DRAM İÇERİSİNDE DRAM!…
Eklenme: 10/15/2020 12:00:00 AM

Ne hazin ki, bölge insanımızın ekseriyetinin, yaşadığı bir travma!..

Buhran da buhran!..

İşsizliğin, yoksulluğun, fakru-zaruretin..

Gelir seviyesindeki, adaletsizlik!..

Pek tabi ki, sosyal devlet ve kurumlardaki keyfiyet ya da, sorumluluk zafiyeti..

Hepsi birer olumsuzluklar zinciri olarak, yaşanan ve yaşatılanları dram içerisinde dram diye, kaydediyor..

İşte, onlardan biri..

Baba Bedri Bayrak..

Yoksul, fakir, gelir seviyesi yok denilecek kadar az!..

Semt Pazarında çalışıyor..

Ailesinin geçimini, zor da olsa, alın teri dökerek, omuzlayıp, sırtlıyor!

Bayrak!..

Yüklendiği hayatın zorluğuna eyvallah diyor..

Ama can paresi evladının yakalandığı ölümcül hastalık olan, SSPEye karşı; biçare!..

Hele ki, tedaviye ve doktorlara ulaşmada yaşadıkları, kanayan yarasına tuz ve biber oluyor..

Bir taraftan, hayat zorluğu, bir taraftan ölümcül hastalık ve bir taraftan da; sosyal devlet denilen kurumlardaki zafiyetler zinciri denir ya; gel de yaşa!..

Bayraka göre, nefes almamıza yaşamak deniliyorsa; evet yaşıyoruz!..

SSPE hastalığının, bölgemizde yaygın halde var olması da, ayrı bir travma diyebilirim!..

***

Peki, SSPE hastalığı nedir?..

Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) kızamık mikrobunun yol açtığı bir merkezi sinir sistemi hastalığı.

Hastalığa kızamık geçirildikten sonra beyne yerleşen virüs beyin iltihabına neden oluyor.

Virüs hastalığın bitiminden sonraki 10 yıl içinde tekrar aktif hale geçerek beyinde büyük tahribata yol açıyor

***

Resimdeki, Mervan Bayrak..

7 yaşında..

Geçen yıla kadar, cıvıl-cıvıldı..

Koşandı, gezendi.. Anaokuluna bile gitti..

Parkta, bahçede, çocukluğun ruhuyla, hayatın filiziydi Mervan..

Babanın dediğine göre; her şey bir gecede kabus gibi üzerimize çöktü..

Mervan, o günden bu yana yatağa mahkum!

çünkü, kızamık virüsü beyninde yer edinmiş..

Yarı felç..

Hastalık her geçen gün ilerliyor..

Vücut direnci düşüyor..

İhtiyacını kendi karşılayamaz halde..

Bakıma muhtaç!..

Dedik ya; kahreden dramın içerisinde dramlar silsilesi var..

***

Dikkatinizi resme çekmek istiyorum!..

Fark ettiniz mi, resimdeki detayları..

Resmin hikayesi şöyle..

Ki SSPE hastalarının, ailelerinin en büyük çilesi ki artık işkenceye dönüştü, bu çile doktor yokluğu!..

Maalesef; çocuk Nöroloji Doktoru, Güneydoğu illerinde mumla aranılıyor?..

Bayrak ailesi de, doktor bulamıyor

Dile kolay, Diyarbakır bölgenin merkezi kenti..

Sağlık üssü diyoruz..

Kent nüfusu 2 milyon..

Üniversite, Devlet, Araştırma, çocuk Hastanesi..

Yani isim sıralamada da, çocuk Nöroloji Doktoru yok..

Halk deyimiyle; kıtlık...

***

Baba Bayrakın dediği gibi..

Pandemi nedeniyle hastanelerin normal hastalara bile bakma noktasında, kapıları kapatması, kendilerini de, sokakta bıraktı!

Ne ilgilenen var, ne de doktor var?..

Tek çare, Özel Hastaneler?..

Ama paran olsa bile, doktor olmayınca, çare başka iller!

İşte Mervan da, kıt-kanaat kiralanan kamyonetin bagajına konulup, 9 saat yolculuktan sonra Mersine götürülmüş..

Burada, doktor randevusuyla oğlunu muayene ettirebilmiş..

Tedavisi sürüyor..

Allahtan ümit kesilmez diyor Baba Bayrak gözü yaşlı şekilde!..

