"SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN?"
Eklenme: 7/7/2020 12:00:00 AM

Bilmiyorum.. Neyse; erken saatler.. Şehri turluyorum.. Surdayım.. Dağkapı.. Balıkçılar başı Melikahmet.. Sonra, Ofise Yenişehire geçiyorum.. Vilayet çevresi.. Uzanıyorum, Bağların Dörtyoluna.. Sento caddesi.. İniyorum, Sağlık Ocağı.. Tesisler.. Sonrası, Gazete ve TVnin bulunduğu Altındağa yöneliyorum!

***

Gördüğüm manzara!.. Vahim bir sorgulama yapıyor, zihnimin en dip derinliklerinde.. Bu keyfiyet, bu zafiyet, bu sorumsuzluk; nasıl bir hal ki, 7den 70e bağımlı olunmuş.. Akla ziyan bir tablo!.. Virüs diyoruz.. Kovid-19 diyoruz.. Ölümcüldür.. Yakaladı mı, zayiatsız bırakmaz.. Aman ha aman; maske, sosyal mesafe ve hijyen?.. Kim takar?

***

Bakıyorum; insanlarımızın yüzüne!... Maske takan var.. Ama nasıl takıyor?.. Ki ekseriyetiyle.. Takmayan çok.. Lakin maskesi olup, yüzüne, burnuna takan yok.. çenesinin altında.. Diğeri tespih misali parmakları arasında sallıyor.. Öbürü, bileklik yapmış, diğeri dirseklere 40 yıllık Mutemet misali çekmiş maskeyi!..

***

PTT.. Banka.. Ne dışardaki ATMnin, ne de içerdeki veznenin.. Sosyal mesafe hak getire.. Maşallahları var.. Herkesin; arasından su sızmıyor.. Hele ki koyu sohbet.. Kadınların kendilerine has muhabbeti!

Koronayı umursamayanlar sülalesinden..

Hele bir de ahkam kesişleri var ki; bilim kurulu üyeleri halt etmiş.

***

Sosyal Medya.. Fısıltı.. Mahalle sohbeti Beri yanda, ekran ekran gezen şunu ye, virüsü yenersin, şunu yeme, virüse yakalanırsın ahkamını kesen, diyetisyenlerin fikriyatıyla! Bilim Kurulu, Akademisyenleri sollayan bir arz-ı endamla bilgiçlik taslayanlar Virüs bize bulaşmaz iddiasında bulunanlar... İşi; siyasi, ideolojik, uluslararası, dış güçlerin operasyonu gibi; merhalelere taşıyanlar Kolonya.. Makarna.. Biraz da, sarımsak!

***

Şu semt pazarları!.. Görüntü işte virüsün arenası.. Maşallah; o biçim cirit atıyor.. Maske yok, sosyal mesafe yok, hijyenik ortam ne gezer?.. Sebze, meyveler tezghtan çok, yerlerde Millet hücumda, seçmece abla seçmece abi?

***

Şu toplu taşıma durakları Minibüsün balık istifi misali, insanları, doldurması.. Otobüslerde; burun buruna yolcuların yoğunluğunu.. Ne uyaran, ne kontrol eden, ne de kurallara uyma hali.. Kısacası vahim, korkunç ve tüyler ürperten manzaraların yarattığı şokla, bilgisayarın başına geçiyorum

***

Gördüklerimi yazarken!.. Önüme bir video bıraktılar..

Görüntü; 1 Temmuz itibariyle kurallar ölçeğinde izin verilen nişan ve düğünlere dair..

Diyarbakırın tarihi bir turistik otelinin havlusu!

çoluk, çocuk, kadın, erkek genç; halay çekiyor?.. Sanki virüs yok, sanki maske, sosyal mesafe diye bir tedbir zorunluğu yok.. Beri yanda, işletmenin krallara uymuşluğu yok!!

***

Manzara; her gün onlarca kişinin öldüğü, binlerce kişinin virüsü kaptığına dair Sağlık bakanlığının verileri ve karşımdaki tablo; vay ki vay halimize dedirtiyor İşte tüm bu; akla ziyan hallerden dolayıdır ki, son haftalarda Türkiyede vaka artışında rekor kıran illerin başında, Diyarbakır geliyor Şehrin ruhuna özgü, korona kabadayılığı? Kafana göre takıl be kardeşim; virüs de nedir lügati..

