AZINLIĞA MAHKUMİYET Mİ?
Eklenme: 11/22/2021 12:00:00 AM

Galiba öyle! Mevcut seçim sisteminin sakatlığı ve arsızlığı de burda olsa gerek!.. Eee, 50 artı 1i bulmak zor olunca, el mahkumiyet almıyor değil.. Dikkat edilirse, 2023e odaklı, siyasi manevraların odak noktası da tam da burası iri partilerin küçük partilerle iktidar olabilme, savaşı!..

***

Yoksa, ne beş benzemez partilerin ittifak adına hareket ettiklerinden söz edebilirdik Ne de mevcut iktidarın bir kaç puanın peşine düşerek, mevcudiyeti nasıl artırabilirim gayretinden bahsedip, kafa yorabilirdik!.. Bir oy da bir oydur? nimetinin kutsallığını da bir ölçüde, sistem bize bildirdiği gibi, halkın riayetini de iletiyor..

***

çünkü o bir oy, nelere kadirdir?.. İktidarı demokrasinin nimeti olan sandıktan tek başına çıkarabilecek güce sahip.. Ne diyoruz, 50 artı bir.. O bir oy, bir oydur.. Konulan kural, ne ise bir fazlası yeter.. Ki önünde binler olsa da, o bir oy yeter de artar!? Nitekim, siyasette oluşan bir terim var.. 50 artı biri bulmada; kilit parti..

***

Saadet için, HDP için, hatta BBP için bile; ittifaklar noktasında, kilit parti tanımı getirmiyor değiliz?!.. Millet ittifakı için de, Cumhur ittifakı için de, hangi parti nereye meyil verir zihnini efor etmemiz de boşuna değil?.. Ki terazinin 50 artı bir kefesinde ağırlığı sağlayabilme şansı kim kiminle, yol alırsa iktidarın ipini de onlar göğüsler!

**

HDP yüzde 10ların üzerinde, Saadet yüzde 2lerde, DEVA ve Geleçek Parti kıymete binme halleri de seçim sistemindeki matematiksel oran, kılı kırk yarmaktan da öte bir hal içeriyor.. Malum, istediğiniz kadar iri ve oy oranı yüksek bir parti olun.. Yüzde 50 artı biri yakalamıyorsanız, illa ki, ittifak kuracak bir partner aramak zorundasınız

***

Şöyle ki, partneriniz güç kazandırma adına oy oranı ne kadar ise; siz o kadar bir oy farkıyla seçime önde başlıyorsunuz Hasılı kelam, Partili Cumhurbaşkanı seçimindeki yüzde 50 artı birin aşılması güç olan, o artı bir, azınlığın çoğunluğa tahakkümünü ortaya koyuyor.. Ne diyoruz, MHP Ak Partiye her şeyi dikte ediyor..

***

Nitekim, CHPdeki değişim, ilkelerinden tavizkarlığı, HDPye olan oy mahkumiyeti!.. Yoksa, kimse kimsenin ne kaşına, ne gözüne, ne de fizikselliğine aşık değil.. Aşkla olan bağlılık, o artı oy gücüdür.. Dikkatten kaçılmaması gereken; büyük partileri iktidara taşıyan gücün bir kaç puandır?

***

MİLLETE ZOKAYI YUTTURMA!

Kim ne derse desin!.. Ülkede vahim, korkunç, ürkütücü global bir ekonomik kriz yaşanıyor!.. Ki bu kriz, salt bir sektörde değil.. Hayatın nefes alıp-soluduğu her alanda, zokayı yutturma ve yedirmesi, söz konusu! Dolardaki tırmanış, domino taşı misali, her yeri vuruyor..

***

İşte, hükümetin ivedilikle ve öncelikle geçim sıkıntısına odaklı, krizi bertaraf edip, ahalinin zokayı yutmasına engel, olmalıdır! Doları da, frenlemelidir.. Serbest piyasa ekonomisine de; tepe gözü geliştirmelidir.. Yani, radikal, doğru, gerçekçi, şeffaf ve sahiplenilecek, kimi noktada feragat edilebilecek, ekonomik kazanımları arttırıcı adımlar atmalıdır..

***

Gelinen aşama itibariyle; hamaset yaparak bir yere varılamaz! Hiç bir istismara da göz yumulmadan, özellikle devletin kamu kurum ve kuruluşlarındaki, saltanata son verdirilip, tasarruf tedbirlerini kemer sıkar misali, uygulamalı!.. Her kuruşun sorgusunu yapmalıdır

***

Malum yeni yılın ilk ayı, Asgari Ücretlinin yeni maaşı!.. Gerek hayat pahalılığı ve gerekse de TLnin değer kaybı karşısında, mum gibi eriyip gitti.. Bu kulvarda, vergi muafiyetine gidebilir, emekliye en az Türk-İşin açlık sınırında ödeme yapılabilir Sağlıkta, farklar alınmayabilir.. İşçi ve memur ha keza!.. Sözleşmeliye kadro, ek gösterge!.. Öncelikle gelir, düzeyine ivme kazandırabilinmeli

***

Ve üretim alanı!.. Özellikle de, tarım sektörü çok yönlü bir şekilde sübvansiyonel yönde, destekler artırılmalı!.. Arz/talep karşılığında!.. Özellikle de, tarımın can damarı olan enerji ve su ihtiyacına gelen yükü hafifletmeli, girdileri düşürmeli! Bu yılki kuraklığın etkisi, 2022 için de canları çalması, öncelenmeli!

