BALIK BAŞTAN KOKAR!!…
Eklenme: 4/27/2019 12:00:00 AM

Bu söz!.. Bir atasözü olduğu kadar.. çok yönlü bir yaşamın ve yönetimin de; tanıtımıdır!!..

Özellikle, örfi idarede!

Tabi ki mevcut nizami iktidar açısından da!...

Neyse!..

Bu sözün, önce bir hikayesine bakalım.. Nasıl lügatımıza dahil oldu..

Vücuda geliş şekli nereden kaynaklanmıştır?

Bi bakalım

Rivayet odur ki..

Vaktiyle güngörmüş, ihtiyar bir adamcağız balık almak için balık pazarına gitmiş.

Pazarda her bir tezghtar bir taraftan bağırıyormuş:

Derya kuzusu bunlar deryaaaa

Haydi durmaaa, balık canlııı, eti kanlan

Gel abii geeel, balığa geeeel

Adamcağız bir o tarafa bakmış, bir bu tarafa bakmış, sonunda gözüne kestirdiği bir tezgha yaklaşmış.

Onu gören satıcı hevesle yanına gelmiş.

Buyur beybaba, ne kadar vereyim?

Bir kilo mu istersin, iki kilo mu?

İhtiyar pek oralı olmamış. Belli ki balığı gözü tutmamış.

Kaç günlük bu balıklar? Pek taze durmuyor demiş.

Balıkçı terslenmiş.

Ne diyorsun sen baba! Daha şimdi çıktı sudan.

Tuzu daha üzerinde!

Suyu bile kurumadı!

İhtiyar adamcağız, eline balıklardan birini almış.

Evirmiş, çevirmiş, burnuna götürüp balığın başını koklamış.

Bu balık kokmuş evlat demiş.

Balıkçı sinirli sinirli gülmüş.

Hahaaay, bir de balıktan anlıyor numarası çekme bana babalık.

Hiç balık başından koklanır mı?

Bilmiyorsun bari iftira etme balığıma.

İhtiyar da gülmüş.

Evlat demiş, balık baştan kokar. Başı koktuysa, kuyruğunun da kokması yakındır zaten.

İşte böyle, bir toplumda üst kademedekiler bozulursa!!..

Ki insanlar da, idarecisine bakar

Onu kendine öncü kılar

İşte bu domino halinin yaratacağı etki;

Ahlakta..

Adalette..

Hakta, hukukta..

Sevgide..

Saygıda..

Muhabbette, doğruluk..

Hakkaniyet!..

Velhasılı kelam insanlık negatif bir seyirle alır başını gider!!!

Yerine ikmal olunacak etki ne olur?

Tıpkı, kokuşmuş balığın başı gibi; enva-i çürümüşlük, baş gösterir!

Kötülük gelir..

Ahlaksızlık gelir..

Fitne, fesat, kavga ve şer oluşur..

Kan, gözyaşı ve şiddet kaçınılmaz hale gelir..

Devlette..

Millette..

Yekun bir şekilde; canileşir, vahşileşir, ceberut olur!...

Yani; huzur, güven ve istikrar kalmaz!!!..

Sapkınlık!!!!

***

MUHALEFET NE YAPMAZ?

Ne yazık ki!..

Bu noktada, hayli maharetlidir..

Üstüne yoktur..

Hele ki, hal-i hazırdaki ana muhalefet!

Şöyle ki; hiçbir şey yapmaz

Muhalefet hiç yapmaz..

Ama çok şey yaptığını söyler...

Lakin, bir doğruluk arayışı içerisinde de bulunmaz!!

Neyi söylersek

Nasıl davranırsak..

Neyi hedef seçersek, doğru yapmış oluruz demez!

İktidarı, bu politikamızla alt etmiş oluruz derdinde değil!!!..

Tek düşünceleri var..

Yalan rüzgarı filmini oynatabilmek!

İktidar hanesine negatif ne söylersek, yazılabilinir gayretinde!!

