DİYARBAKIR TTGA'DA ARTIK!...
Eklenme: 12/31/2019 12:00:00 AM

Hep diyorum ki, Diyarbakırda güzel işler olmaya başladı diye? Olmaz mı? Yeter ki, gönül, yeter ki samimiyet, ihlas ve ehliyet, liyakat olsun!.. Ve tabi ki, öz güven Yanında bir de; güçlü kulis, diyalogu kolektif bir hedefle, icra edilirse.. Değmeyin gitsin.. Denir ya, aşılmayacak engel, elde edilmeyecek başarı, kazanç ve zafer yoktur!

***

Ne yazık ki!.. Diyarbakır işte bu kulvarda, uzun bir dönemdir zafiyetler içerisinde, debelenip duruyordu.. Her şeyi ben bilirim, her şey benim kontrolümde, ben ne dersem o olur ucuz siyasi akıl, yönetimiyle; hep kayıplar yaşadı.. Küçüldü, eldeki güçleri, kurumları dahi bir bir kaybetti.. Şiddetin, terörün, kavganın, gözyaşının. çukur ve barikat terörünün dahi, azgınlaşmasında büyük pay sahibi hep bu zihniyetti.. İtici, bencil, kibirli, hegemonist, küçük olsun benim olsun mantığından çıkmayan, zümre oluşan bir çok fırsatı da; rant, rüşvet, çıkar, menfaat ve ihale zafiyetiyle tepti

***

Neyse çokta artık bu zihniyetin kıymeti harbiyesi kalmadığı gibi, geçmişin mide bulandırıcı hadiselerine, dar kalıplarına girmeden; güzel işlerden söz edelim, tahribatın gölgesinde kalmasın.. Kısa süre önce, iki günlük yazı serisiyle, Diyarbakırda Valilik ve Büyükşehir Belediyesi ekseninde, güzel şeyler oluyor başlığı altında, aktarımım oldu.. çünkü, bir ferahlama, bir samimiyet, bir hakkaniyet, demokratik bir akıl fırtınası, kent adına, kent yaşayanı adına; hizmet mekanizması işlemeye başladı.. Uyum.. Diyalog.. İşbirliği.. Ortak aklın kullanımı..

***

Gel gelelim; önceki gün Diyarbakır adına güzel şeyler oluyor dedirten, mevzuya! Dün, sabah İl Valisi Hasan Basri Güzeloğlunun, arayıp, söylemesiyle, güzel şeye vakıf oldum.. Diyarbakır, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunda (TTGA) temsiliyet hakkı kazandı.. Tabi bu temsiliyet görevlendirme, ya da atama, veyahut bu isim olsun diyerek kazanılmış değil; demokratik bir seçimle, ama yüksek bir kulisle kazanılan bir temsiliyet. Diyarbakırın temsiliyet seçimindeki rakibi, Gaziantep..

***

Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini kapsayan, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin, TTGAnın yönetim kurulunda temsiliyet alınması için, Diyarbakır ve Gaziantepin aday isimleri arasında seçim yapılmış Turizm İşletme Belgeli kuruluşların oy kullandığı seçimde, 196 seçmenden 154ü oy kullanmış.. Oy sayımında, Diyarbakırı temsil edecek olan Selda çicek Veske, 88 oy alarak, rakibi Gaziantepi temsil eden aday Yaşar Mete Akcak ise, 66 oy aldı.

***

Yani seçimi kazanan, Diyarbakır.. Artık Selda çiçek Veske, Güneydoğu Anadolu Bölgesinden, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının Yönetim Kurulu Üyesi.. Ki bu ajansın Yönetim Kurulu Başkanı da, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Vali Güzeloğlunun aktarımından sonra, bir kaç dostla görüşme yaptım.. Bu beceri, bu başarı, temsiliyet nasıl oldu, Gaziantep gibi güçlü bir lobiye sahip kent var iken.. Ki en çok turizm işletme belgeli kuruluşların, bu kentin çevresinde bulunurken; nasıl oldu?

