DİYARBAKIR'DAKİ KONUŞMA!…
Eklenme: 7/17/2021 12:00:00 AM

Cumhurbaşkanı Erdoğanın, Diyarbakır ziyareti.. Görüşmeleri.. ve halka yönelik hitabesiyle alakalı; yazdık konuştuk..

Her ne kadar; önemsizleştirenler olduysa da, Erdoğanın gelişi ve konuşmasının muhtevasını!.. Elbette ki, düşünceler ve fikirler özgürdür

Ama, hakikatlerin de vücut bulması için, samimi ve ihlaslı bakış gerekir

İşte bu noktada diyorum ki, Erdoğanın Diyarbakır gezisi sıradan geldi, geçti değil..

Gelişi de, konuşması da, temasları da, önemliydi, değerliydi, ümit vericiydi..

Yarına dair güven telkin ediyordu!..

***

Ancak, Cumhurbaşkanına açık mektup diye başlıklı yazım, gidişinden sonraki iki yazım!..

Yani üçünün harmanında çıkan sonuç şuydu İfadelerle, halk deyimiyle lafla peynir gemisi yürümez?

Vaki olması gereken, fiilen, istikrarlı, somut, icraatı ortaya koyan, siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel, insan hakları, eşitlik ve özgürlük kapsayan bir perspektifle, zihin eforu gerek

Malum, HDPye karşı yükselen karşı komplekslerin kullandığı dil yanlış olduğu kadar, zarar verici, sonuçları sürekli tahribat yaratan, hizipleştiren, kutuplaştıran bir mantığın hakimiyetine, yol açtı!

***

Özellikle Ülkenin ve Milletin Bekası kalkanıyla, Kürtleri, bölge insanını, muhafazakar, demokrat kesimi, Milliyetçi-Devletçi söylem ve mantığıyla, ezip geçti..

Silindir misali, derin bir kırılma yarattı!

Beri yanda, sahadaki siyasi kadro, il ve ilçe teşkilatlarına rant odaklı sızmaların, ayyuka çıkması!

Partiden yük alma yerine, yük olma gayretiyle, kendini bulunmaz hint kumaşı sananların, alan işgali..

Ve en önemlisi de!..

Ehliyet ve liyakatti rafa kaldırıp, siyaset ve bürokraside kalıplaşan, eş-dost adamcılığı ve kayırmacılığı, yönetimsel anlayışa egemen kılınarak, kendi evladını yiyen canavara dönüşmesi!

***

Kısacası, AK Partiyi Erdoğanın üstlendiği davanın, 2005 ila 2015 yılları arasındaki rotasını saptıran!.. Söylem ve eylemlerini, pratiğe dönüştüren çözüm üretici güven, ne hazindir ki son 3-4 yıllık zaman, dilimi içerisinde, tar-ü mar edildi!

Netice itibariyle, Erdoğanın beyanları önemli ve güven tesis edici!..

İşte bu noktada, Erdoğan kadrolarında, teşkilat yapılarında, samimiyeti, güveni, doğruluğu, güzelliği, hakkı, hukuku, insanı, vicdani ve rahmani rotayı benimseyenlerle yürümeli!

***

Bu değerleri ikmale getirip yeniden tahkim edebilmek için de, radikal adımlar atılmalı.. Özellikle de, toplumu, insanları, ülkeyi ve bölgeyi inciten, irrite edici milliyetçi-devletçi radikal kesicileri

Bencil, çıkar düşkünü..

Rant, adamcılık, şaibeli, kibirli, halktan kopuk, ihalecilerle haşir neşir ticari zihnin katmanlarını, tez elden tasfiye edici bir operasyona, start vermelidir!

***

İşte bu rota; Erdoğanın Diyarbakıra olan güven telkin edici yola getirecektir!..

2005 ruhu, sonrasında pratiğe geçen; hakların kazanımı yeniden filizlenir, kendini dirilişe sokar!..

***

BULUYA EL çEKTİRMEK?

..Evet ya, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Buluya neden el çektirildi?..

Ya da; neden görevden alındı?..

Soruya, medya koridorlarına yansıyan; çok çeşitli yanıtlar var..?

Kimine göre, öğrencilerin fendi, YÖKü yendi..

Kimine göre, Bulu becerikli, uzlaşıcı, kaynaştırıcı olamadı?..

Kimine göre, tepkileri minimize edip, süreci iyi yönetemedi?

***

Ve kimine göre, siyasal iktidar sol ve seküler fikriyata boyun eğerek, geri atım attı?..

Kimileri de, görevden alınmanın 15 Temmuza denk getirilmesi; çok şey söyletiyor?

***

Kim ne der bilmem!..

Altı ayı aşan zaman diliminde sürekli Bulunun gündem edilmesi, Boğaziçi üniversitesinin marjinal kimliğiyle, körüklenir haline; karşı bu sonuç hükümete eksi puandır

Özeti, Boğaziçinin tabulaşan ideolojisinin fendi, siyasal iktidarın kamusal yönetim yetki sistemini; yendiii!

Ama İstemezük, galip geldi..

Ki bu da, yenilerine yelken açacaktır?

Not edebiliriz bir yere bunu!...

***

FETÖCÜLERİN YILDIZI KİM?

Bay Kemal Kılıçdaroğlu..

Hiç lafı evirmeye çevirmeye de gerek yok..

Kimse de, kusura bakmasın!

15 Temmuzun sene-i devriyesinde, FETÖ cephesinde, konuşulan o oldu..

Ki FETÖnün propaganda belgeselinde, Yıldız Karakter olarak, Kılıçdaroğlunu baş köşeye koymuşlar!

Yeni bir söyleşi, mülakat yok..

Eskiden, alıntılarla belgesele almışlar

Türkiyedeki mevcut siyasi liderlerden bir tek onu beğenerek yıldız yapmışlar..

Eee; darbe sinsiliğine tiyatro diyen, güdümlü darbe, kontrolle darbe diyen başka bir lider var mı?

Neyse, arşiv çalışmasına zorlanmamışlar!?.

İttifakın çatı adayı olarak Kılıçdaroğlunun öne çıkmasına Meral Akşenerin tepki vermesi, teveccühte saf değişimi mi?

Öyle ya, Kılıçdaroğlu gibi kendileri de FETÖ tabanının oylarına talip.

Bu yıldız rolde, kimin neyi eksik?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Doğru söyleyip zincire vurulmak, yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir.