ANNELER HDP ÖNÜNDE, HDP'LİLER BELEDİYE ÖNÜNDE…
Eklenme: 9/28/2019 12:00:00 AM

İki eylem.. Merkez, Diyarbakır Üs ise, Yenişehir ilçesi

Biri başta, diğeri sonda.. Yani; ilçenin iki ucu

Günün belirli saatlerinde; tansiyon yükseliyor..

Gerilen var.. Tepki gösteren var.. Olayı; provokatifleştiren de var..

***

İşte, HDP önündeki eylem! Anneler!

Yürekleri, hasret ve acıyla, dopdolu..

Volkanik dağ gibi; içten içe fokurdayarak, yanıp, kaynıyor?

Attıkları bir çığlık var.. Dağdaki evlatlarımızı istiyoruz..

Kaçırıldı mı? Götürüldü mü?.. Kendi isteğiyle mi gitti?..

Asker mi? Polis mi? Memur mu?.. Ya da sıradan bir birey mi?..

Bilaistisna ana yüreğiyle feryat ediyorlar

Yeter artık bu terör.. Anaların yürekleri yanmasın..!

Ne ölen olsun.. Ne öldüren olsun..

***

Destek var, sahiplenme var.. Ama ne var ki; farklı mülahazaya sokup kısırlaştıran da var..

Önemsizleştiren de.. Meramı, ideolojik ve siyasi, politik malzeme yapan da var..

Ama her şeye rağmen; aileler bir umut diyor

İnsani, vicdani, izanı, sivil ve demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar

Bir kararlılık var.. Ee; Ana yüreği.. Tüm kararlılıkların üstündedir, seviyesi ölçülemez!

Hele ki orta yerde; can paresi varsa!

Denir ya; hiçbir güç engel teşkil edemez Hayatına mal olsa bile!

Evet, bekleyiş bugün itibariyle 26ncı gününe girdi..

Ailelerin sayısı da 47ye yükseldi Yani, her geçen gün artıyor..

***

Gelirsek, lise caddesine!.. Annelerin, kapısında eylem yaptığı, HDPliler ise burada eylemde!

Onlar da; kayyum atamasına, tepki eyleminde

Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı görevden alındı..

Hakkındaki; 9 ayrı terör suçu soruşturması nedeniyle

İşlem ve eylem; demokratik görülmediği iddia edilerek; Demokrasi Nöbeti tutuluyor..

Her gün, burada belli bir saatte buluşma yapılıyor

Katılım gösterenlerin beyanları oluyor.. Gerek gündeme ve gerekse eylemin muhtevasına dair..

Yani, oturuluyor, konuşuluyor, sonrası normalleşme!

Bugün itibariyle 41inci gün

***

Şimdi iki eyleme dair; yürütülen bir itibarsızlaşma var

Özellikle, tetikleme ve gölgeleme adına; iğrençlikler sergileniyor

Kısacası, söylenecek iki kelime var...

Şuursuzluktur, pervasızlıktır, akla ziyan bir fikriyatın körüklenme, densizliğidir!

Özellikle; Annelerin yüreğindeki kor ateşini önemsizleştirmek

Üç maymun karakteriyle yaklaşım göstermek!

Ne insani, ne izanı, ne de vicdani, bir tutum değildir..

Pek tabi ki, demokratik talebe de, benzer tutum sergilenemez!

Hele ki; ikisini birbirine dövüştürme hali, gaflettir..

Kabul edilemezdir

Var edilmek istenilen ateşi; daha bir azgınlaştırıp, benzinle yaklaşmaktır!

***

***

ÖYLE Mİ?

Şehrimizin bazı zevatı.. Ki gırtlaklarına kadar; siyasetin ve ideolojinin içerisindeler.. Her fikriyatları; bu minvalde döktürürler.. Yeri ve zamanı gelince; karşı mahallenin enva-i mevzusuna, balıklama dalarlar..

Siyasi ve politik kelimeleri kemali afiyetle, yazılı beyanlarına dökerler.. Ancak, ideolojilerini, sorgulayan mevzular, vücut bulunca..

