ANALARIN YÜREĞİ KENETLENİRSE….
Eklenme: 9/12/2019 12:00:00 AM

Ah ki ah Bir kenetlenebilse... Oluşacak o yürek engel tanımaz olur..

Var olanı.. İnşa edileni.. Ya da, yapılmak istenilen tüm engelleri buldozer gibi tar-u mar eder

Tabuları yıkar.. Korkuları, alt eder.. Antidemokratik siyasal ve sosyal sistemleri; çökertir

Silahları, elinde silah olanı susturur..!

Acıları da.. Hüzünleri de.. Hasretleri de; kenetlenen ana yüreğiyle; bağrına basar

Ki bir daha; başka yürekler, başka analar ağlamasın..

Evlatları.. Canpareleri; ellerinden alınmasın!

***

Ne diyoruz!.. Ana yüreği! Ama velakin; vicdanlar ve izanlar öylesine katmerleşmiş ki..

Acıma, merhamet, insani bir duygu yok.. Ruhsuzlaştık

Dün; matruklaşan bir nesil haline geldik diye, bir iki kelam ettim

İşte o kelam; aslında toplumsal olarak ne kadar vahşi bir karaktere dönüştüğümüzün itirafıdır

çünkü; yaşadığımız zaman ve coğrafya çöle dönmüş..

Dört bir taraf yangın yeri.. Hangi derelerde,

Hangi mahfillerle boğuşup, yürüdüğümüzü bilmez bir halde!..

Kimliğini.. İnancını.. Yörüngesini.. Değerlerini.. Yani maneviyatını tüketmiş bir halde; canileştik..!

***

Kendini inkar eden.. Güvenini kaybeden..

Celladına aşık olmuş.. Gözyaşı nedir bilmez, zihin fukaralıkla, hayat yaşıyoruz!

Şizofrenik bir hal Vahim olan da! Sanki hiçbir şey yaşanmıyor gibi; kimsenin umurunda değil..

Herkes kendi halinde; memnun. Ama değil

***

Bakınız! Kimi polis.. Kimi asker.. Kimi öğrenci.. Kimi, işsiz.. Kimi, köylü.. Kimi şehirli..

Kimi daha, 10 yaşında.. çocuk, kız, erkek, genç!..

Onlarca.. Yüzlerce Ki binlerce diyebileceğimiz; evladı dağda olan aileler bağrı yanık!

Kaçırılan mı? Kandırılan mı? Kendi gönlüyle giden mi? Ya da, sistemin kendisinde oluşturduğu asilik ruhundan mı?..

Her ne ise!.. Dağa gidenlerin, anneleri. Yüreği pare bir şekilde; evladımı geri verin diye haykırıyor

***

İşte, HDP binası önündeki anneler.. Sayı, dün itibariyle, 23e çıktı.. Önceki akşam, Büyüktimurla gündem programına konuktular..

Onların bire bir ağızlarından; evlatlarının hikayesini dinledik.. Eylemlerinde kararlılar.. Bir umut diyorlar

Yıllarca, HDPye gittik, CHPye gittik, Ak Partiye gittik.. MHPye bile gittik..

Cumhurbaşkanımızla bile görüştük.. Herkes; bir şeyler söyledi, ama kimse çözüm getirmedi

Artık yeter diyoruz Ölsek de, öldürülsek de, evladımızı istiyoruz.. çektiğimiz acılar; bizi yaşamaz hale getirdi.. Evladımızı istiyoruz

Artık kan akmasın, insanlar ölmesin.. Gençler kaçırılmasın. dağa gitmesin..!

***

Annelerden Emine Kaya!.. Kaçırılan polis memurunun annesi.. Ki evladı üç aylık, polis.. Türk olan öğretmen eşinin yanında; Lice yol ayırımında kaçırılıyor.. Kürt kökenli.. Mardinli!.. 4 yıldır; evlat hasretiyle; kararan bir hayat yaşadığını söylüyor

Evladımı istiyorum diyor..

Tepkili.. Sitemli.. Öfkeli.. Ama o ana yüreğiyle; tüm annelerin yüreği kenetlensin diyerek; çağrıda bulunuyor.. Dağa giden de, dağda terörle mücadele eden de.. Ölen de, öldürülen de; biz annelerin evlatları!.. Bu ülkenin, insanı.. çözüm istiyoruz! Analar bir olursak akan kanı durdurur, evlat hasretini sonlandırırız.?!.. çünkü doğuran biziz..!

***

İki oğlu, siyasi suçtan cezaevinde.. 4 yıl önce kaçırılan 10 yaşındaki Azat Akkoyunun annesi, Remziye Akkoyun!.. Kürtçe, Zazaca meramını ve eyleme olan desteğini, aktarırken kullandığı cümle şu oldu!

Ma bese.. Edi mrın tinebe.. Aşiti vere..! Yani; yeter artık.. Artık ölümler olmasın.. Barış gelsin!

