Bir çok kez; bu 1 kilometrelik mesafeyi defalarca kaleme aldım

Neden; üvey evlat muamelesi..

Üst tarafını asfaltlıyorsunuz..

Alt tarafını asfaltlıyorsunuz..

Sağını, solunu asfaltlıyorsunuz..

Ama; iş bu bölgenin asfaltlamasına gelince; Karayollarının uhdesindedir deyip, yapılmadı?

Neyse..

Nihayetinde, karayolları işe başladı.. Söküm, kaldırma, alt zemin oluşturma, çalışmasına kolları sıvadı..

Ama velakin; iş derler ya, kaplumbağa hızında.. Bir iki saat mesai, sonra paydos!..

***

Sayın müdür..

İlgili ve yetkili zevat..

Malumunuzdur.. Görmüşlüğünüz, gezmişliğiniz, gidip, incelemişliğiniz vardır..

Burası, şehrin trafikteki, nefes borusu..

Sirkülasyonu yüksek

Yol 4 şeritli iken, uzun kuyruklar yaşanıyordu..

Şimdi, tek şeritlik 1 kilometrelik mesafe..

Bir değil, bir kaç kilometrelik kuyrukların oluşmasına neden oluyor?

Özellikle mesai başlangıç ve çıkışları; kilitleniyor?

Sonuç itibariyle

İki, üç vardiya pozisyonuna geçilirse; yol bir iki haftada biter..

Yoksa, iş aylara sarkarsa!

Yapılan hizmet, eziyete kaş yapayım derken göz çıkarmaya döner..

Ahalinin öfkesi ve tepkisi; hepimize olur..

Ha gayret diyelim!..