AÇLIK GREVLERİ!…
Eklenme: 5/28/2019 12:00:00 AM

İlk gün ifade ettim!! Amaç ne ise?.. Eylem neye yönelikse! Talepler.. Beklentiler..

Ve yaşanan, yaşatılan, her nasıl bir hak istemi ise!!

Demokrasi açısından..

İnsan Hakları açısından..

Özgürlük..

Hak, hukuk ve adalet nizamı, ölçeğinde!!..

Kutsal olan; yaşam hakkıdır..!..

İster kendi iradesi olsun..

İster başka iradelerin tahakkümü olsun..

İster, zorunluluk hasıl edicilik olsun!!..

Ölmek..

Öldürmek..

Ölüme..

Yani yaşam hakkını ortadan kaldıran.. Bir canın zayi olması kabul edilemez!!..

Ki böylesi bir hak arayışı da olamaz!!..

***

Kişi, birey olsa da!!..

Sosyal varlık olması, münasebetiyle çevresel zorunluluğu, etkilemesi vardır..

Ailesi var..

Yakınları var..

Eşi, dostu

Fiziksel varlığı tek ise de; bütünlüğü çevresiyledir!..

Nitekim Cezaevlerindeki, açlık grevi eylem hemen dışarıya yansıdı!..

Açlık grevi...

Kendini ölüme terk etme hali; çevresel bir tepki duyarlılığı yarattı..

Anneler, bacılar, eşler, babalar sokağa döküldü..

Empati yapılsa!..

Hiç bir annenin..

Hiç bir bacının..

Hiç bir babanın.. Kardeşin, evladın; hiçbir şey olmamış gibi davranması beklenilemez!..

Takınması..

Sessizlik içerisinde kalması; düşünülemez!..

***

Tepkileri de..

Sokağa dökülme halleri de; bundandı..!

Lakin!..

Kim ne derse desin..

Kim ne gerekçe gösterirse göstersin..

Şu veya bu, etken denilirse, denilsin!

Gerçek olan şudur; açlık grevi, ölüm orucu, makul bir hak olmadığı gibi; demokratik bir eylem davranışı ve yolu da değildir..

Bu minvalde iki yazım oldu..

Olumlu, olumsuz tepkiler aldım..

Netice itibariyle, önceki gün eylem son buldu..

Ölümler olduysa da..

Hasarlar oluştuysa da..

200 günlük zaman diliminin geriliminin travmatik haliyle de olsa!!..

Öcalanın avukatlarıyla görüşmesi..

Açlık grevlerini sonlandırma çağrısında bulunması..

Grevdekilerin de; açlık grevlerini sonlandırıyoruz demeleri..

Velhasıl diyerek; insani ve vicdanı bir çözüm olmuştur..

Daha fazla ölümlerin..

Daha fazla acıların önüne geçilmiştir..

Aylardır sokaklarda seslerini duyurmak isteyen annelerin yüreğine su serpilmiştir..

Gülmeyen; yüzlerini güldürmüştür

***

NİYE!.. AMA NİYE!

De bakalım! çermike gideceksin.. İftara katılacaksın..

Poz vereceksin Ahkam keseceksin Propagandasını yapacaksın..

Cümbürcemat, hazurun olacaksın!

Şen-şakrak, takılacaksın!

Sonra mı, iş Haniye gelince sırt döneceksin

Gitmeyeceksin..

Ve bahane üreteceksin..

Ki, Partinin devrim yaptığı bir ilçeye gidilmez mi?

çeyrek asrı geride bırakan bir zaman sonrasında parti bayrağını dalgalandırdı o ilçe!!.

İbrahimleştirdi

Laleler açtırarak, gönüllere girildi!

Herşey daha da güzel olacak denilerek, start verildi!!

Ramazanı Şerifin ruhuyla verilen toplu iftara gitmemek!..

Katılmamak

Poz vermemek.

Hele ki, ahkm kesmemek.. Propaganda yapabilmeden; imtina etmek!?..

Gözler seni ararken, bulmayacak..

Görüntü vermeyeceksin?

Niye!.. Ama niye?

Yoksa.. Evet yoksa küçük siyasetin tarifinden mi kaynaklı?..

Hani, senin ki, benim ki hesabı var ya ondan mı?..

Neyse!..

Kim bu zevat demeyin; bilen biliyor?!

***

DERSİMLİ SUS PUS!

Ne garip değil mi? Tuncelili olacaksın..

Alevilikle nam yapacaksın..

Adın da; Kemal olacak..

Parti liderliğini yürüteceksin..

Anamuhalefetin temsilcisi olacaksın!!

Devrimlerden.. İnkilaplardan.. Demokrasiden

Tarihsel kazanımlardan bahsedeceksin!..

Özgürlükten.. Eşitlikten.. Milli irade, hükümlerine dair demlerde bulunacaksın!!!..

Ve diyeceksin ki!

Şehirlerin.. İlçelerin.. Köylerin..

Hatta mezralar, tarihsel kimliklerine kavuşması gerekir...

Öyle Tanımlanmaları lazım

Yerel halk ne diyorsa o olsun!..

Ve bunlardan biri de; doğduğun, büyüdüğün il olacak..

Yani; Tunceli.. Yerel yönetim bir karar verecek..

Ki, o yönetim Komünist bir parti olacak..

Türkiyenin tek Belediyesine sahip olacak..

Belediye Meclisi de; yerel isimle kentin anılması için; karar alacak?

İlin ismini değiştirecek..

Tuncelinin ismi; Dersim olmuştur.. diyecektir..

Ama siz!!.. Her kesimin, gözler size çevrili olduğu halde

Kemal bey ne diyecek?

CHPnin karara davrı nedir diye; beklenti içerisinde olacak..

Lakin siz; ketumlaşacaksınız?

Suspus kesileceksin..

Ne; pozitif.. Ne; negatif nokta-i nazarda bir tavır ortaya koymayacaksınız

Görmedim..

Duymadım..

Bilmiyorum diyeceksiniz!

Yani üç maymunu oynayıp; Fransızlaşacaksın?

Eee; siyasetin , nokta, nokta hali de burada ortaya çıkıyor..

Öyle, Erdoğan Dersim katliamını hatırlatmış..

Devletin özrünü bile beyan etmişti..

Ne gariptir ki; o gün de Kemal, ketum idi!

Ne özüre katılmıştı.. Ne de, muhalif kalmıştı..

Neyse diyelim! Dersime Fransızlığını, İstanbula odaklanmasına bırakalım..

Malum; bıçak sırtı?.. Ne şiş, ne kebap!

Tunceli, Dersim olmalı derse.

Biliyor ki; radikal Kemalistlerin öfkesini alacak..

Yok.. Dersim, Tunceli kalsın, dese!

Bu kez, radikal Kürt solunun hışmına uğrayacak!..

Anlayacağınız!!!

Şu İstanbul var ya! Nasıl bir nimetse..

Baksanıza siyasetin de, partilerin de, liderlerin de genini bozdu!

Öyle ki; kendini inkar, edecek akla evrildi

Her ipe sarılıyor..

***

BURSASPORUN HALİ!

Söylenecek.. Yazılacak.. İfade edilecek.. Siyasi ve spor kulvarında, altı çizili, çok cümleler, var..

Ama, hiç birine girmeyeceğim..

Diyeceğim şu..

Vakıa, Diyarbakırsporun ahının vücut bulmasıdır..

O sezonu..

O maçı..

Ve ortaya konulan sinsi planı gören, bilen ve yaşayan biri olarak

Umarım, aynı akıbete nail olur..

Güzel bir atasözü var..

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!?.