***

Ailelerin, HDPnin kapısının önünü seçmeleri.. Orada oturma eylemi yapmalarındaki ana etkeni de sordum.. Farklı cevaplar aldıysam da!.. Tartışılır, belli bir yönlendirmenin olduğu intibası oluştuysa da Özünde; Evlatlarıyla ilgili hep, HDP üzerinden haber aldıklarından dolayı, buradalar..

Direk suçlayan da yok değil.. çocuklarımızı onlar dağa kaçırttı diye

***

BİZDEKİLER SUSKUN!

Bilmem; dikkatinizi çekiyor mu?.. Benim çekiyor.. Ailelere destek yüksek.. Bölgeden, ülkenin dört bir tarafından; ziyaret edip, sizinleyiz diyen çok..

Ve bu eylemin; bir toplumsal duyarlılık, alması gerektiğini söyleyen çok.. Ki; siyaset üstü bir akıl, devreye girip beklentilere cevap verebilir önerisi de var.

***

Ancak; ilginç olan hadiseye Diyarbakırın yerel dinamiklerinin takındığı Fransızlık.. 2 binin üzerinde, Sivil toplum Örgütü diyebileceğimiz, oluşum var..

Ki, Odalar.. Siadlar.. Yani var da var; ama ne hikmetse kimseden çıt çıkmıyor

Bir sessizlik.. Bir suskunluk.. Bir üç maymunu oynama hali var..

Niye? En sıradan hadiseye kızıl kıyamet koparılırken, neden Annelerin yüreğindeki ateşe bir karınca misali su taşıyarak söndürme gayreti içerisine girmiyorlar

Galiba ana çıkmaz sokağımız da burası..!

***

Şunu idrak etmeliyiz Diyarbakırda vücut bulan bu haykırış; tüm annelerin yüreğini, kenetlemelidir!..

Cumartesi anneleri.. Evlatları faili meçhul cinayetlere kurban giden anneleri..

Kayıp diye aranan evlatların, aileleri Terörün her şekliyle can aldıklarının kor ateşiyle yüreği yanık, anneleri!

Kısacası, 40 yılı aşkın süredir bu ateşin çemberinde gözyaşı döken ana yüreği bir araya gelirse..

Ki artık gelmelidir..

İşte o zaman; yürekler bir huzur ve barış içerisinde kucaklaşıp, sevinci yaşayabilir.. Ve bizlerin çığlığı cevap bulabilir!

***

Ve şu da iyi bilinmeli Annelere destek vermek! Onların gözyaşlarını; dindirme mücadelesinde bulunmak

çığlıklarına yürek ve kalplerini; sahiplenmek

Kişiyi ne, AK Partili yapar, ne de başka bir kulvara sokar.. Ve ne de; HDP düşmanı yapar.. Ne de, HDPli yapar..

Aksi tutum, vicdan ideolojiye kurban etmiş olunur.. Onun için siyaset üstü hadiseyi; karşıtlık noktasından çıkarmalıyız!

***

12 EYLÜL VE BUGÜN!

Bugün; 12 Eylül.. 1980 darbesinin sene-i devriyesi.. Üzerinden 39 yıl geçti

Demokrasinin.. İnsan haklarının.. Tüm değerler açısından; tarihin en kanlı ve karanlık bir dönemi olarak not düştü..

Darbecilerin bıraktığı acı.. İcra ettikleri zulüm

Bugün bile ter-u taze.. Ki, yıllarca hafızalardan silinmeyecek uygulamaları millete ve insanlığa dayattı

650 bin kişi gözaltına alındı 230 bin kişi yargılandı 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi.

517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı.. Bu süreçte, 50 kişi idam edildi.

14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı 30 bin kişi sakıncalı olduğu iddiasıyla işten çıkarıldı

4 bine yakın öğretmen, çok sayıda üniversite görevlisinin işine son verildi.

Yüzlerce gazeteci için de binlerce yıla varan hapis cezaları istendi.

***

Ve bu evrede; cezaevlerinde, gözaltılar da uygulanan insanlık dışı muameleler!

O gün de, bugün de; hep anaların yüreği yandı..

çünkü, bu ülkenin evlatları; düzenin ve sistemin karanlık dişlileri arasında yok edildi..

Ya, 28 şubat Yani bir taraftan, terör bir taraftan devletin içerisine nüfuz eden; şer yapılar!

Dün olduğu gibi bugün de; ısrarcı olduğumuz hakikat şu!.. Tarihimizle, geçmişimizle, yaşanan ve yaşatılanlarımızla yüzleşmezsek..

Darbeleri.. Acıları.. Şiddeti.. Ve vahşi ideolojik yapıların dayatmasından kurtulamayız.. 39 yıl içerisinde; kaç darbe organizasyonu yaşadık.. 5 mi, 8 mi?

Diyarbakır zindanlarında ömür çürüten Yunus Bircanın dediği gibi İradeler, karanlığa ve şiddete teslim edilmemeli..!