Haber merkezi aracılığıyla bana ulaştırılan resme, bir de not iliştirmiş..

Diyor ki; Yeter artık..

Diyarbakıra çocuk Nöroloğu Gönderilsin. Burada birçok çocuk ve aile heder oldu, imkanımız yok.

Diyarbakırda uzman doktor olmadığı için hepimiz çocuklarımızı başka illere götürmek zorunda kalıyoruz.

***

Velhasıl!.. Her yönüyle, vicdanları sızlatan, kalpleri de derinden derine yaralayan bu dram ve içerisinde silsile misali varlık gösteren dramlara dair, söyleyecek söz; devlet-i aliyenin ilgili ve yetkili zevatı, bu sesleri duyun?..

7 Yaşındaki Mervanın bu çağda, sağlık alanında devrimler yapan bu iktidarın döneminde, doktor yokluğu nedeniyle kamyonet bagajına konularak il il doktor arayışına çıkılmasına söylenecek tek söz var..

Bu bir utanç resmidir!..

Başka utançlar yaşamamak için; ilgililere duyurulur.. Nokta!.

***

IŞIKLARIN SÖNSÜN..

Kifayetsizin biri..

Ki, bulunduğu koltukta fuzuli işgalidir..

Şecaat arz ederken, merd-i kıpti ile arz-ı endam ediyor

Demiş ki; ışıklarımız sönmüyor

Yani, darbe iması, yani milli iradeye aba altında sopa gösterme gayretinde!!!..

Yani biz hala ölmedik, varız deme ihanetinde!..

İyi de!..

Ey kendine hukukçuyum diyen..

Ey Anayasa Mahkemesi Üyesiyim diyen..

Ey makam işgal edip caka satan zat!

Bu milletin, bu ülkenin, bu milli iradenin uyanık ve ışıklarının her daim yanık olduğuna hala suikast düzenleyebileceğini düşünüyorsan; belli ki beyin yoksunusun..

Tıpkı, abilerin gibi!..

***

Ders-i ibretle karşılık görmeli!..

Nasıl ki, demokrasiye ve millete meydan okuyanların kandilleri bir bir söndürüldü!..

Bu ve bunun gibi, ülkeyi karanlığa boğmaya çalışan, cunta ağzıyla konuşan kifayetsizlere pabuç bırakılmayacağına dair bir kez daha, tükürük değil, milletin sillesini yemeli

Ki ışıkları hep sönsün!

***

KÜRTçE OYUNA YASAK?!..

Bu ifade; başlı başına bir arıza-i durum!..

Öncelikle ifade edeyim..

Yazarı ve oyuncuları pek önemli değil..

Ama önemli olan; oyunun muhtevasıdır..

Eğer ki, örgüt propagandası içermiyorsa!

Yani yasadışı bir iş ve işlemi bünyesinde, taşımıyorsa!

Yapılan işlem keyfiyetten öteye gitmez!?.

Tiyatro gibi kültürel ve sanatsal bir faaliyete Kürtçe dil kullanıldı diye, yasak konulması, pranga atılması, hiçbir şekilde mazur görülemez..

çünkü, ırkçı, anti-demokratik bir yaklaşıma dönüşür mevzuu!..

Kamu güvenliğini bozabilecek bir gerekçenin sunulur olması da, akla ziyan teşkil eder!!

Ki, Kürtlerde ciddi bir sorgulamaya sebebiyet verir..

Her yönüyle hassasiyet şart..

Ancak, taşıması halinde; suç teşkil eder..

O da, yasadışı olur..?

Ki bu ister Kürtçe dilde olsun, İster Türkçe dilde olsun; fark etmez!..

Suç suçtur, yasadışı yasadışıdır?..

Aldığım bilgiye göre, oyunla alakalı soruşturma başlatılmış..

Özellikle; içeriğinin örgüt propagandası içerdiğine dair!

Yani, Kürtçe dilden değil, içeriğinde örgütsel propaganda olduğundan dolayıdır oyuna yasak getirilmesi!..

İstanbul Valiliği de böyle diyor

Onun için, mevzuu hassasiyet içermesinden dolayı; sapla samanı karıştırmamak gerekir..

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlarla ilişkin, ateşle ilişkin gibi olsun. çok uzaklaşma donarsın, çok yaklaşma yanarsın Sadi Şirazi