***

Döviz kurundaki sarhoşluk üretim alanını fena şekilde, etkilediğini biliyoruz!.. Nitekim, tarım alanındaki çığlığın yüksek olması da bunda.. Tohum, gübre, ve mazot!. Döviz üzerinden fiyatlandığı için, bugün salt Güneydoğu bölgesinde binlerce hektar alan boş bırakıldı..? Ekim yapılan alanların ekseriyeti de tohum ve gübre yönünde, kemer sıkarak, kısıtlamaya gidildi..

***

Sektörün bir de fırsatçıları oluşmaya başladı.. Ki, şimdiden un fiyatları arttı.. Düne kadar 160 lira olan bir torba un, şimdi 260 lira.. Ki, Diyarbakırda artık un karaborsaya düştü.. Fırıncılar 50 torbadan fazla un alamaz oldu.. Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu ne diyor.. Fırıncılar un bulamıyor, ekmek yarın 10 liraya çıkabilir?

***

Vaziyetin sırrına bakıldığında, fabrikaların stokçuluk fırsatçılığı öne çıkıyor.. Malum depolama.. Salt tarım ve gıda ürünlerinde değil, diğer sektörlerde de, dolar kurgulu stokçuluk başladı.. Piyasaya mal sürmeme gibi bir fikri, organizasyon var.. En tehlikeli olan da, ahaliye varlık içerisinde yokluğu dayatıp, sinir uçlarına dokunmak! Tepki körüğü!

***

Sanayi alanı da ha keza!!.. Organize Sanayi bölgeleri.. Ki küçük esnaflar da.. Topyekn global ekonomik krize karşı, her alan sübvanse edilmesi lazım.. çünkü, üretim arttıkça kazanç ve istihdam yükselir!.. En önemlisi de, ekonomiye karşı siyasetin hüküm ediciliği öncü değil sonuca odaklı olması gerekir!.. Hasılı kelam, tok açın halinden anlamazsa, bilmelidir ki, aç da tokun halinden anlamayacak noktaya gelir!.. Etki, tepki!

***

KİFAYETSİZLİĞİN DİBİ!

Vay be dedirtiyor şu bizim, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz.. Ki, siyasi kulvara da terfi etmişti.. Nice kifayetsiz, zihni de fikri de, varlığı da boş teneke misali, kişilere makam, mevki ve itibar verdiğimiz gibi, güven de duyduğumuzun son örneği olarak, karşımızda duruyor!?..

***

Hem de trol bir karakterle!.. Bir nevi, algı operatörü.. Kaç gündür konuşuluyor zat-ı muhterem.. Malum geçen haftanın son mesai gününde, Meclisteki Bütçe görüşmelerinde, kehanette bulunmuştu.. Ve şöyle bir beyanat vermiş;

***

Ben sizleri bu gece saat 12.00den sonra teyakkuza davet ediyorum. Resm Gazeteyi takip etmenizi tavsiye ediyorum. Bu gece bir şey olabilir. Olduğu zaman da Türk lirasının üzerine nasıl daha fazla bir sıkıntının geleceğini görürsünüz. 12.00den sonra Resm Gazeteyi takip edin diyorum ve herkese iyi hafta sonları diliyorum.

***

İşte bu beyan, en sıradan insana bile uyku tutturmadı!.. Eee, eski merkez bankası genel müdürü bir de seçilmiş milletvekili yaşını başını da almış; buna güvenilmez de kime güvenilecek denilerek, gece yarısına odaklanıldı.. Resmi Gazete basıldı mı, çıktı mı diye sorup, soruşturuldu!! Ki web sitesi devre dışı kaldı?..

***

Ki, muhalefetin tüm liderleri ve ağır topları, gece boyunca sosyal medya hesaplarında, mesai yapıp trollüğe trollük yüklediler.. Trolden hallice bildik kalem çalarlar da, ekran ekran gezintiye çıkıp, elinde körük bulunanların teyakkuz halleri Her şey, akla ziyan!?..

Peki sonuç; fasa-fiso!.. Herkes uyanık!.. Gazete çıktı.. Okundu, incelendi, onlarca sayfası bir bir çevrilerek, satır aralarına odaklanıldı.. Garip, ucube, Türk lirasını dibe vurduracak, hükümetin ekonomiye dair bir faaliyeti anlatımı yok!.. Var olan, müftü atamaları?...

***

Her ne kadar, Durmuş Bey pardon diyerek yine yanılttığını kabul etmek zorunda kaldı. Yani Durmuş beyler, boş, balondan öte, havaya sıkmış!. Ahaliyi de kokusundan, özetle rahatsız etmiş!.. Ne diyeceksiniz ki, kifayetsizlik işte!? Merak ediyorum, hukuk dilinde Durmuş beyin beyanı ekonomiye karşı açıkça manipülasyon suikastı yapmak değil mi?.. Bir suç nevisi vardır sanırım!.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bizim hayatımız şu üçgen içinde geçer gider: Nimet içinde olur şükrederiz, sıkıntı içinde olur sabrederiz, hata içinde olur istiğfar ederiz.