***

Nitekim İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal çelen ne diyor?

Diyor ki Yüzde 15 oranındaki vaka artışındaki en büyük neden; kişisel dikkatsizlik..

Yani, kafana göre takıl..

çelen, yanlış maskeye de dikkat çekiyor..

Lütfen siyah bez maskeleri ya da renkten bağımsız bez maskeleri kullanmayalım

***

Hasılı kelam gelinen aşama itibariyle, bizim Diyarbakırlı ile virüsün birbirlerine karşı ortaya koyduğu mahalle kabadayılığı jargonu şöyle.. Kovid bizim Kekolarımıza diyor ki; Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Bizimkiler geri kalır mı, resti çekiyorlar.. Ma sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?

Gel de çık işin içerisinden, ya da gel de girme ikisinin arasına?

***

YARGITAYIN MAŞALLAHI VAR?..

Olmaz mı?

Bakar mısınız hadiseye!

Resmi bir kurumda adamın teki Müdür..

çalışan kadın personelinin kalçasına elle dokunuyor..

Ve sonra; Maşallah Fıstık Gibisin diyor

***

Kadın şikayet ediyor.. Konu, polis, adliye derken davaya konu oluyor Cinsel tacizden yerel mahkeme karar veriyor..

Müdürü Basit cinsel suçtan mahkm ediyor

***

Dosya, Yargıtaya temyize gidiyor.. Ceza onaması bekleniyorken Yargıtayın maşallahı(!) var hükmünde bir durum çıkıyor!

Mahkumiyeti bozuyor..

Ve Müdürün o şehvetli hareketi ve ağzından dökülen sözcükleri babacan hareketler olarak değerlendiriyor

***

Yani, kadının kalçasına dokunulması cinsel amaç taşımıyor.. Yani; Maşallah Fıstık Gibisin sözü, cinsellik içermiyor

Sonuç; suç unsuru olmadığı için, beraat Adaletin bu mu dünyaaa!

***

Neyse ki vicdanlı, izanlı hakimler de yok değil.. Var.. Nitekim davaya bakan Yargıtay hkimlerinden biri; bir saniye deyip, bu karara şerh koyuyor Dava delilleri, tanık ifadeleri, dosya muhtevasının genel kapsamıyla; Sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçu işlendiği sabittir diyor..

***

Ama; kime diyor!? Elbette ki kendi vicdanına.. Birileri gibi; cüzdanına değil

***

SİVAS KATLİAMI, BAŞBAĞLAR KATLİAMI!

İkisi de; bir vahşettir.. Ve ikisine karşı da tavır ortak olmalıdır.. çünkü; kaybedilen onlarca insan, bu ülkenin evladı!.. Sağcısı, solcusu, alevisi, sünnisi?. Şu ideoloji, şu inanç, şu siyasi akım deyip Ne ayrıştırılabilir?.. Ne de birbiriyle vuruşturulabilir.. Ve pek tabi ki; birbirine karşılık haklılık çıkarma argümanı olarak kullanılabilir?

***

Acının, gözyaşının farklılığı yoktur.. çünkü ölümün, öldürmenin, acının, acıların dili de, dini de, rengi de, mezhebi de, ırkı da; yoktur.. Sınıfsal bir kimliğe bağlı da değildir Sivas katliamı da, Başbağlar katliamı da; insanlığın ayaklar altına alındığı olaylardır

***

Ne hafızalardan silinebilir.. Ne de acıları unutulabilir?.. Ve her iki akayı yapanlar da; tarihin lanetlileri olarak, hep anılacak ve bilinecektir?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kovidin Diyarbakıra resti, siz benim kim olduğumu bilmiyor musunuz?

***

BÜYÜKTİMURLA GÜNDEM..

Bu akşam, Uzay Haberde..

Saat 22.00

Konular;

çoklu Baro yasa tasarısı..

Sosyal Medya..

Erken Seçim söylentileri

Konuklar

4 hukukçu; Baki Aksoy, Ercan Ezgi, Recep Kandemir ve İbrahim Güçlü..

Şimdiden hayırlı seyirler..