Örnek getirirsek; Annelerin eylemine, takındıkları tavır..

Beyler neredesiniz, denildiğinde çark yaparlar..

Ve çıkıp; şehrimiz siyasetle değil, şuyla, buyla gündeme gelmeli diyorlar

Der demez, insan öyle mi demek zorunda kalıyor

***

DEPREMLER

Ne yazık ki; silsile misali yaşıyoruz..

Bir taraftan manevi depremler.. Diğer taraftan maddi depremler

Lakin alınan bir ders-i ibret yok.. İmtihan edildiğimizi; idrak etmiyoruz..

Kör bir akıl, seyrindeyiz..

Ne maddi, ne manevi bir tedbir yok!!

Bilakis; hainlik içerisinde, debeleniyoruz..

İşte İstanbul depremi

Onun için de, çifte deprem silleleriyle ha bire uyarılarak, şamar yiyoruz!

Bakalım; sonumuz ne olacak?..

Hayra bir gidiş yok? çünkü herkes birbirine hayırsız..!

***

VİCDANIN TEMİZSE!.

Düşünür ne güzel ifade etmiş!..

Eğer ki..

Vicdanın temizse

Yüreğin iyiliklerle, donatılıysa..

Kalbin, salih atıyorsa..

Fikrinde, hainlik söz konusu değilse..

Manevi ve maddi hayat düşkünlüğün; karşındakinin emeğini gasp etmiyorsa

Sen; fazla kurcalama hayatı..

En güzel yaşayan; varlıktın sen!

***

KARA KAPLI DEFTER

Hal-i hazırda, uçuşan kavramlar.. Ki herkesin ağzında, pelesenk! Hak, hukuk ve adalet.. Az önce biz de; iki eylemi ve İstanbul depremini, zikrederken, dem vurduk

Hukuk ve Adalet; nerde?

Gerçek şu ki, tefekkür etmemiz gereken ahir zaman fırtınalarını yaşıyoruz

Adaletsiz hukuk olur mu?

Hukuk siyasleşir mi?

Ne var ki, insanlık tarihi boyunca bu kavramlar tartışılmıştır.. Belki de, insanlık tarihi kadar, geçmişe sahip..

Kişi için..

Toplum için..

Yönetimler için..

Ki imparatorluklar için; hak, hukuk ve adalet hep birer ibretli levhalarla karşımıza çıkmıştır

Neyse, aşırı derinlere girmeyelim

***

Hafta sonu Azıcık bu minvalde; bir tebessümle acı gerçeği aktaralım Ama bir fıkrayla.. Tabi ki, fıkranın kahramanı Nasrettin koca

Her sözü, hayatın incisi gibidir

Anlayabilen için

Malum Hocanın kadılığı da vardır.

Yani vazifeli olduğu beldede insanların hukuk dvlarına şeri hükümler dairesinde bakar

Hkimlik yapar

Adamın biri Nasreddin Hocanın makamına telşla gelir.

Tarlasına giren ineğin mahslüne zarar verdiğini, ineğin sahibinden dvcı olduğunu anlatır.

Hoca adamı dinler, hak verir.

İnek sahibinin derhal cezalandırılması gerektiğini söylemeye davranacakken hocanın yanındakilerden biri ineğin Nasreddin Hocaya ait olduğunu söyler.

Hoca oturduğu yerden cübbesini şöyle bir savurur ve Gelsin o zaman kara kaplı kitap der.

Alır kitabı eline.

Hemen karar verebilecekken dvyı uzatır da uzatır

***

Hasılı kelam Hukukun, adaletin, yasaların siyasallaşması son sözü söyleme makamında olanların eline bırakılmışsa

Vay ki vay; o adaletin tecellisine!

lim değil, ama arif olan insanımız, anlamıştır..

Ki bugün değil, asırlardır Nasreddin Hocanın şahsında yargının siyasallaşma noktasındaki, serüvenini anlatır