EEYY, EBEVEYNLER..
Eklenme: 6/15/2019 12:00:00 AM

Bi sakin olun.. Bi relaks deyin.. Nefes alın.. Zihninizdeki; yoğunluğu boşaltın..

Haftasonu

Bugün ve yarın, büyük bir sınav var.. Onun için; gün ortasına kadar sükut kalın

Sessizlik!!!..

Trafiğe de çıkmayın.. Ki zorunlu olmadıkça.. Hayat akışı; öğrencilere bırakılsın..

Siz, ebeveynler, biraz buraya, odaklanın..

Ne, YKS sınavına takılın..

Ne de, Ortaöğretim sınavı..

Ne, okula başlama evresi

Önem arz edici olan çocuklarınızın büyüme sürecindeki, tavrınız!

Yetişkinliği de..

Hayata dair beklentileri de..

Doğru ile yanlışı da

Yani, çocuğunuzun karakteri, sizin söylem ve eyleminizdeki tavıra bağlı olduğunu bilmeniz gerekir

Bilin ki

O tavır salihse; çocuk salih büyür..

O tavır salih değilse çocuk şeytani düşünür..

***

Bir kaç not, aktarayım!

Hekim dostun katkısıyla, sizlere aktarmak istiyorum!!

Ana ilkeniz; çocuğunuzu dinlemeyi bilmenizdir..

Dinleyeceksiniz.. Ama gerçekten, dinleyeceksiniz

Büyüme evreniz..

Yaşam koşullarınız

En önemlisi, kendi plan, tercih ve hayata dair beklentilerinizi empoze etmekten kaçının!

Dikte edip, hayalimdi demeyin

Onu dinleyin, onun tercihine, hayallerine, beklentilerine, planlarına kulak verin..

İtici olmayın.. Saygıyla, karşılık verin.. Eksileri de, artıları da; gerçekçilikle anlayabileceği dil ve üslupla aktarın!!!

***

İlgi ve tutku, önemlidir! çocuğun hayat rotası ve büyüme merdivenleridir..

Siz; bu çıkışta, yolculukta yanında olun.. Yalnız bırakmayın Limanın gövdesi; inançtır.. Ki o da dini eğitimdir..

Allahı tanımasıdır..

Kuran-ı okuyup, öğrenmesidir..

Peygamberini bilmesidir..

Ve bu yolda; kendisine rehber ve harita çizmesidir Denir ya; ağaç yaşken eğilir?..

Bakınız, okullar dün itibariyle eğitim ve öğretime kapandı..

Yani, 18 milyon öğrenci, yaz tatiline girdi..

Hangi veli..

Hangi ebeveyn çocuğunun elinden tutup, hadi evladım dini öğren, kuran- eğitimini al diyor..

Ya da diyebilecek, düşüncede..

Yüzde 99u Müslüman bir ülke diye tanımlanan, Türkiyemizde bu düşünce ne yazık ki, düşük bir yüzdede..

Ama, vebali büyüktür..

Özellikle, dini eğitim ve öğretim açısından..

Eğer ki, bu tutkuyu geliştirebilirseniz Ve destek veren bir fikriyatla, konuşursanız!..

Fikriyle, inancıyla, dünya felsefesi birbirini; sorgulayan mutluluk ortamı yaratır.

Doğru düşünen olur..

Bu hissi alan her çocuk mutluluk kadar, başarıyı da yakalar..

Mutsuz bir doktor mu?

Mutlu bir müzisyen mi?

Hayat, huzur, mutluluk ve sevgi üzerine kurguluysa, ki öyledir.. O zaman; çocuğun mutluluk duygusu, inancıyla önem kazanır!..

***

Günümüz açısından, klişeleşmiş, bir ifade var.. Ekseriyetiyle, annelerden yükselen bir çığlıktır

Kız ya da erkek çocuğu açısından..

Psikolojik sömürü, geliştirme metodu!...

Suçlu ve borçlu hissi oluşturmak..

Saçımı senin için süpürge yaptım..

Yazıklar olsun, emeğimin karşılığı bu muydu? diyerek, sorgulama yapmak!

Bu gibi ifadelerde kısırlaştırıcı bir ruhla suçlu ve borçlu, pozisyonuna, çocuğunuzu getirmeyin..

Yoksa, gelecek ilk tepki, bu dünyaya gelmeyi ben istemedim ki, siz istediniz? olur..

Ve bu ip kopma hali, aile ile çocuk arasındaki bağları, kesintiye alır

Zedeler

Uzaklaşır..

Ve kötülüklerin, yalnızlıkların, başkaların kulvarında yanlışları, sahiplenmeye başlar!!

O da, sokaktaki kötülükler zinciri olarak, birden karşınıza dikilir..

***

Düşük bir saygıDuygusal ilişkileri tar-u mar eder!.. Karar vermede; zayıf kılar Depresyon yaratır

Davranışsal ve duygusal, dağınıklığa neden olur

Birey olabilmeden kaçınır..

