BAKAN KOCA!…
Eklenme: 3/4/2020 12:00:00 AM

Bugünlerde harıl harıl.. Hele ki, çini dize getiren, dünyayı kasıp kavuran Ülkelerin sosyal, ekonomik, kültürel, turizm hatta siyasi hayatını, felce uğratan!.. Nerdeyse; virüsün bulaşmadığı, cıva misali girmediği delik kalmazken; Türkiyeyi lanetli virüsten korunma adına, büyük bir performans göstermektedir

***

Yerinde, anında, zamanında müdahale ve tedbirlerin alınması!.. Sınırdaki sahra hastaneleri.. Hava ulaşımındaki kontroller..! Uçuş yasakları.. Şüpheli yolcu var uyarısıyla, her türlü uluslararası riski göğüsleyip, O uçağı Türkiyeye indirmeme tavrı!.. Hasılı kelam, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca büyük bir takdiri hak ediyor

***

İşte bu takdire dair diyorum ki!.. Azıcık, o yüksek performansa dair zihin eforunu, Diyarbakırımıza odaklı bir stratejiyle, harcasa!.. çünkü, Diyarbakır bugün değil, yıllar yılıdır hep sağlıksız bir işleyişe mahkum edilmiştir.. Varlık içerisinde yokluk, yokluk içerisinde büyük vurgunların saltanatına sahne olmuştur

***

Merkezde, hastane sayısı, yatak sayısı artması gerekirken!.. Tıbbi başarı grafiği yükselmesi gerekirken.. Organ nakli dahil olmak üzere; tıp alanındaki baş döndürücü gelişmeler vaki iken! Bölgenin sağlık üssü olma vasfını üstlenen bir şehir olması lazım iken! Türkiyenin ilk Şehir Hastanesine sahip olması gereken şehirlerin başında Diyarbakır gelmesi gerekirken!

***

Ne yazık ki, tam tersi istikamette hepsinde ibre aşağıyı görmüştür. Sağlık en sağlıksız haliyle, Diyarbakırda kimlik almıştır Üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek bir zafiyette, tahta kurularından dolayı, hastanelerde klinikler, katlar devre dışı bırakılmıştır!.. Hijyenik ortam olmadığından dolayı, onlarca yeni doğan bebeğin ölümlerine neden olunmuştur

***

Velhasıl, büyük bir boşluk, büyük bir zafiyet, büyük bir rant çarkı, politize olmuşluk! Hep demişimdir.. Ki klişeleşen bir sözcük haline geldi.. Diyarbakırda Sağlık Adan Zye topyekn bir şekilde dezenfekte edilmesi gerekir. çünkü, enva-i olumsuzluk arz edici virüsü bünyesinde barındırmaktadır.. Bir idareci değişimiyle; Sağlıkta bahar olmaz!

***

HÜKMÜ SİZ VERİN?

Denir ya; buyrun burdan yakın!.? diye.. Neyse, yakmayın..! Yakacağınız her ne ise; sağlığa zararlı.. Mevzumuz! Vakıanın muhtevası bir bütün olarak, resimde görüldüğü gibidir!.. Ayrıntıya odaklı, kısa bir soluklanmayla, resme bi dikkat çekin?

***

Sizce görüntüde nasıl bir hal-i vaziyet var? Bir tutarsızlık var mı?.. Bir anlamsızlık var mı?.. Cehalete dair bir durum söz konusu mu?.. Ya da, gün ve dünya görmemişlik hasıl mı? Yani, rezillik arz edici bir tavrı içeren, an var mı?

***

Siz resme odaklı bir zihin eforu yaparken, ben aktarayım!.. Resimdeki beyaz kürklü, başına eşarp geçirmiş, cemaatin iki adım önünde, Şehit Piyade Yüzbaşı Süleyman Şahinin tabutunun bir adım gerisinde, ben buradayım edasıyla poz veren kişi bir bayan milletvekili İyi Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur

***

Doğrusu, resmi inceledim.. Öncesi ve sonrası.. Görüntüleri de, irdeledim.. Manzara ve yaşananlar pes dedirtir cinsinden Der demez insanın ağzından çıkan ilk sözcükler; ayıp ya, edep ya, rezillik bu..

***

Adıyla da, soyadıyla da tam tersi bir hal-i vaziyeti ortaya koyan kadın vekilin, bu tutumunu kim nasıl izah eder?.. Cenaze namazında henüz selam dahi verilmemişken, sen aralardan kıvıra kıvıra sıyrılıp tabutun yanında, saf tutanların bir adım önüne geç.. Namaza durmuş gibi bir görüntü ver

***

Cemaatin tümü erkeklerden oluşmuşken.. Ve hepsi, yastan dolayı koyu renkli elbise ve paltolar içerisinde bulunurken Sen beyaz paltolu, kürklü, eşarplı ama yarı başı açık şekilde bir kadın olarak, öne geçip kendine göre ön saf oluştur. Ki namaz bittikten sonraki hal, gördün mü, nasıl da öne geçtim, nasıl da kadınlar cenaze namazına katılıp, ön safta yer alabiliri gösterdim de.. Bir de; gülücük kondur!

***

Evet, siz okurlar!.. Edep ve hayayı büyüten izandır?.. O ölmüşse; insan da ölmüştür Resme dair zihin eforunuz sanırım tamamlandı.. Benim diyeceklerim, izan ölmüştür, edep kalmamıştır.. Siz ne dersiniz bilmem.. çünkü, an itibariyle vakıa bir bütün olarak, sizlerin huzurunda!.. Denir ya, sanık sizin hükmü siz verin?

ŞU TOKALAŞMA HALİ?..

Bahçeli, Kılıçdaroğlunun elini sıkmamış.. Sadece kafayla selam vermiş.. Bahçeli hava soğuktu ondan, demiş.. Kılıçdaroğlu da daha da elimi uzatmam diye alınmış!

***

Vay ki vay; ne gerekçeler, ne alınmalar?.. İki tarafta, Osman Müftüoğlunun uyarısını kendilerine libas edip; virüsten korunma adına bunu yaptık, deselerdi, daha makbul olurdu.. Siyasette alınganlık olmazdı?..

***

Vallahi ne diyeyim?.. Sokaktaki vatandaşın, iki siyasiyle böylesi bir temas hali söz konusu olsa, takınılacak tavır, Müftüoğlu hocanın uyarısı olur?.. Aman ha; elimi sıkmayın virüs bulaşır...

***

KİMİN AYIBI?..

Bu resim ve muhtevasına!.

Yürek burkuyor, vicdan sızlatıyor, gözlerimden yaş aktı, ya da çok duygulandım gibi klasik laflar yaraya tuz misali!.. Bence daha bir incitici ve hadiseyi küçümsemektedir?.. Söylenecek söz; insanlığı yer küresinde yerle-yeksan eden, insanlıktan çıkartan kim, kimler ve hangi etkenler?..

Ben mi, siz mi, o mu? İnsanlık mı?.. Söylenecek söz; yeryüzünün en vahşi ve en acımasız yaratığı, İnsandır! İşte yeryüzünün kaybettiği budur; İnsanlık?...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Tanrı Türkü korusun değil, Allah ümmeti Muhammedi korusun.. Hulusi Akar...

Not... Dünkü yazımın Rant Kavgası bölümünde, Aziz Yıldırım sehven AK Parti Bismil İlçe Başkanı yazılmış. Başkan Yardımcısı olacaktı. Kavganın nedeni ise, mesai ücreti yüzünden..