Ne var ki; ondan da becerikli değiller!..

çünkü, kasti davranıyorlar!!!

***

TÜRKİYE İTTİFAKI!!

Öncelikle siyasiler..

Evet, siz siyasiler

Dedik ya; balık baştan kokar misali!

Eğer ki!..

Türkiye ittifakında bir iseniz.. Ki Başkan Erdoğan bunu diyor

Önemsiyor..

Toplumda..

Millet Salih hayatı bu kulvarda görüyor..

Öyle ise!!..

İçimizi de..

Ruhumuzu da..

Genlerimizi de..

Dilimizi..

Dinimizi..

Kültürümüzü de, yıpratan bu siyasetin kirli dil ve dalaşından arınmalıyız..

Ormandan; çıkmalıyız!

Birbirini dinleyen..

Birbirine kıymet veren..

Birbirine saygıyı ilke edinen..

Cumhurun bekası için..

Milletin yarınları için; samimi ve salih bir siyasetin, diline sarılmalıyız!!..

Yoksa!!..

İçteki..

Dıştaki..

Vahim gidişatın yarattığı; hizip ve yıkıcı ilişkilerin eşiğinden kurtulamayız!!!

Azıcık serinlik..

Azıcık, sükut olunsun!!

***

IRZ DÜŞMANINA NE YAPILMALI.

Dünkü yazıma dair.. Bir okur soruyor!..

Irz düşmanına..

Sapık ruhlulara..

Tacizciye..

Tecavüzcüye..

Sizce ne yapılmalı, cezai müeyyidesi ne olmalı?

Ki; toplumda caydırıcılık hasıl olunsun!!!

Karakter yoksunu; o karakterinin misyonunu yerine getirirken, bir değil, binlerce kez düşünebilsin!

Diyeceğim şu!..

Hali hazırdaki, ne yasalarımız, ne kanunlarımız ne de, ceza hükmümüz yeterli deği!..

Ki dün de ifa ettim...

Zerre-i miskal; caydırıcı değil..

Bırakın, izole edici bile değil

Dedik ya!.

Irz düşmanı..

Sapık karakterli herifler..

İğrençlikleri bireysel ise de; tahribatı toplumsaldır..

Yıkıcıdır

Virüs misali, yayılmacıdır..

İşte bu virüsün kökten yok edilip, temizlenmesi için tavizsiz bir abı hayat tanımama, olması lazım!

Yoksa; mevcudiyet ve söylenecekler lafı-güzaftan öteye gitmez!!!..

Yani; hayat hakkı olmamalı!

***

EN KALİTELİ BUĞDAY YARIŞI!

Azıcık ta, ders veren bir hikaye diyelim!..

Kıssadan, hisse!...

Her yıl yapılan en iyi buğday yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmış.

Sorarlar çiftçiye..

Bu işin sırrı nedir diye?

Der ki

-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor..

***

Yine sorulur

-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz?

Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz?

***

çiftçiden gelen yanıt..

-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır.

Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir.

Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.

***

çıkarılacak ders ne derseniz!

Demek ki, paylaşımcı olmanız gerekir..

Sevgiyi de, muhabbetide, kollektif icra etmeniz gerekir.. Biri, diğerini düşünmeli!..

çevrenizle; paylaşımı inşa ederseniz!!..

Sonrası, yayılarak devam eder.

Hiç kuşkusuz ki, kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı bir davranış değil..

Yeter ki; işbirliği riyakarlık üzerine bina edilmesin!

***

Hasılı kelam!!

Yaşamın güzelliği ve feyzi; yaşayıp, yaşatabilmektedir..!

Birbirimizi boğazlayarak..

Birbirimizi inkar ederek değil..

Birbirimize kucak açarak

Birbirimizi sahiplenerek, ülkemizi, milletimizi ve kendimizi yaşanabilir kılabiliriz..

Aksi taktirde, hal-i vaziyete hep mahkum oluruz!..

Sizce..