Yani zihin ve duygu kaybına kapılmış; şizofrenik hali yaşamaya başlar!..

Onun için, elinizden geldiğince çocuğa maddi ve manevi desteği akıl, izan ve fikir üzerine verin.

Manevi desteğin çoğu zaman maddi destekten daha değerli olduğunu bilmeniz gerekir

Hele ki çağımızdaki ebeveynler bunu kulağa küpe yapmalı!..

***

Unutmayın

Her çocuğun bir mizacı vardır.

Onu değiştirmeye çalışmak yerine anlamaya çalışın.. Neden o mizaç?

Karakterine ve seçimlerine saygı gösterin, ama kontrolsüz bırakmayın!

Dikte etmeyi değil, anlayabilme noktasında, istişare geliştirin...

Her zaman doğruyu bilemez

Ama sınırlara ve kurallara ihtiyacı gerekli..

Ki olmalıdır..

En önemli nokta, güvenli bir ilişki içinde olmasıdır

Bunu sevgi, iletişim ve birey temsiliyeti anlayışıyla yapmanız gerekir

***

Eğer ki bunlar sağlanabilirse..

Eğer ki, doğru bir din eğitimine vaki ise..

Eğer ki, eğitim ve öğretimi, toplumsal değerlerle örtüşense

İşte o zaman gerçek bir güven ortamı, çocuğunuz ve gelecek nesil için sağlanmış olunur..

çünkü, ailenin sağladığı güvenli liman, çocuğun hayatta güçlü durmasının, limanıdır..

Temelidir..

Örülen duvarların, kolonları gibidir; o sağlam durdukça sarsılmazdır!!

***

BİREY NASİHATI!

*Bize aktarılan bilgi eğer internet gibi sanal bir ortam üzerinden dağıtılıyorsa, o bilgiyi şüpheli sınıfında değerlendirmeliyiz.

*Bize aktarılan bilgi eğer kişiden aktarma geliyorsa, şüphelendiğimiz yerlerin kaynağını mutlaka sormalı, kendimiz kaynaktan sağlamasını yapmalıyız.

*Bize aktarılan bilgi eğer yazılı eserden ediniliyorsa, şüphelerimizi gidermek için aynı konuyu bir kaç kaynaktan daha araştırmalıyız.

Eğer okumuyorsak, bilgimiz gerçek ve muteber değildir.

Eğer çeşitli kaynaktan bilginin sağlamasını sağlamıyorsak, tembeliz ve eksik bilgiliyiz.

Eğer elimizde imkan varken, bilginin orjinal ve yasal belgesini gün ışığına çıkarmıyorsak art niyetliyiz.

Beslendiğimiz kaynak, aynı alanda çalışan kişiler ile karşılaşmaktan kaçınıyorsa, çatışıyor ve söylemlerinde hakaret ediyorsa; bilelim ki beslenmiyoruz.

Zehirleniyoruz!

Toplumun diğer kesimine karşı, içmizde hasmane duygular oluşturuluyor ve düşman ediliyoruz.

Önce politize ediliyor sonra kışkırtılıyoruz.

Seçimlerimizde özgürüz.

Seçimlerimizden sorumluyuz.

Beynimiz, masallara gerçeklerden daha fazla inanmaya eğilimli.

Bu hatamızı faydalanılmış bir eğitim ile düzeltebiliriz.

Bir siyasi kimlik, bir siyasi şahıs, bir ideoloji, bir makam uğruna; toplumumuzda çatlak oluşturmak şüphesiz cehalet, ahlaksızlık ve bencilliğe delildir.

***

EY OĞUL

Bir neslin kaderi; o nesli yetiştiren yönetimlerin elindedir

Ki en büyük yetiştirici de; ailedir..

Sonra eğitim kurumudur..

Bilahare yaşadığı çevredir..

Ülke yönetimidir.. Urfi liderinin, kendine biçtiği rolün, çevresel etkisidir..

Sokaktır.. Pek tabi ki, işyeridir.. çalışma ortamıdır

Diğer bir nokta ise; yeni bir nesle yelken açarken kurduğu aile temelidir..

Kişi için, bireysel sorumluluk..

O bireye dair, fikrimizi yukarıda aktardık..

Ama, idare.. Yani ülke yönetimindeki, zevat için...

İşte bu konuda, Şeyh Edibali, oğlu Osman Gaziye verdiği öğüt, büyük örnek teşkil etmektedir..

Ey oğul diye başlayan, her kelimesi altın değerinde, öğütler içeren bir manzume!..

Hayat, rotası gibi!.. Ne diyor; Şeyh Edibali

***

Ey oğul Artık Beysin!

Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana.

Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana...

Ey oğul Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.

Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey oğul İşin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı.

Allah yardımcın olsun...

Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın!

Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin.

Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.

Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!

Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir.

Bütün bilinmeyenler, fethedilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.

Ey oğul! Ananı, atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir.

İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin.

Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü görme! Bildiğini bilme! Sevildiğin yere sık gidip gelme!