***

Denilen şu oldu! Vali Hasan Basri Güzeloğlunun girişimleri, kulisleri, kentler arasındaki geliştirdiği diyalogla oldu.. Bir Vali, bir Belediye Başkanı, bir siyasetçi, bir bölgenin siyasi abisi olarak, Diyarbakırın bu temsiliyeti alması gerektiği kolektifini oluşturarak, sonucu aldık.. Gaziantepteki bazı dostlarla trafik kurdum aldığım cevap; Herkes şaşkın, kızıl-kıyamet misali, herkes sorguluyor? Nasıl bir hezimettir bu?

***

Bazı dostlar diyebilir ki, ne olmuş, bir temsiliyetle ne olabilir ki diye?.. Belki ilk etapta öyle görünebilir, ama kazın ayağı öyle değil.. Malum bir süre önce, ki geçtiğimiz yıldı.. 6 Turizm Konsantrasyon Bölge oluşturulması kararı alınmıştı.. Diyarbakır ikinci etapta bırakılmıştı.. Vali Güzeloğlu, yoğun bir girişimle, alınan ikinci etap kararını değiştirip, Diyarbakırı birinci etapta alarak, 7 Turizm Konsantrasyon Bölgesi ilan ettirdi.. Ki, Bakan Ersoy Diyarbakır ziyaretinde, bunu müjdelemişti?..

***

7. Bölge seçimi.. Ve Turizmdeki her türlü faaliyeti koordine edecek olan Ajansta temsiliyet alınması, Diyarbakır için, özellikle turizm alanında, denir ya çağ atlatacak, geliştirecek, büyük kazanımlar sağlayacak, bir çok yatırıma rehberlik edip, yol gösterici olunmasıyla, Diyarbakır turizmin merkezi olacak? Bu yıl 1 milyon gelecek yıl 5 milyon yerli ve yabancı turist..

***

Demem o ki; Diyarbakır artık tanınması, görülmesi ve geçmişten kalan yanlış algıların dışında gerçeğiyle bilinmesi gereken bir şehir olması yolundaki mücadelesinde, samimiyet aklı işliyor Ne politize olmuşluk, ne politik hesaplar ve ne de; siyasi beklentilere dair kurgular söz konusu değil Sonuç itibariyle.. Vali Güzeloğlu dün sabah arayıp, sonuca dair müjdeyi verirken, son sözcüğüyle haber ellerinizden öper sözüyle, ben de Diyarbakır ahalisine, ki bunda Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt Şırnak, Adıyamanda dahil olmak üzere sağlanan seçim başarısı; ellerinizden öper 2019un Diyarbakıra son müjdesi bu olurken, temenni de 2020ye bol bereketi olsun..

***

***

2019U UĞURLADIK

Ve, bir 365 günü daha geride bıraktık.. Yıllar, denir ya su gibi akıp gidiyor.. Öyle; kimini büyütüyor, kimini yaşlandırıyor.. Kimini de olgunlaştırıyor..! Kimine de, vaktin geldi hayat bu kadar, ebediyet başlıyor.. İş, aş, güç, kazanç, ticaret.. Hayata dair beklentilerin vücut bulma hali

***

Zaman Yeryüzünün en kıymetlisi.?! Değeri yüksek.. Ama ne yazık ki en çok hoyratça, şuursuzca, harcayıp-savurduğumuzdur zaman! Kıymetli, ama kıymetsizce, çarçur ediyoruz! İşte, 2019.. Sevinciyle, üzüntüsüyle, hüznüyle, iyisiyle, kötüsüyle, tatlısıyla, acısıyla!.. Yani bize verdikleriyle, bizden alıp götürdükleriyle yaşlandırdık, zamanını tükettik ve gönderiyoruz

***

Yeni bir yılın zaman dilimine dahil oluyoruz.. Yıl 2020.. Peki beklentiler, yani bir takvim değişikliği, yani bir yapraktaki bir rakamın artmasıyla; neler değişebilir?.. Her ne kadar hiçbir şey, değişmiyorsa da; yarınlara dair; umut ve beklentiler var.. Tıpkı, her günün sabahı gibi.. Ya da gecesi!.. Ve bir temenni oluşur, denir ya!.. Hoş Geldin; yeni yıl?! Ailemizle, sevdiklerimizle, sevenlerimizle, dostlarımızla mutlu ve sevinçli, sağlıklı, huzurlu ve bol kazançlı tabi ki, ibadetli, inançlı, imanlı bir şekilde; yaşamak dileğimizdir..

***

YILBAŞI KUTLAMALARI..

Yılbaşı kutlamalarına..! Hele ki, şuursuzca organizasyonlara.. Enva-i iğrençliğin fütursuzca sergilendiği bol yıldızlı otel partilerine.. İşletmelerin, çam ağaçları katliamıyla, icra ettikleri süslemelere.. İçkinin, alkolün, ahlaki tüm değerleri altüst eden.. Maneviyatı yerle yeksan yapıp, değerleri yok sayan.. Günün sabahında ah başım diyen, hayatım karardı narasını atan, kaldırımda, cadde ortasında kendi pisliğinin içerisinde, yuvarlananların, hal-i vaziyetine hep karşı çıkmışımdır

***

Ve demişimdir ki; vesile olan, öncülük eden, rıza gösterici konumunda bulunan, etkili, yetkili ve sorumlu zevat, senin de kabahatin büyüktür! Sen günahkarsın..! Ama kime dersin Ha adabıyla, aile içi bir buluşmayla, Noel ve Hristiyan kültürünü içermeyen, batılılaşma batılılığına girmeden, elbette yeni bir yıla geçiş adıyla; örf, adet, gelenek ve görenekler noktasında olabilir.. Ki aile fertlerinin bir arada olması, her zaman dilimi için ibadet bile sayılır...

***

Neyse, benim, asıl itirazım ve tepkim şudur!.. Pişkinlik içerisinde olup, iki yüzlü tavır içerisinde olan bazı şahsiyetlerin Yılbaşına laf ederken aynadaki yüzlerinden akan kirliliklerini gördüğümde, bari sen konuşma diyorum! çünkü, bunlardır toplumu değerlerinden, uzaklaştıran! Hani bir söz vardır.. Yarım doktor hastayı, yarım imam dinden eder diye..

***

Şöyle ki, enva-i kötülüklere göz yummayacaksın.. Hırsızlıktan, rüşvetten, yolsuzluktan, tacizden, sapık ruhlu karaktere sahip olmanın yarattığı travmatik halden, hicap duymayacaksın.. Düşene tekmeğin atılmayacağını söylemeyeceksin.. Yalanın bininin bir para olduğu, riyadan, haksızlık yapmaktan imtina edilmeyen bir hayatın zorakisinde insanların telef olduğunu görmeyeceksin.. Yani, haksızlıklar karşısında sus pus kesileceksin!

***

Ve tüm bunları, oturduğun koltukta, işgal ettiğin makamda bizatihi kendin de icra edeceksin Faizi de, tefeciliği de, yolsuzluğu da, ihale mafyacılığını da, devlet malı deniz mantığıyla, emanete ihanet edeceksin! Sonra da, çıkıp senede bir o maskeli yüzle, yılbaşı kutlamayın diyerek, kendinden geçeceksin! İşte böyleleri var ya! Yaşadığımız maneviyattan yoksun, hal-i durumumuzun tek müsebbipleridirler?.. çünkü, her türlü sapkınlığı yapıyor, göz yumuyor, rıza göstericilik arz ediyor, sonra da ahkam kesiyor.. Kim inanır?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Zaferlerin lokomotifi, samimiyettir!.

***

Yeni yılınız kutlu olsun